Komşumuz İran, dün yeni Cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gitti. 47 milyon seçmen Hatemi'den boşalan koltuğa yeni lideri oturtmak için oy kullanırken, seçimin kıyasıya geçecek olması heyecanı daha da artırıyor.Seçimlere 7 aday katıldı. Yarış büyük ihtimalle, eski Cumhurbaşkanlarından Haşimi Rafsancani ile reformcuların desteklediği Mustafa Moin arasında sürecek.Rafsancani, seçilmesi durumunda Avrupa ile ikili ilişkileri daha da güçlendireceği yorumlarında bulunarak İran'daki genç kitleye de hayat standardı konusunda vaadlerde bulunuyor. Moin ise Hatemi ekseninde yeni açılımlar öne sürmekte.Seçimlere 15 yaşında olanlar da katılıyor. Gençlerin batı hayranlığını iyi kullanarak onlara daha modern imkanlar tanımayı ihmal etmeyen Rafsancani'nin seçilmesi durumunda nasıl bir tabloyla yüzleşeceğini de biliyor.Moin ya da Rafsancani.İran'a karşı bir taraftan Amerikan ambargosu ve işgal senaryoları dillendirilirken diğer taraftan Avrupa'nın elde tutulmaya çalışılması kolay olmayacak.Reformlar adına sözler verilmesine rağmen bunda tam muvaffak olamayarak bazı kesimleri küstüren Hatemi gibi aynı süreci yaşamak istemeyen Rafsancani, mollalar ile dengeyi de iyi tutturmak durumunda.İran'ın kitle imha silahları ve nükleer donanımı çoğu ülkenin canını sıkıyor.İran'ın Suriye ve Irak ile endişeleri tam olarak giderilebilmiş değil.Irak'ta yönetimi devralan Amerika hemen yanıbaşında. Suriye'ye Amerikan baskısı ise hergeçen gün artıyor. Ve böyle bir ortamda bir seçime gidiliyor.İran'ın kaderinde bu seçimlerin etkisi büyük olacak.1980'lerden bu yana Çifte Kuşatma(Dual Containment)ile İran'ı köşeye sıkıştırmanın hesabını yapan Bush yönetimi karşısında İran, öncelikle içte istikrarı sağlamak durumunda.Bu seçimler bu açıdan büyük anlam taşımakta.Seçimler öncesi muhalif hareketleri tetikleyerek iç karışıklıklar çıkarılmak istense de sonuç alınamadı.İran'da seçim kampanyası sırasında çeşitli şiddet olayları yaşandı. Önceki günlerde düzenlenen bombalı saldırılarda, 10 kişi öldürüldü. Başkent Tahran ve diğer kentlerde yüzlerce kişi seçimlerin boykot edilmesi çağrısıyla gösteri yaptı.Bu gelişmeler kontrol altına alındı; ama İran hükümeti önümüzdeki aylarda da yeni provokasyonların olacağı kanaatini besliyor.Hedef tahtasında olduğunu bilen İran için yapılmakta olan bu son seçimler bir nevi kale rolü üslenecek.Seçimler yapılıp sonuçlansa da, Avrupa İnsan Hakkları örgütleri ve seçim komisyonları İran'daki seçimleri demokratik olarak bulmayacaklar.ABD ve Avrupa ülkelerinin düşüncesindeki İran'ın iyi olup olmaması, demokratik takdim edilip edilmemesi, İran'ın dışarıya açılmasına bağlı.İran seçimlerinden kim galip gelirse gelsin, İran'ın imajı öyle kolay kolay düzelmeyecek. İran'ın çökertilmesi planları ise masaüstünde kalmaya devam edecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005