İmam Ali Efendimizin tüm ilimlere vakıf olması, Kur'an ayetlerinin anlamını en iyi bilen olması ve de hüküm vermede Peygamberin ashabının en önde geleni olması bilinen ve ittifak edilen bir gerçektir. Peygamber Efendimiz (s.a.a.) bu gerçeği birçok hadisinde beyan etmiştir ve bu noktada Ehl-i Beyt kaynaklarıyla, Ehl-i Sünnet kaynakları ittifak halindedir.Bu hadislere ve ashabın büyüklerinin ifadelerine özellikle Ehl-i Sünnet kaynaklarından naklederek yer vereceğiz. Ehl-i Sünnet camiası, kendi temel kaynaklarında İmam Ali hakkında birçok hadis olmasına rağmen maalesef İmam Ali'den ve O'nun ilmini miras bıraktığı evlatlarından hakkıyla istifade edememiştir.Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde: "Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısıdır. İlim isteyen kimse bu kapıdan gelsin" buyurmuştur. (Tirmizi, Menâkıb, 20; Hakim, Müstedrek, H.No: 4612, 4613, 4614; Taberânî, el-Mu'cemü'l-Kebîr, H.No: 10898)Peygamberimiz, kızı Fatıma validemizi O'nunla evlendirirken: "Kızım, kocan insanların en önce Müslüman olanı ve en çok ilmi olanıdır" demişti. (Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, I, 295)Sahabe-i kiramın en âlimlerinden biri olan Abdullah b. Abbas (r.a.)'a Hz. Ali'nin ilmi sorulunca: "Ben onun ilim denizinden ancak bir damlayım" diye cevap vermiştir. (Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, I, 295)Peygamber Efendimiz, "Ümmetimin en iyi hüküm vereni Ali b. Ebi Talip'dir." (İbn Abdi'l-Berr, el-İstîâb) buyurmuştur.İbn-i Ebi'l Hadid şöyle yazıyor: Hz. Ali'nin (a.s.) Peygamber (s.a.v.) zamanında Kur'an hafızı olduğu ve O'ndan başka hiç kimsenin Kur'an'ın tamamına hafız olmadığı ve Peygamber (s.a.v)'den sonra ilk Kur'an'ı toplayan şahıs olduğu görüş birliğine varılmış bir konudur." (İbn-i Ebi'l Hadid, Nehcü'l-Belaga Şerhi, c.1, s.27)Hz. Ali Kur'an'ı yazma girişimi konusunda şunları söylüyor:"Resulüllah'a inen hiçbir Kur'an ayeti yoktur ki bana okumuş ve yazdırmış olmasın. Ben de bu ayetleri yazardım. Resulüllah ayetlerin tevilini, tefsirini, nasihini, mensuhunu, muhkemini ve müteşabihini bana öğretti. Allah'a onların anlamını bana öğretmesi için dua etti. Allah'ın Kitabı'ndan hiçbir ayeti unutmadım. Bana öğretip de yazdığım hiçbir bilgi aklımdan çıkmadı. Allah'ın kendisine öğrettiği, helali, haramı, emri ve yasağı bana da öğretti. Geçmişte olmuş, gelecekte olacak olan bütün itaatleri ve isyanları bana da bildirdi. Ve ben bütün bunları ezberledim. Bunlardan tek bir harf bile unutmadım." (El-İtkan, Suyuti, c.2, s.187; Kifyet'ul-Talib, el-Genci, s.199)Hz. Ali'nin Kur'an bilgisi sahabenin ittifakla kabul ettiği bir konudur. "Kitap bilgisine sahip olan kimse Ali'dir" denmiştir. (Kunduzi, Yenabiü'l Mevedde, c.1 s.307)Ebu Said Bahteri şöyle anlatıyor: Hz. Ali'yi Kufe minberinde gördüm. Hz. Peygamberin yün elbisesini giymiş, sarığını takmış, kılıcına dayanmıştı. Sonra minbere oturup şöyle dedi:"Beni kaybetmeden bana sorun. Şüphesiz şu göğsüm ilimle