Tarihin değişik dönemlerinde olduğu gibi yine vatanımız felaketlerle karşı karşıya.
Maddi manevi zenginliklerimiz talan ediliyor; vatan, toprağa bayrak bir bez parçasına indirgenmeye çalışılıyor.
Bölünmenin ayak sesleri artık kulaklarımızın dibine kadar geldi.
Yabancı askerler etrafımızda cirit atıyorlar.
Biz Türk erkekleri olarak da, Türk kadınları olarak da bugün bir nefs muhasebesi yapmak zorundayız.
Milli kahramanlarımız hep bu ruhla çalıştılar. Ellerindeki imkânlara bakmadılar. “İmkân var mı, gücümüz yeter mi, dost ve düşmanlarımız ne derler” şeklinde hiçbir hesapları olmadı.
Onların bir hesabı vardı. “Allah’ın bizden razı olması için vatanımızı, namusumuzu, bayrağımızı canımızdan aziz bilmek zorundayız” dediler.
Bakın bu konuda canlı bir örneği sizlerle paylaşmak istiyorum.
Fransızlar tarafından işgal edilen Antep'te halk bu saldırıya karşı koymak için ortaya varını yoğunu koyar. O gün asker sıkıntısı vardır. O gün silah sıkıntısı vardır. Antep 'te bir avuç insan vardır ama onların da maddi gücü yoktur. Bu kahraman insanlar bulup buluşturdukları paraları ile ya da değerli eşyalarını takas ederek silah temin ederler. Bu şartlarda mücadele verirler.
Size tarihi bir vakıadan bahsetmek isterim.
Param yok demeyi onuruna yediremeyen yoksul bir babanın ruh zenginliğidir bu.
O günlerde, hayattaki tek varlığı olan 6-7 yaşlarındaki küçük kızını Halep'e götürerek 5 altın liraya zengin bir aileye evlatlık verir. Bu parayla tüfek alarak şehitlik mertebesine ulaşmak için Antep'e döner ve büyük fedakârlıklar gösterir.
İşte biz böyle insanlar yetiştiren büyük bir medeniyetin mensuplarıyız.
Dün bu mücadeleyi verdik, bugün de bu milli mücadeleyi veririz.
Vatan mücadelesi ulu önder Mustafa Kemal liderliğinde, milletin kuvveti ile bütün vatan sathında gerçekleşmiştir. Atatürk, “hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır" demiştir. Yani vatanın her karışı savunulacak ve bir kum tanesinden bile vazgeçilmeyecektir.
Kuva-yı Milliyenin lideri, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu da bütün vatan topraklarını dolaşıyorlar.
Basınla-yayınla aklı karıştırılan, moralleri bozulan, kendine yabancı hale getirilen milletimize kimliğini hatırlatıyor.
Kürdüyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkeziyle bir millet olduğumuzu, Türk milletinin asil evlatları olduğumuzu hatırlatıyor.
“Bu millet kardeştir, ayıranlar kalleştir” diye haykırıyor.
Gün, onlarca yıldan beri söyledikleri bir bir çıkan bir lider olarak hocamızın tespitlerini can kulağıyla dinleme günüdür.
Gün, bağımsızlığımızı, bayrağımızı, kutsal topraklarımızı, değerlerimizi ve geleceğimizi korumanın yolu Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın başlattığı Kuva-yı Milliye bayrağı altında Bağımsız Türkiye yolunda bir bilek bir yürek olma günüdür.
Maddi manevi zenginliklerimiz talan ediliyor; vatan, toprağa bayrak bir bez parçasına indirgenmeye çalışılıyor.
Bölünmenin ayak sesleri artık kulaklarımızın dibine kadar geldi.
Yabancı askerler etrafımızda cirit atıyorlar.
Biz Türk erkekleri olarak da, Türk kadınları olarak da bugün bir nefs muhasebesi yapmak zorundayız.
Milli kahramanlarımız hep bu ruhla çalıştılar. Ellerindeki imkânlara bakmadılar. “İmkân var mı, gücümüz yeter mi, dost ve düşmanlarımız ne derler” şeklinde hiçbir hesapları olmadı.
Onların bir hesabı vardı. “Allah’ın bizden razı olması için vatanımızı, namusumuzu, bayrağımızı canımızdan aziz bilmek zorundayız” dediler.
Bakın bu konuda canlı bir örneği sizlerle paylaşmak istiyorum.
Fransızlar tarafından işgal edilen Antep'te halk bu saldırıya karşı koymak için ortaya varını yoğunu koyar. O gün asker sıkıntısı vardır. O gün silah sıkıntısı vardır. Antep 'te bir avuç insan vardır ama onların da maddi gücü yoktur. Bu kahraman insanlar bulup buluşturdukları paraları ile ya da değerli eşyalarını takas ederek silah temin ederler. Bu şartlarda mücadele verirler.
Size tarihi bir vakıadan bahsetmek isterim.
Param yok demeyi onuruna yediremeyen yoksul bir babanın ruh zenginliğidir bu.
O günlerde, hayattaki tek varlığı olan 6-7 yaşlarındaki küçük kızını Halep'e götürerek 5 altın liraya zengin bir aileye evlatlık verir. Bu parayla tüfek alarak şehitlik mertebesine ulaşmak için Antep'e döner ve büyük fedakârlıklar gösterir.
İşte biz böyle insanlar yetiştiren büyük bir medeniyetin mensuplarıyız.
Dün bu mücadeleyi verdik, bugün de bu milli mücadeleyi veririz.
Vatan mücadelesi ulu önder Mustafa Kemal liderliğinde, milletin kuvveti ile bütün vatan sathında gerçekleşmiştir. Atatürk, “hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır" demiştir. Yani vatanın her karışı savunulacak ve bir kum tanesinden bile vazgeçilmeyecektir.
Kuva-yı Milliyenin lideri, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu da bütün vatan topraklarını dolaşıyorlar.
Basınla-yayınla aklı karıştırılan, moralleri bozulan, kendine yabancı hale getirilen milletimize kimliğini hatırlatıyor.
Kürdüyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkeziyle bir millet olduğumuzu, Türk milletinin asil evlatları olduğumuzu hatırlatıyor.
“Bu millet kardeştir, ayıranlar kalleştir” diye haykırıyor.
Gün, onlarca yıldan beri söyledikleri bir bir çıkan bir lider olarak hocamızın tespitlerini can kulağıyla dinleme günüdür.
Gün, bağımsızlığımızı, bayrağımızı, kutsal topraklarımızı, değerlerimizi ve geleceğimizi korumanın yolu Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın başlattığı Kuva-yı Milliye bayrağı altında Bağımsız Türkiye yolunda bir bilek bir yürek olma günüdür.
Saliha Kepekçi / diğer yazıları
- Nefs muhasebesi yapmak zorundayız / 17.02.2013
- Türk kadınları bir başka yiğittir / 16.02.2013
- Milli Kahramanlarımızı Anma Programlarıyla milletimiz kökleriyle buluşuyor / 09.02.2013
- Kadın kahramanlarımızı ne kadar tanıyoruz? / 31.01.2013
- Türk kadınları bir başka yiğittir / 16.02.2013
- Milli Kahramanlarımızı Anma Programlarıyla milletimiz kökleriyle buluşuyor / 09.02.2013
- Kadın kahramanlarımızı ne kadar tanıyoruz? / 31.01.2013