Saddam zamanındaki Irak olayları
Saddam zamanında Baas Partisi iktidardaydı. Onlar tam bir koyu milliyetçi ırkçılığa giden bir politika dikta rejimini uygulamışlardı. O zamanlarda gerek Kürtlere, gerekse Türklere büyük baskılar uygulandı. Bunlar arasında:
1 - Osmanlı'dan kalma isimleri Türkçe olan tüm yerleşim bölgelerinin isimleri Araplaştırıldı. (Şu andaki isimlerde Türkçe'ye rastlamak hemen hemen yok denecek kadar azalmıştır).
2 - 1981'de alınan bir karala Türkmenlerin Irak'ın güneyine tehcir edilmelerine karar verildi. Şimdi de tüm hareketlerde kaçırma yolları aranmaktadır. Yerlerine de Kürtleri yerleştirme çabaları sürüp gitmektedir!
3 - Türklerin-Türkmenlerin ellerindeki malların istimlak edilmelerine geçildi. Zaten direnenleri terörist ilan etmek en büyük bahanedir. ABD askerlerine birkaç kelime söylemek yeterli olmaktadır. Onlar zaten canları burunlarındadır. Hemen Kürtlerin yalanlarına kapılarak isteklerini yerine getirmektedirler! Tefler de öyle yakılıp yıkılmadı mı?
4 - 1989 tarihli bir kararla Türkmenleri Kerkük'te gayri menkul mal satın almaları yasaklanmıştır. Şimdi de aynı uygulamalar tüm hızıyla devam etmektedir.
5 - Bu kararlara karşı gelenler ise yok edilmişti. Ya idam edilmiş ya da ortadan yok olmuştur.
6 - 1996'da Erbil'deki okullara baskın yapılarak 34 Türkmen öldürülmüştür. Birçokları tutuklanmış sondan da ortadan kaybedilmiştir.
7 - Ondan sonra yoğun asimilasyon politikaları uygulanmış ve Saddam rejiminin devamı süresince aynen devam edilmiştir. Bununla beraber yasaklar birbirini takip etmiştir. Onları arasından bazıları:
a - Ana dillerinde okumaları yasaklanmıştır,
b - Resmi dairelerde Türkçe konuşmak da yasaklanmıştır,
c - Türkmenlere her türlü ticari malın alım satımı yasaklanmıştır,
d - Mahalle köy ve yerleşim yerlerinin Türkçe isimleri yasak edilmiştir.
e - Türkmenlerin ellerindeki gayri menkulleri de istimlak edilerek alınmaya çalışılmıştır.
Yeni Irak'ta yapılması gerekenler
Her şeyden önce halka ve tüm Irak mensuplarına etnik kökenlerine bakılmaksızın eşit hakların tanıması gerekmektedir. Daha sonra da demokratik olarak tam bağımsız ve tarafsız bir şekilde, önce kayıtların yenilenmesi sonra sayımın yerine getirilmesi şarttır. Ondan sonra seçmen kütüklerinin tarafsızlık içinde gözden geçirilmesi, hazırlanması ve seçimlerin yapılması gerekmektedir. Bunun yanında ABD dostunu ve düşmanını iyi tanımalı ve iyi seçmelidir. Hali hazırdaki sadece kendi gücüne dayanan ve kimseyi dinlemeden hareket eden tarzını bırakmalı ve yaptıkları hakkında düşünmeye başlamalıdır. Türkiye'nin ABD'ye tanıdığı imkanları ve Irak halkına karşı verilen yardımları da iyi değerlendirmeleri gerekir. Onun yanında gelecekte de Türkiye'ye duyacağı ihtiyaçlarını ve bölgenin stratejik durumuna da bir kez daha düşünmesi gerekmektedir. Ortadoğu'da adeta bir düşmanlık ve çekilmez saldırı ortamının gelmesine sebep olan bu işgalden ABD tüm mesuliyeti üzerinde taşımaktadır. 2003 yılındaki ABD müdahalesiyle Baas Partisi ve Saddam Hüseyin diktası sona erdi. Onunla beraber ABD Irak'ta beklendiği gibi iyi karşılanmadı. Tam tersine halktan büyük direnç gelişti ve ABD çok zor durumlarla karşı karşıya kaldı. Şu anda tam bir çıkmazın içinde ne yapacağını şaşırmış sağa sola saldıran bir dengesizlik içinde bunmaktadır. Bu bölgede de güçlü bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'ne yaptığı bazı haksızlıkların acilen düzelterek eski dostlukların yenilenmesi için çaba göstermesi gerekir. Orta Asya ve Orta Doğu ile tarihi inanç-kültür ve sosyal bağlantıları çok gelişmiş olan bir Türkiyesiz bu bölgelere hiçbir zaman tam hakim olamayacağını ve bunun zararının da çok büyük ve dramatik olacağını bir an önce idrak etmesi gerekmektedir. Türkmenler Saddam diktasından kurtuldu ama şimdi de Kürt-ABD saldırılarına maruz kalmaktadır. Mesela Tel Afer'deki durum apaçık bu tehlikeleri dile getirmektedir. Türkmenler 1000 yıllık topraklarını vatanlarını ve ev barklarını kaybetmek üzerededirler. Kürtler ABD ile İsrail'i arkalarına alarak tüm o bölgelere hakimiyetlerini kurmak istemektedirler. Türkmenlere ise tam düşmanca davranmaktadırlar. ABD askerleri ile yönetimi de Kürtlerin etkisi altındadır.
