Anadolu velilerinin en büyüklerinden biri olan Eşrefoğlu Rumi Hazretleri, Abdullah Rumi olarak da bilinir.
Babası, Mısır'dan İznik'e göçmüş, Eşrefoğlu Rumi de burada doğmuştur.
Türbesi de doğduğu yer olan İznik'tedir. Ailesinin aslen Mekke'den olduğu ve Hz. Peygamberin soyundan geldiği bilinmektedir.
İlk önce çocuk yaştayken babasının tedrisatından geçen Eşrefoğlu Rumî Hazretleri, İznik'te bulunan medreselerdeki çeşitli âlimlerden de ders aldı. Zamanın zahirî İlimlerinde üstün başarılar elde etti. Sonra Bursa'ya giderek burada tefsir, hadis, fıkıh ve kelam ilimleri üzerine büyük âlimlerden ders aldı. Bursa'da eğitim aldığı medresede müderris olan Eşrefoğlu Rumi Hazretleri, Bursa'nın manevi sahibi Emir Sultan Hazretlerine talebe olmak isteyince Emir Sultan, 'nasibin bende değil' diyerek, onu Ankara'ya Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerine gönderdi.
On bir yılını Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin hizmetinde geçiren Eşrefoğlu Rumi, Hacı Bayram-ı Veli'nin kızı ile evlenerek büyük veliye damat olma şerefine de nail oldu.
Rumi lakabını Hama'da aldı
Bir süre sonra Hacı Bayram-ı Veli, Eşrefoğlu Rumi'yi Kâdiri yolunun inceliklerini öğrenmesi için Suriye'nin başkenti Şam'ın 200 kilometre kuzeyindeki Hama şehrinde bulunan Abdülkadir Geylâni Hazretleri'nin torunlarından Seyyid Hüseyin Hamevi Hazretlerine gönderdi.
Eşrefoğlu Rumi ile Hüseyin Hamevi hazretlerinin ilk görüşmesi çok enteresandır.
O sıralarda hacdan henüz dönmüş olan Hüseyin Hamevi talebelerine; "Bugün Anadolu'dan bir er geliyor. Gidip onu karşılayın" dedi. Karşılamaya giden talebeler çetin yolculuktan dolayı çok yorgun düşmüş Eşrefoğlu Rumi yanlarından geçtiği halde, onu tanıyamadılar. Dergâhın kapısını Eşrefoğlu Rumi'ye, Hüseyin Hamevi Hazretleri açtı. Hazrete Rumi lakabını da Seyyid Hamevi Hazretleri vermiştir.
Hama'da manevi eğitimini kısa sürede tamamlayan Eşrefoğlu Rumi'yi Hüseyin Hamevî Hazretleri, hırka, taç ve bir çift pabuç vererek Anadolu'ya irşad için görevlendirdi. O da hırka ve tacı giydikten sonra, 'mürşidimin verdiği pabuçlar ayakta değil, başta taşınır' diyerek pabuçları ayağına değil, başına koyarak yola çıktı.
Eşrefoğlu Rumi'yi yolcu ettikten sonra ardından bir müddet hüzünlü gözlerle bakan Seyyid Hamevi Hazretleri, "Abdullah-ı Rumi koca bir deniz imiş. Biz de bulunan her şeyi çekip sinesine aldı" buyurmuştur.
Hacı Bayram-ı Veli'ye uğramadan geçilmez
Hama'dan Ankara'ya dönen Eşrefoğlu Rumi, önce Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri'ni ziyaret ettikten sonra İznik'e döndü ve hayatının sonuna kadar burada irşad vazifesini sürdürdü.
Eşrefoğlu Rumi Hazretleri'nin, Müzekkin-Nüfûs başta olmak üzere Tarîkatnâme, Delâlil-ün-Nübüvve, Fütüvvetnâme, İbretnâme, Mâzeretnâme, Elestnâme, Nasîhatnâme, Hayretnâme, Münâcaatnâme, Cinân-ül-Cenân, Tâcnâme, Esrâr-ut-Tâlibîn gibi eserleri vardır.
Allah (c.c.) şefaatinden mahrum eylemesin.
Son söz Eşrefoğlu Rumi Hazretlerinden olsun…
"Aşk sayrusu olanlar gelsünler timâr eyleyem
İçürem aşk şerbetini dostdan haberdâr eyleyem
Açam bâtın gözini, göresin kendü özünü
Dosta döndürem yüzini âlemden bîzâr eyleyem
Söyündürem nefsin odın bozam tılsımın bendin
Götürem benliği seddin ol dosta yular eyleyem
Ol taş olmuş gönüllere uram aşkun külünkini
Âb-ı hayâtı akıdam gönlünde pınar eyleyem
Ben dostu görüp gelmişem devrânın sürüp gelmişem
Dost dostlara gelsün dedi geldim ki haber eyleyem
Kılavuzuyam ol yolun, dilin bilürem ol ilin
Cem eyledim kâfilemi, pes Dosta sefer eyleyem."
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024