(dünden devam…)
Peygamber Efendimizin döneminde mümin kadınlar İslam devriminin önünde bulunuyorlardı. Zira bu devrim onlara bir insan olarak değer kazandırmış, onların emeğine toplumda talep yaratmıştır. Ebu Said el-Hudri bildiriyor ki, "Resûlullah (s.a.v) insanları sadaka vermeye teşvik eden hadisi anlattıktan sonra, en fazla sadaka paylayan kadınlar idi." (Müslim, "Salatül-akideyn, 9).
Böyle kadınların başında Hz. Hatice (a.s) geliyordu. Resûlullah (s.a.v) onun için böyle buyurmuştur: "İslam, Ali'nin kılıncı, Hatice'nin malı üzerinde yükseldi." (Prof. Dr. Haydar Baş, İslam'da Kadın Hakları, Bakü, 2005).
Hz. Muhammed (s.a.v), "İlim kadın ve erkek üzerine farzdır" diye buyurduktan sonra Müslüman kadınlar toplulukla ilim peşine koşmuşlar. Zira okuma ve yazma, dini bilgileri kavrama, onlara daha hür olmaya imkân sağlıyordu. Onlar, eğitim yoluyla toplumun yönetilmesine katılıyorlardı.
Medine hanımları, Resûlullah'a (s.a.v) gelmiş ve demişler: "Ya Resûlallah! Sohbetinizi dinlemek için erkeklerden bize fırsat kalmıyor. Her zaman huzurunuzda onlar bulunuyor, öğreniyorlar. Müsait zamanınızdan bize de bir gün ayırın, o gün gelelim, Allah'ın size bildirdiğinden bize de öğretin." Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v) "Falan günde, falan yerde toplanın" buyurarak sohbet için belli bir gün ayırdı. (Buharî, İ'tisâm: 9; İlim: 35).
Bir gün Halife Ömer hutbede, "Dikkatli olun, kadınların mehirlerini artırmayın" dedi. Bunun üzerine yanakları esmer kırmızısı bir kadın, hemen söze karıştı ve şöyle dedi: "Bu, senin görüşün mü; yoksa Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'den mi duydun? Biz, Allah Teâlâ'nın Kitabında senin söylediğinin aksini buluyoruz. Allah Teâlâ, 'Eğer bir kadını boşayıp yerine başka bir kadını almak istiyorsanız, ilkine kantar yükü altın vermiş de olsanız hiçbir parçasını geri almayın' (Nisâ, 4/20) buyuruyor." Ömer, bir ara şaşkınlaştı ve şöyle dedi: "Herkes Ömer'den daha anlayışlı; evlerindeki kadınlar bile…" (Prof. Dr. Haydar Baş, Rahmetenlil Alemin Hz. Muhammed, c.2, Bakü, 2005).
Sunduğumuz ayet ve hadislerde görüldüğü gibi, Resûlullah (s.a.v) döneminde kadınlar, çocuklar ve ezilen kullar kendi haklarına kavuşmuşlar. Bu nedenle, onlar kendi haklarını savunmak için Kur'an-ı Kerim ve Resûlullah'a (s.a.v) sıkı sarılmışlar. Bir zamanlar onların haklarını sömürenler bundan rahatsız idiler ve eski günlerin dönmesi düşüncesi ile yaşıyorlardı. Maalesef, Resûlullah'ın (s.a.v) vefatından sonra onların istekleri zamanla gerçekleşti. Emeviler döneminden başlayarak cahiliye geleneklerini devreye sokan farklı bir İslam ortaya çıkmaya başladı. Bunun delili, gerçek İslam'ı yaşayan Ehli-Beyt ve onun taraftarlarına yapılan zulümler idi.
1.2. Ergen (rüşd) olmanın temel koşulları: Bilim ve eğitim:
Hz. Muhammed (s.a.v) ilim ve eğitimin insan, toplum ve ahiret için önemini öne çekerek böyle buyurmuştur:
"Çocuklarınıza hoş muamelede bulunun ve onları güzel eğitin." (İbn Mace Ebu Abdullah, es-Sünen, Kahire 1313, c.1, s.204).
"Hiçbir ana-baba çocuğuna güzel terbiye ve eğitimden daha iyi bir miras bırakamaz." (Şeyh Mansur Ali Nâsıf, et-Tâcu'l-Câmiu'l Ahâdîsi'r-Resul, Kahire 1935, c.V, s.8).
"En faziletli sadaka müslümanın ilim öğrenip sonra onu müslüman kardeşine öğretmesidir." (İbn Mace, Sünnet, 20).
"Mümin sonunda varacağı yer cennet oluncaya kadar, işittiği hiçbir ilme asla doymaz." (Tirmizi, İlim, 19, 26869).
"İlim öğrenirken ölen kişi ile cennette benim aramda sadece bir derece vardır." (Darimi, 1 100).
"Âlimlerler peygamberlerin mirasçılarıdır." (Ebû Bekr Ahmed b. Ali b. Sâbit Hatîb el-Bağdâdî, er-Rihle fî talebi'l-hadîs, thk. Nurettin Itr, Beyrut: Dâru'l- Kütübi'l- İlmiyye, 1395/1975, s. 18).
"İlim öğrenin ve onu insanlara öğretin." (ed-Dârimî, Sünen, el-Muk., B. 24, İstanbul 1981).
"Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz." (Şeyh Mansur Ali Nâsıf, Mısır 1971, c.I, s.65).
"İki günü birbirine müsavi olan Müslüman zarardadır." (Deylemî, el-Firdevs, Beyrut 1986, C.IlI, s.611).
"Bir ilim öğreten kimseye, -onların sevabında bir eksilme olmaksızın- öğrettiği ilimle amel edenlerin kazandıkları sevap kadar sevap verilir." (İbn Mace, Sünnet, 20).
"Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ol, ya da ilmi seven ol. Sakın beşincisi olma (bunların dışında kalma) helak olursun." (Mecmeu'z- Zevaid, c.1, s.122).
"Sadakanın en faziletlisi, Müslüman'ın bir bilgi öğrenmesi, sonra da o
"Hikmet ve ilim müminin yitik malıdır. Onu nerede bulursa alır." (Tirmizi, İlim, 19).
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur: "Çocuklarınızı içinde bulunduğunuz zamandan ziyade, gelecek için hazırlayıp yetiştiriniz. Çünkü onlar sizin zamanınız için değil, gelecek zaman için yaratılmışlardır." (Ahmet Hamdi Akseki, İslam Ahlakı, İstanbul 1968, s. 202).
"Öğretmekte ve okuyup okutmakta olduğunuz kitap sayesinde Rabbânîler olun." (Âli İmrân: 79)." (devam edecek…)
- 44 günlük savaş: Karabağ zaferi-II / 22.01.2021
- 44 günlük savaş: Karabağ zaferi-I / 21.01.2021
- Küresel güçlerin kapitalizme alternatifleri-II / 08.08.2020
- Küresel güçlerin kapitalizme alternatifleri-I / 07.08.2020
- İslam ekonomisi ve Milli Ekonomi Model / 06.08.2020
- Kapitalizme alternatif modeller / 05.08.2020
- Kapitalizmin gerçek sahipleri-V / 30.07.2020
- Kapitalizmin gerçek sahipleri-IV / 29.07.2020
- Kapitalizmin gerçek sahipleri-III / 28.07.2020