Osmanlı'nın son dönemlerindeki; "Vurun kahpeye!" sahnesinin, Yeni Türkiye'deki Yeni Osmanlı'cılar vasıtasıyla tekrarını izliyor gibiyiz!Yaygın-Yandaş Basın'da; "Kepez Atatürk Anadolu Lisesi'ne yeni atanan kadın müdür yardımcısı, kız öğrencilerin kısa etek giymesini önlemek için erkek öğrencileri peşlerine takıp bundan vazgeçirme önermiş" haberini hayretle okudum!Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh! "Yoksulluk-Yolsuzluk ve Yasaklar"la mücadele vaadiyle 13 yıldır hükümet eden AKP sayesinde; ahlâkî bütün meseleleri halletmişmişiz gibi davranırsak; Hz. Peygamber (s.a.a.)'in; "Yüksek ahlak" diye tanımladığı dinimizin emirlerinden olan zekât ve fitremizi hakkıyla verip, fakir komşu bırakmamışız gibi davranırsak; "Kendine hayrı olmayanın başkasına hayrı olmaz!" psikopatlığıyla zayıfı, fakîri, işsizi hakîr görüyorsak; "Bal tutan parmak yalar" diyerek üreticiliği "yolunu bulmak" kurnazlığına tevil edersek; "Çalıyorlarsa da çalışıyorlar!" mürâiliği ile hırsızlığı meşrûlaştırıyorsak; "Yolsuzlukla hırsızlık farklıdır. Yolsuzluk hırsızlık değildir" diye fetva verebilecek kadar ahlâktan yoksun kişilere ilâhiyatçı diye itibar edersek; popülist rüşvetçilerden, kurnazlardan yetkilendirerek bakanlar tayin edersek; rüşveti "hediye"leştirerek meşrûlaştırırsak; "Ananın, bacının, kız evlâdın dizinden yukarısını görmek tahrîk nedenidir" diyen sapıklara, fiil-i livatadan, kadın satıcılığından sabıkalılara, yakalakalığı meslek edinmiş torpilli siyâsî vâizlere; "Ûlema" dersek; 'mini etek giyinen kız arkadaşlarını taciz etsinler diye erkek öğrencilerini teşvîk eden öğretmen' iftirasına tahammüle de mecbûr kalırız!"B.kundan boncuk bulmuş"ça sevinerek, sürgünle yetinilmemiş ve linç edilmek istenen bir öğretmene atılan iftiraya, böyle atlarlar işte yalaka, gayr-ı samîmi zavallılar!Haberin satır aralarında saklanan özgeçmişe baktığımızda; "Varsak Lisesi'nden geçen hafta Kepez Atatürk Anadolu Lisesi'ne atanan Müdür Yardımcısı Filiz G." diye bir tarif var!Bir hafta önce, öğretim devam ederken, görev yeri değiştirilmiş bir öğretmenden bahsediliyor!Öğretmenlik yapan herkes bilir ki, ders yılı içinde görev yeri değiştirilen öğretmen, sürgün edilmiştir!Sürgünle cezalandırılan bir öğretmene olan öfke bitmediği veya verilen ceza yeterli görülmediği için, İleri Demokrat uygulamalarla öğretmenin yakın takipte olduğunu, taciz ve tahrîk edildiğini anlayamamak için, ya İleri Demokrat, ya Yeni Türkiye'ci, ya Yeni Osmanlıcı, ya da AKP'li olmak gerek!Şımarık iktidar yandaşlarının, muktedîr olamadıkları için başlattıkları çok belli bir linç kampanyası var!Tanımam, bilmem ama yapılan bu linç kampanyasına, ilgisiz kalmam da mümkün değil! Müfterîlerin; "Vurun Kahpeye!" sloganını, şahsen yemem! On beş yıla yakın devlet memurluğu geçmişimde, altı kere istifam var! İkisi aday olmak için olmak üzere, altı kere istifa etmişim memuriyet hayatımda!Elbette biliyorum ki, mahkeme kadıya asla mülk olmamış!Onlarca yıldır; adına demokrasi, ileri