5 Ocak 1920 günü Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti Ankara’da aşağıdaki konular üzerinde kararlar alarak ilk direniş hareketlerini planlamaya çalışır:
Mütareke döneminde İstanbul Hükümetinin imzaladığı anlaşma hükümleri gereğince İtilaf Devletleri güçlerine (İngiltere-Fransa-İtalya ve ABD) güçlerine kayıtsız şartsız teslim olmuş durumdaydı. Barış görüşmeleri için Paris Barış Konferansında işgalci devletler temsilcileri toplanarak görüşmelere başlarlar. Bu görüşmeler sırasında padişah ve halife ile Başbakan Damat Ferit Paşa ve hükümetinden, görüşmelerdeki işgal kararlarına karşı hiçbir önlem alınmadığı görülür. Türk Halkı işgaller karşısında hazırlıklı olamadığı için bir direniş dahi gösterememiştir.
Bu gelişmeler karşısında kayıtsız kalan hükümetin yerine Mustafa Kemal Paşa Amasya’da, Erzurum’da, Sivas’ta yerli halk temsilcileri ile beraber şu düşüncelerle örgütlenerek kararlar alır. Amasya’da yayınladığı genelge ile Türk halkını işgallere karşı ve işgalleri kabullenen Osmanlı yönetimine karşı milli egemenlik ilkelerine dayanan bir halk yönetimini ve düşüncesini önererek benimsetir. Artık halk işgaller karşısında teslim olmayarak insanlık onurunu koruyabilmek için bu öneri karşısında hemen harekete geçer. Anadolu’nun her bir bucağında örgütlenerek işgallere karşı Kuva-yı Milliye dernekleri kurmaya başlarlar.
Mustafa Kemal Paşa o karanlık günlerde yaptığı tarihi Erzurum Kongresi kararları ile Temsil Heyeti adı altında bir halk örgütlenmesinin ilk temelini atar. Erzurum Kongresi Temsil Kurulunun o günkü sayısı yönetmeliğe göre dokuz üyeden ibarettir. Artık Erzurum’da, pozitif hukuk ilkelerine göre, İngiliz emperyalizmini benimseyen bir ümmet ideali yerine, şanlı tarihimizden gelen (Oba ve Boy yönetimlerinde olduğu gibi) Ulusal kültürümüze dayalı bir yönetim oluşmuştur. Halkın halk tarafından yönetildiği bir hukuk ve yönetim sistemi olan Anadolu ve Rümeli Müdafaa-i Hukuk Derneği kurulur.
Mustafa Kemal Paşa, Sivas’ta ise daha ileri bir düşünce ile Temsil Heyeti sayısını dokuz üyeden, on beş üyeye çıkararak daha geniş bir işbölümü ile vatanın bütünü kapsayan ulusal egemenliğe dayalı bir yönetim sistemi kurarak kararlar almaya başlar. Artık halkı halk yönetmektedir. Milli irade gerçekleşmiştir.
Mütareke döneminde İstanbul Hükümetinin imzaladığı anlaşma hükümleri gereğince İtilaf Devletleri güçlerine (İngiltere-Fransa-İtalya ve ABD) güçlerine kayıtsız şartsız teslim olmuş durumdaydı. Barış görüşmeleri için Paris Barış Konferansında işgalci devletler temsilcileri toplanarak görüşmelere başlarlar. Bu görüşmeler sırasında padişah ve halife ile Başbakan Damat Ferit Paşa ve hükümetinden, görüşmelerdeki işgal kararlarına karşı hiçbir önlem alınmadığı görülür. Türk Halkı işgaller karşısında hazırlıklı olamadığı için bir direniş dahi gösterememiştir.
Bu gelişmeler karşısında kayıtsız kalan hükümetin yerine Mustafa Kemal Paşa Amasya’da, Erzurum’da, Sivas’ta yerli halk temsilcileri ile beraber şu düşüncelerle örgütlenerek kararlar alır. Amasya’da yayınladığı genelge ile Türk halkını işgallere karşı ve işgalleri kabullenen Osmanlı yönetimine karşı milli egemenlik ilkelerine dayanan bir halk yönetimini ve düşüncesini önererek benimsetir. Artık halk işgaller karşısında teslim olmayarak insanlık onurunu koruyabilmek için bu öneri karşısında hemen harekete geçer. Anadolu’nun her bir bucağında örgütlenerek işgallere karşı Kuva-yı Milliye dernekleri kurmaya başlarlar.
Mustafa Kemal Paşa o karanlık günlerde yaptığı tarihi Erzurum Kongresi kararları ile Temsil Heyeti adı altında bir halk örgütlenmesinin ilk temelini atar. Erzurum Kongresi Temsil Kurulunun o günkü sayısı yönetmeliğe göre dokuz üyeden ibarettir. Artık Erzurum’da, pozitif hukuk ilkelerine göre, İngiliz emperyalizmini benimseyen bir ümmet ideali yerine, şanlı tarihimizden gelen (Oba ve Boy yönetimlerinde olduğu gibi) Ulusal kültürümüze dayalı bir yönetim oluşmuştur. Halkın halk tarafından yönetildiği bir hukuk ve yönetim sistemi olan Anadolu ve Rümeli Müdafaa-i Hukuk Derneği kurulur.
Mustafa Kemal Paşa, Sivas’ta ise daha ileri bir düşünce ile Temsil Heyeti sayısını dokuz üyeden, on beş üyeye çıkararak daha geniş bir işbölümü ile vatanın bütünü kapsayan ulusal egemenliğe dayalı bir yönetim sistemi kurarak kararlar almaya başlar. Artık halkı halk yönetmektedir. Milli irade gerçekleşmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
YeniMesaj / diğer yazıları
- Gaflette ısrar / 24.01.2015
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013