Bağdat'tan yürek parçalayan bu fotoğraf. Çölün ortasında bir anne çocuklarını akbabadan koruyan serçe misali iki çocuğuna kanat germiş.
Çocuklar bomba seslerini duymamak için adeta kulaklarını dayamışlar annelerinin göğsüne...
Çocuğun sırtı kanlar içinde... Kimbilir bu yürek dağlayan kaç sahne var Bağdat çöllerinde...
Bir gecede 6 bin bombanın Irak topraklarına yağdırıldığı, sırf Bağdat'a bir gecede bin füze saldırısının gerçekleştiği ortamda kaç çocuk can veriyor.
Kaç anne göğsünü siper ediyor işgal ordularının vahşi tanklarına...
Ve kimbilir kaç bin anne tank paletlerinin altında bebeleri koynunda can veriyor.
Ne Müslüman dünyası, ne de insanlık bu vahşete karşı soylu bir duruş ortaya koyamıyor.
Hele Türkiye... Tarih boyunca Haçlı Seferlerine karşı göğsünü siper eden Türk milletinin temsilcileri, yöneticileri "Haçlı koalisyonunun bir parçası" olmakla övünüyor.
"Referansım İslam" dediği için milletin gönül verdiği Başbakan Erdoğan bu ortaklığı öyle bir gönül beraberliğine vardırmış ki, "ABD'nin cesur askerlerinin sağlığı için dua ediyorum" diyecek kadar kendinden geçmiş vaziyette.
11 Eylül olayında da ABD halkı ve Bush için dua etmemiş miydi?
Demek ki bu bir dil sürçmesi, basit bir atraksiyon değil, bilinçli, planlı bir tercih.
Irak yağmacıları, 6 milyonluk Bağdat şehrinin insanlarını aç, susuz, ilaçsız, elektriksiz ve en kötüsü cansız bırakırken Irak'ı parsellemek için bir araya gelip planlar kuruyorlar.
Sanki Irak'ı ele geçirmiş, sanki Iraklı teslim olmuş da Irak'ı nasıl yöneteceklerini konuşmaya başladılar.
Sırtlanların acelesi var. Sofrayı erken kuruyorlar. Yarın bir başka sırtlan ortak olur sofraya korkusu ile...
Erken zafer çığlıkları atıyorlar. Ama unutuyorlar, Irak'ı ele geçirseler bile, Iraklıyı ele geçiremeyecekler.
Bir Iraklının şu haykırışını unutmasınlar:
"Biz Filistinli değiliz. Biz milletiz, biz devletiz, biz orduyuz".
Ve bir başka Iraklının feryadıyla rüyadan uyansınlar:
"Hangi özgürlükten bahsediyorlar. Her Amerikalıyı görüşümde, her İngiliz işbirlikçisini hatırladığımda öldürülen çocuklarımı, kardeşlerimi hatırlayacağım. Bu öfke onlara yeter"
Çocuklar bomba seslerini duymamak için adeta kulaklarını dayamışlar annelerinin göğsüne...
Çocuğun sırtı kanlar içinde... Kimbilir bu yürek dağlayan kaç sahne var Bağdat çöllerinde...
Bir gecede 6 bin bombanın Irak topraklarına yağdırıldığı, sırf Bağdat'a bir gecede bin füze saldırısının gerçekleştiği ortamda kaç çocuk can veriyor.
Kaç anne göğsünü siper ediyor işgal ordularının vahşi tanklarına...
Ve kimbilir kaç bin anne tank paletlerinin altında bebeleri koynunda can veriyor.
Ne Müslüman dünyası, ne de insanlık bu vahşete karşı soylu bir duruş ortaya koyamıyor.
Hele Türkiye... Tarih boyunca Haçlı Seferlerine karşı göğsünü siper eden Türk milletinin temsilcileri, yöneticileri "Haçlı koalisyonunun bir parçası" olmakla övünüyor.
"Referansım İslam" dediği için milletin gönül verdiği Başbakan Erdoğan bu ortaklığı öyle bir gönül beraberliğine vardırmış ki, "ABD'nin cesur askerlerinin sağlığı için dua ediyorum" diyecek kadar kendinden geçmiş vaziyette.
11 Eylül olayında da ABD halkı ve Bush için dua etmemiş miydi?
Demek ki bu bir dil sürçmesi, basit bir atraksiyon değil, bilinçli, planlı bir tercih.
Irak yağmacıları, 6 milyonluk Bağdat şehrinin insanlarını aç, susuz, ilaçsız, elektriksiz ve en kötüsü cansız bırakırken Irak'ı parsellemek için bir araya gelip planlar kuruyorlar.
Sanki Irak'ı ele geçirmiş, sanki Iraklı teslim olmuş da Irak'ı nasıl yöneteceklerini konuşmaya başladılar.
Sırtlanların acelesi var. Sofrayı erken kuruyorlar. Yarın bir başka sırtlan ortak olur sofraya korkusu ile...
Erken zafer çığlıkları atıyorlar. Ama unutuyorlar, Irak'ı ele geçirseler bile, Iraklıyı ele geçiremeyecekler.
Bir Iraklının şu haykırışını unutmasınlar:
"Biz Filistinli değiliz. Biz milletiz, biz devletiz, biz orduyuz".
Ve bir başka Iraklının feryadıyla rüyadan uyansınlar:
"Hangi özgürlükten bahsediyorlar. Her Amerikalıyı görüşümde, her İngiliz işbirlikçisini hatırladığımda öldürülen çocuklarımı, kardeşlerimi hatırlayacağım. Bu öfke onlara yeter"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014