Eğer ABD Irak'a demokrasi ve hürriyet getirmek için bu işgale kalkıştığını ispat etmek istiyorsa o zaman yapacağı çok şey mevcuttur. Ama şu andaki davranışlarını kökünden değiştirmesi gerekmektedir. Mesela yapması gerekenler arasında:
1 - Irak'ın toprak ve idari bütünlüğünü korumak,
2 - Irak'ta demokratik parlamenter sistemini kurmak,
3 - Irak'ta yaşayan tüm toplumlara Araplara-Kürtlere ve Türkleere-Türkmenlere eşit haklar tanımak, onların idarede eşit derecede yer almalarını temin etmek,
4 - Millet Meclisi'nde ve Bakanlar kurulunda toplulukların sayılarını eşit şekilde temsil edilmelerini temin etmek,
5 - Tüm toplumun inanç hürriyetlerine, çalışma ve davranış ile yaşama hürriyetlerine saygılı davranmak ve onlara gereken imkanı hazırlamak,
6 - Herkesin mülkiyet ve sosyal haklarına sahip olmasını temin etmek,
7 - Genel ve mahalli seçimlerde temsil hakları ile seçme ve seçilme haklarını temin etmek,
8 - Mahalli idarelerde nüfus oralarına uygun şekilde temsil edilmelerini temin etmek ve hukuka saygılı, yasalar karşısında eşit ve ülkenin siyasi, ekonomik, idari, kültürel, sosyal ve benzeri sistemlerde eşit imkanların teminine çalışmaktır.
Bunlar temin edilirse Irak topraklarında ve hatta tüm Ortadoğu'da şu anda en yüksek derecede seyreden terör, kargaşa, katliamlar, soykırım ve benzeri tehlikeli gidişatlar yavaş yavaş sona erecektir. Ama şu ana kadar yaptıkları gibi ABD İsrail ve Kürt yandaşlarının etrafa saçtıkları kin, nefret ve kan ile nehirlerinde herhalde kaybolup gideceklerdir!
Saddam zamanında Baas Partisi iktidardaydı. Onlar tam bir koyu milliyetçi ırkçılığa giden bir politika dikta rejimini uygulamışlardı. O zamanlarda gerek Kürtlere, gerekse Türklere büyük baskılar uygulandı. Bunlar arasında:
1 - Osmanlı'dan kalma isimleri Türkçe olan tüm yerleşim bölgelerinin isimleri Araplaştırıldı. (Şu andaki isimlerde Türkçe'ye rastlamak hemen hemen yok denecek kadar azalmıştır).
2 - 1981'de alınan bir karala Türkmenlerin Irak'ın güneyine tehcir edilmelerine karar verildi. Şimdi de tüm hareketlerde kaçırma yolları aranmaktadır. Yerlerine de Kürtleri yerleştirme çabaları sürüp gitmektedir!
3 - Türklerin-Türkmenlerin ellerindeki malların istimlak edilmelerine geçildi. Zaten direnenleri terörist ilan etmek en büyük bahanedir. ABD askerlerine birkaç kelime söylemek yeterli olmaktadır. Onlar zaten canları burunlarındadır. Hemen Kürtlerin yalanlarına kapılarak isteklerini yerine getirmektedirler! Tefler de öyle yakılıp yıkılmadı mı?
4 - 1989 tarihli bir kararla Türkmenleri Kerkük'te gayri menkul mal satın almaları yasaklanmıştır. Şimdi de aynı uygulamalar tüm hızıyla devam etmektedir.
5 - Bu kararlara karşı gelenler ise yok edilmişti. Ya idam edilmiş ya da ortadan yok olmuştur.
6 - 1996'da Erbil'deki okullara baskın yapılarak 34 Türkmen öldürülmüştür. Birçokları tutuklanmış sondan da ortadan kaybedilmiştir.
7 - Ondan sonra yoğun asimilasyon politikaları uygulanmış ve Saddam rejiminin devamı süresince aynen devam edilmiştir. Bununla beraber yasaklar birbirini takip etmiştir. Onları arasından bazıları:
a - Ana dillerinde okumaları yasaklanmıştır,
b - Resmi dairelerde Türkçe konuşmak da yasaklanmıştır,
c - Türkmenlere her türlü ticari malın alım satımı yasaklanmıştır,
d - Mahalle köy ve yerleşim yerlerinin Türkçe isimleri yasak edilmiştir.
e - Türkmenlerin ellerindeki gayri menkulleri de istimlak edilerek alınmaya çalışılmıştır.
