Ülkemizin haline baktığımızda ateş çemberi içerisinde olduğunu görüyoruz. Ülkemiz jeostratejik olarak önemli bir konumdadır. Birçok ülkenin gözü topraklarımızdadır. Ülke güvenliğimiz her zaman ayık ve uyanık olmayı gerektirir.
Üzerinde yaşadığımız bu toprağı canları ve kanları ile vatan haline getiren milli kahramanlarımızın arasında kadınlarımızın da olduğunu hepimiz biliriz.
Peki, bu kutlu insanların kimler olduğunu biliyor musunuz?
Siz Nene Hatun’u tanıyor musunuz? Henüz yirmi yaşında genç bir gelin iken verdiği mücadeleyi biliyor musunuz?
Siz, sekiz yaşında cepheye gelip oniki yaşında onbaşı rütbesi alan babasının yanında cepheden cepheye koşan Nezahat Onbaşı’yı tanıyor musunuz?
Siz top mermileri ıslanmasın diye kazağını mermilerin üzerine örten ve soğuktan donarak şehit olan Şerife bacıyı biliyor musunuz?
Peki, milli mücadelede Mehmetçikle beraber destan yazan Erzurumlu Kara Fatma’dan haberiniz var mı?
Sizin cephedeki askere giysi temin etmek için hayatını adayan nice isimsiz kahramandan haberiniz var mı?
Siz eşiyle birlikte milli mücadelede en ön safta savaşırken henüz yirmi bir yaşında iken başından vurularak şehit edilen Gördesli Makbule Hanımı biliyor musunuz?
Siz Çete Emir Ayşe’yi, Tayyar Rahmiye’yi, Tarsuslu Kara Fatma’yı, Kılavuz Hatice’yi, Gaziantepli Yirik Fatma’yı, Nazife Hanımı ve daha nicelerini biliyor musunuz?
Ama biz biliyoruz.
Nasıl mı? Çünkü bu kahramanları bize tanıtan üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş Bey var. Artık bu kahramanlarımızı tanımanın ve kendimize örnek almanın vakti gelmiştir.
Şimdi size milli kahramanlarımızı gönüllerde ve hafızalarda canlı tutacak tarihi bir anekdottan bahsedeceğim. Milli mücadelede savaşın en kızgın dönemidir. Yine fedakâr bir Türk kadını sırtındaki cephaneyi cepheye getirdikten sonra yere yığılıp kalır. Başına toplanırlar; bu mübarek kadının son halini yaşadığı her halinden bellidir. Bir zabit yanına yaklaşır ve sorar. ‘Bana adını söyle seni tarihe yazalım’ der.
Mücahide kadın ‘benim adımın ne önemi var a oğul’ der. ‘Önemli olan vatan topraklarının düşman askerlerinden kurtarılmasıdır’.
Daha sonra gözlerini aralar ve ‘Yaz oğul, benim adım Anadolu’ der ve oracıkta son nefesini verir.
Üzerinde yaşadığımız bu toprağı canları ve kanları ile vatan haline getiren milli kahramanlarımızın arasında kadınlarımızın da olduğunu hepimiz biliriz.
Peki, bu kutlu insanların kimler olduğunu biliyor musunuz?
Siz Nene Hatun’u tanıyor musunuz? Henüz yirmi yaşında genç bir gelin iken verdiği mücadeleyi biliyor musunuz?
Siz, sekiz yaşında cepheye gelip oniki yaşında onbaşı rütbesi alan babasının yanında cepheden cepheye koşan Nezahat Onbaşı’yı tanıyor musunuz?
Siz top mermileri ıslanmasın diye kazağını mermilerin üzerine örten ve soğuktan donarak şehit olan Şerife bacıyı biliyor musunuz?
Peki, milli mücadelede Mehmetçikle beraber destan yazan Erzurumlu Kara Fatma’dan haberiniz var mı?
Sizin cephedeki askere giysi temin etmek için hayatını adayan nice isimsiz kahramandan haberiniz var mı?
Siz eşiyle birlikte milli mücadelede en ön safta savaşırken henüz yirmi bir yaşında iken başından vurularak şehit edilen Gördesli Makbule Hanımı biliyor musunuz?
Siz Çete Emir Ayşe’yi, Tayyar Rahmiye’yi, Tarsuslu Kara Fatma’yı, Kılavuz Hatice’yi, Gaziantepli Yirik Fatma’yı, Nazife Hanımı ve daha nicelerini biliyor musunuz?
Ama biz biliyoruz.
Nasıl mı? Çünkü bu kahramanları bize tanıtan üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş Bey var. Artık bu kahramanlarımızı tanımanın ve kendimize örnek almanın vakti gelmiştir.
Şimdi size milli kahramanlarımızı gönüllerde ve hafızalarda canlı tutacak tarihi bir anekdottan bahsedeceğim. Milli mücadelede savaşın en kızgın dönemidir. Yine fedakâr bir Türk kadını sırtındaki cephaneyi cepheye getirdikten sonra yere yığılıp kalır. Başına toplanırlar; bu mübarek kadının son halini yaşadığı her halinden bellidir. Bir zabit yanına yaklaşır ve sorar. ‘Bana adını söyle seni tarihe yazalım’ der.
Mücahide kadın ‘benim adımın ne önemi var a oğul’ der. ‘Önemli olan vatan topraklarının düşman askerlerinden kurtarılmasıdır’.
Daha sonra gözlerini aralar ve ‘Yaz oğul, benim adım Anadolu’ der ve oracıkta son nefesini verir.
Saliha Kepekçi / diğer yazıları
- Nefs muhasebesi yapmak zorundayız / 17.02.2013
- Türk kadınları bir başka yiğittir / 16.02.2013
- Milli Kahramanlarımızı Anma Programlarıyla milletimiz kökleriyle buluşuyor / 09.02.2013
- Kadın kahramanlarımızı ne kadar tanıyoruz? / 31.01.2013
- Türk kadınları bir başka yiğittir / 16.02.2013
- Milli Kahramanlarımızı Anma Programlarıyla milletimiz kökleriyle buluşuyor / 09.02.2013
- Kadın kahramanlarımızı ne kadar tanıyoruz? / 31.01.2013