Bağımsız Türkiye Partisi, genç Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş liderliğinde son zamanlarda destan yazmaya devam ediyor.
Kongreler için gittiği her ilde, her ilçede yaptığı konuşmalar ile hem kitlelerin gönül tellerine dokunuyor, yaşanan gerçekleri en akılda kalacak cümlelerle kısa ve öz olarak ifade ediyor ve hem de zihinlerde iz bırakarak dönüyor.
Sayın Baş'ın zihinlerde bıraktığı bu izler, takip eden günlerde basın-yayın vasıtasıyla, özellikle de sosyal medya aracılığı ile adeta bir meltem rüzgarına, bir bad-ı seba'ya dönüşüyor ve tüm vatan sathına yayılıyor.
BTP lideri Sayın Hüseyin Baş'ın camdan değil de candan yaptığı konuşmalarda dile getirdiği, altını çizdiği, zihinlere kazıdığı nice gerçekler var ki, bir şekilde duyan insanımız; "gerçekten öyle, bugüne kadar hiç dikkat etmemiştik, görüp geçmişiz, duyup geçmişiz" demekten kendini alamıyor.
Mesela zekat çıkışı çok konuşuldu, hala da konuşuluyor.
Ülkeyi yönetmekte olan siyasi kadroların, Cuma ve cami üzerinden siyaset yaptıklarını, Ramazan aylarında kameralar eşliğinde iftar yaptıklarını ama nedense zekat verdiklerine dair herhangi bir görüntülerine ve haberlerine rastlanmadığını dile getirmişti ve hali-vakti yerinde olan zenginlerin zekatı ile asgari ücret on bin TL yapılabilir demişti.
Bilindiği gibi mevcut asgari ücret rakamı da, Profesör Dr. Haydar Baş'ın sürekli dile getirdiği "asgari ücret beş bin TL olmalıdır" ısrarı üzerine gerçekleşmişti.
Sayın Hüseyin Baş'ın konuşmaları da, ekonomik açıdan gerçekten zor günler yaşayan milletimize umut oluyor, moral oluyor ve bu ülkede her derdin bir devası olduğu fikrini aşılıyor.
Doların on liraya gelip dayandığı, akaryakıt fiyatlarının on lirayı zorladığı ve yoksulluk sınırının on bin TL'yi geçtiği bu ortamda gerçekten asgari ücretin on bin TL olması bir lütuf değil mutlak bir zarurettir.
İçinde bulunduğumuz Kasım ayının ilk yarısında, tüm Türkiye BTP lideri Sayın Hüseyin Baş'ın oluşturduğu gündemle adeta yattı-kalktı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 83. yıldönümünde sembolik bir anlamı da olan Ayasofya camiinde, Gazi'nin, silah arkadaşlarının ve tüm şehitlerimizin ruhları için Mevlid-i Şerif okutmak talebini dile getiren dilekçe, Valiliğe verildiği gün itibariyle konu gündem olmaya başladı.
10 Kasım'a kadar BTP'nin bu talebi tüm basın-yayın kuruluşlarında, sosyal medyada haber oldu, tartışma programlarında çeşitli katılımcılar tarafından dile getirildi, bu talebin reddedilmesi üzerine Sayın Genel Başkan'ın; "Demek ki Ayasofya ibadete değil siyasete açılmış" cümlesi ise hala konuşulmaya devam ediyor.
Milletimiz BTP lideri Sayın Baş'ın bu çıkışı ile bir kez daha gördü ve anladı ki; atılan isabetli adımlar ve sarf edilen isabetli sözler her zaman adresini buluyor.
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025