demokrasi denilerek dayatılan "Batı Diktesi Sistemsizlik" içinde, memuriyet kuralları da asla âdil olmadı, bizzat biliyorum! Çoğunluğu "Kahverengi Burunlular"dan oluşan yağcı-yalaka, torpilli âmirler yüzünden karakterli memurların hizmet vermesi, mümkün olmadı!Bir önceki dönemde ödüllendirilen, madalyalandırılan memurların, askerlerin, polislerin aldığı ödüller, bir sonraki dönemde suç sayıldı, ödül ve madalyalar "suç unsuru" sayıldı!Bizim zamanımızda, yani 1960'lı-70'li yıllarda liseden; birinci, ikinci ve üçüncü olarak derece ile mezun olanlar, istedikleri fakülteye sınavsız girerdi! Bunu bilen ve şu an Milletvekili olan bir şahsın öğretmen amcası tarafından, en başarılı olduğum Tarih dersinden ikmâle bırakılarak okulu derece ile bitirmem engellenmişti! Canımı çok acıtan bu haksızlığı, hayatım boyunca unutamadım!Öğretmenliğimde, katıldığım Öğretmenler Kurulu toplantılarında; sırf sosyalist ana-babanın çocuğu olduğu için bırakılmak istenen öğrencilerim adına, çok sert mücadelelerim oldu! Bu mücadelelerimden, münakaşalarımdan, hatta kavgalarımdan bahse konu öğrencilerimin asla haberleri olmadı!Sevdalısı olmama rağmen sisteme kafa tutarak istifa etmiş bir öğretmenim ben! Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak yetiştirildim.Dersimin verdiği konuşma rahatlığı ile görev yaptığım her okulda, görevimin ilk aylarında, dikkatlerini çektiğim öğrencilerimin; "Hocam, devrimci misiniz? Ülkücü müsünüz? Alevî misiniz? Atatürkçü müsünüz? Hocam sosyalist misiniz?" ve benzeri sorulara muhatap olur ve "Hayır!" diye geçiştirirdim. Yıl sonuna doğru, öğrencilerime; "Sorduğunuz soruların hepsine hayır demiştim ama Arkadaşlar; ben devrimciyim, ülkücüyüm, sosyalistim, faşistim, alevîyim, sünnîyim, mevlevîyim hatta hepsiyim! Çünkü ben Öğretmenim." derdim.Beni babalarına emsal seven; devrimci ana-babaların, ülkücü ana-babaların çocukları, bende de çocuklarımın sevgisiyle yarışa girecek kadar sevgiliydiler!Öğrencilerimle olan sevgi temelli yakın ilişkilerimden dolayı, kaç kere; "Derslerinde, siyaset yapıyor!" diye devrimci geçinen meslektaşlarım tarafından şikâyet edildiğimi, Vallahi hatırlayamıyorum!Bir hafta önce sürgün edilmiş bir öğretmenin; erkek öğrencilerine kız arkadaşlarını taciz etmelerini öğütlediği şeklindeki komik ötesi, milletin aklıyla alay edercesine servis edilen haberden iğrendim!Babam Rahmetli 'nin üç öğüdü ile büyümüştüm, çocuklarımı o üç öğütle büyüttüm, şimdi torunlarımı bu üç öğütle büyütüyorum. Babam; "Oğlum! Önünüze gelen kuyuya tükürmeyin, gün gelir su içmek zorunda kalırsınız... Oğlum! Zengin olursanız sahâvetli, âmir olursanız merhâmetli olun... Oğlum! El tutun, el tutun, el tutun; çünkü el tutanın elini, Allah tutar." derdi hep!Ben de çocuklarıma ve torunlarıma ısrarla tekrarladığım bu Baba-öğüdünü, herkesle paylaşıyorum.Adâletin yeniden işbaşına geleceği günlerin özlemindeyim!"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜREK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017