Yeni Irak'ta yapılması gerekenler
Her şeyden önce halka ve tüm Irak mensuplarına etnik kökenlerine bakılmaksızın eşit hakların tanıması gerekmektedir. Daha sonra da demokratik olarak tam bağımsız ve tarafsız bir şekilde, önce kayıtların yenilenmesi sonra sayımın yerine getirilmesi şarttır. Ondan sonra seçmen kütüklerinin tarafsızlık içinde gözden geçirilmesi, hazırlanması ve seçimlerin yapılması gerekmektedir. Bunun yanında ABD dostunu ve düşmanını iyi tanımalı ve iyi seçmelidir. Hali hazırdaki sadece kendi gücüne dayanan ve kimseyi dinlemeden hareket eden tarzını bırakmalı ve yaptıkları hakkında düşünmeye başlamalıdır. Türkiye'nin ABD'ye tanıdığı imkanları ve Irak halkına karşı verilen yardımları da iyi değerlendirmeleri gerekir. Onun yanında gelecekte de Türkiye'ye duyacağı ihtiyaçlarını ve bölgenin stratejik durumuna da bir kez daha düşünmesi gerekmektedir. Ortadoğu'da adeta bir düşmanlık ve çekilmez saldırı ortamının gelmesine sebep olan bu işgalden ABD tüm mesuliyeti üzerinde taşımaktadır. 2003 yılındaki ABD müdahalesiyle Baas Partisi ve Saddam Hüseyin diktası sona erdi. Onunla beraber ABD Irak'ta beklendiği gibi iyi karşılanmadı. Tam tersine halktan büyük direnç gelişti ve ABD çok zor durumlarla karşı karşıya kaldı. Şu anda tam bir çıkmazın içinde ne yapacağını şaşırmış sağa sola saldıran bir dengesizlik içinde bunmaktadır. Bu bölgede de güçlü bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'ne yaptığı bazı haksızlıkların acilen düzelterek eski dostlukların yenilenmesi için çaba göstermesi gerekir. Orta Asya ve Orta Doğu ile tarihi inanç-kültür ve sosyal bağlantıları çok gelişmiş olan bir Türkiyesiz bu bölgelere hiçbir zaman tam hakim olamayacağını ve bunun zararının da çok büyük ve dramatik olacağını bir an önce idrak etmesi gerekmektedir. Türkmenler Saddam diktasından kurtuldu ama şimdi de Kürt-ABD saldırılarına maruz kalmaktadır. Mesela Tel Afer'deki durum apaçık bu tehlikeleri dile getirmektedir. Türkmenler 1000 yıllık topraklarını vatanlarını ve ev barklarını kaybetmek üzerededirler. Kürtler ABD ile İsrail'i arkalarına alarak tüm o bölgelere hakimiyetlerini kurmak istemektedirler. Türkmenlere ise tam düşmanca davranmaktadırlar. ABD askerleri ile yönetimi de Kürtlerin etkisi altındadır.
Eğer ABD Irak'a demokrasi ve hürriyet getirmek için bu işgale kalkıştığını ispat etmek istiyorsa o zaman yapacağı çok şey mevcuttur. Ama şu andaki davranışlarını kökünden değiştirmesi gerekmektedir. Mesela yapması gerekenler arasında:
1 - Irak'ın toprak ve idari bütünlüğünü korumak,
2 - Irak'ta demokratik parlamenter sistemini kurmak,
3 - Irak'ta yaşayan tüm toplumlara Araplara-Kürtlere ve Türkleere-Türkmenlere eşit haklar tanımak, onların idarede eşit derecede yer almalarını temin etmek,
4 - Millet Meclisi'nde ve Bakanlar kurulunda toplulukların sayılarını eşit şekilde temsil edilmelerini temin etmek,
5 - Tüm toplumun inanç hürriyetlerine, çalışma ve davranış ile yaşama hürriyetlerine saygılı davranmak ve onlara gereken imkanı hazırlamak,
6 - Herkesin mülkiyet ve sosyal haklarına sahip olmasını temin etmek,
7 - Genel ve mahalli seçimlerde temsil hakları ile seçme ve seçilme haklarını temin etmek,
8 - Mahalli idarelerde nüfus oralarına uygun şekilde temsil edilmelerini temin etmek ve hukuka saygılı, yasalar karşısında eşit ve ülkenin siyasi, ekonomik, idari, kültürel, sosyal ve benzeri sistemlerde eşit imkanların teminine çalışmaktır.
Bunlar temin edilirse Irak topraklarında ve hatta tüm Ortadoğu'da şu anda en yüksek derecede seyreden terör, kargaşa, katliamlar, soykırım ve benzeri tehlikeli gidişatlar yavaş yavaş sona erecektir. Ama şu ana kadar yaptıkları gibi ABD İsrail ve Kürt yandaşlarının etrafa saçtıkları kin, nefret ve kan ile nehirlerinde herhalde kaybolup gideceklerdir!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006