doludur. Şu içim ilim yatağıdır. Bu Hz. Peygamberin ağzıma sürdüğü tükürüktür. Peygamber, bana böylece ilmin tanelerini yedirdi. Allah-u Teala'ya and olsun ki oturup Tevrat ehline Tevrat'la, İncil ehline İncil'le hüküm verecek olsam ve Allah da o iki kitabı konuşturacak olsa şöyle derler: "Ali sizlere bizim aramızda hak üzere hüküm verdi. Siz kitabı okuyorsunuz. Hala akletmeyecek misiniz?" (Yenabiü'l Mevedde, 14. bab, s.74)Ahmed bin Hanbel Müsned'de, İbn-i Abbas'tan Hz. Ali'nin minberde şöyle buyurduğunu yazıyor: "Beni kaybetmeden, bana Allah'ın Kitabı'ndan sorun. Her ayetin nerede nazil olduğunu, dağda mı, yumuşak toprakta mı indiğini herkesten iyi bilirim. Bana fitneleri sorun. Her fitnenin ne zaman kopacağını ve onda öldürülecekleri bilirim." (İbn-i Hanbel, Müsned; Yenabiü'l Mevedde, 14. bab, s.74)Ehl-i Sünnet camiasını asırlardır Alevi ve Caferi kardeşlerimize düşman etmek isteyenler, bu eforlarını kendi kaynaklarında da bu kadar övgüye mazhar olduğu açık olan İmam Ali'den ve O'nun pak soyundan gelen Ehl-i Beyt imamlarından istifade etmeye harcasalardı Allah'ın ve Habibi'nin muradına daha uygun hareket etmiş olurlardı.Unutmayalım ki, Ehl-i Sünnet alimlerinden İmam Azam, bir Ehl-i Beyt aşığıydı, İmam Ali'nin torunu olan İmam Cafer'in talebesiydi ve de Ehl-i Beyt davası uğruna işkence görerek şehit oldu; Şafi mezhebinin kurucusu olan İmam Şafi ise "Ehl-i Beyt'i sevmek farzdır", "İmam Ali'yi sevmek rafizilikse, ben de rafiziyim" demiştir.Hangi mezhep ve meşrepten olursa olsun insanlığın kurtuluşu, Peygamberimizin Nuh'un gemisi olarak belirttiği Ehl-i Beyt'le beraber olmakla mümkündür.Birlik ve beraberlik ancak İmam Ali kapısından girmekle, Ehl-i Beyt gemisine binmekle sağlanabilir. Allah şefaatlerinden mahrum etmesin.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Bayram değil, seyran değil, Trump bizi niye öptü? / 18.12.2024
- Asgari ücrette ‘kabullenilmiş çaresizlik’ yaşanıyor / 17.12.2024
- Yeni Suriye’nin net kazananları ABD ve İsrail / 14.12.2024
- Suriye’de fotoğrafın büyüğünü görmek! / 13.12.2024
- İsrail’i Suriye’de şimdi kim durduracak? / 11.12.2024
- Suriye BOP’unun tamamlanması, Türkiye BOP’una işaret / 10.12.2024
- Kuzeyden güneye ‘İsrail koridoru’ tamamlanıyor / 07.12.2024
- ‘Halep’e girdik’ derken Kıbrıs’ı kaybediyoruz / 06.12.2024
- Suriye’deki gelişmeler BOP’un uzantısı / 04.12.2024
- Fırat’ın batısı da, doğusu gibi devlet istiyor / 03.12.2024
- Asgari ücrette ‘kabullenilmiş çaresizlik’ yaşanıyor / 17.12.2024
- Yeni Suriye’nin net kazananları ABD ve İsrail / 14.12.2024
- Suriye’de fotoğrafın büyüğünü görmek! / 13.12.2024
- İsrail’i Suriye’de şimdi kim durduracak? / 11.12.2024
- Suriye BOP’unun tamamlanması, Türkiye BOP’una işaret / 10.12.2024
- Kuzeyden güneye ‘İsrail koridoru’ tamamlanıyor / 07.12.2024
- ‘Halep’e girdik’ derken Kıbrıs’ı kaybediyoruz / 06.12.2024
- Suriye’deki gelişmeler BOP’un uzantısı / 04.12.2024
- Fırat’ın batısı da, doğusu gibi devlet istiyor / 03.12.2024