17 Şubat-4 Mart tarihleri arasında İzmir İktisat Kongresi'nin 99'uncu yıldönümünü kutluyoruz.
Atatürk'ün izlediği ekonomi politikaları, geçmiş deneyimler, mevcut ekonomik koşullar ve ulaşılmak istenen güçlü ekonomik yapı göz önünde bulundurularak şekillenmiştir. Büyük önder, Türk devrimini yalnızca siyasi alanla sınırlı bırakmamış, ekonominin de demokratikleşmesini sağlamıştır ve bu demokratikleşme sürecinde ne sosyalizm ne kapitalizmin öğretilerine bağlı kalmış; Atatürkçü ekonomi modelini geliştirmiştir.
Atatürk, İzmir İktisat Kongresi'nin açılış konuşmasında; "Hâkimiyet-i İktisadiye" olmadan, "Hâkimiyet-i Milliye" nin gerçekleştirilemeyeceğine dair sözleriyle ekonomik ve mali bağımsızlığın önemini vurgulamıştır.
Diplomasi de ihmal edilmemiştir. 23 Nisan 1920'de, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) açıldıktan üç gün sonra, Mustafa Kemal Paşa'nın 1917 Ekim Devrimi lideri Lenin'e yazdığı dostluk ve işbirliği içeren ünlü mektubuyla başlayan Ankara-Moskova ilişkileri inişli çıkışlı olmuştur. Bir Fransız tarihçinin belirttiği gibi, Ankara-Moskova arasında aşk değil, mantık evliliği söz konusudur. Rusya'daki Bolşevik rejim yoğun iç ve dış sorunlarla uğraşırken Ankara'ya gönderdiği temsilcilerin seçiminde gereken özeni gösterememiştir. İlk gelen Verbov sadece propaganda ile yetinmiş, daha sonra gönderilen Umpal Angarski ise müstemleke valisi gibi davranmıştı. Nitekim Mustafa Kemal Paşa'nın isteği üzerine geri çekilmiştir.
Ankara, Bolşeviklerin İngiltere ile imzalamaya çalıştığı ticaret antlaşmasından kuşkulanırken, Moskova da aynı kuşkuyu TBMM ile Fransa arasındaki ilişkiler nedeniyle duyuyordu.
Ankara'ya Azerbaycan Sovyet Hükûmeti'nin başındaki Dr. Neriman Nerimanov destek olmuş, 1921 yılı Şubat başında yakın arkadaşı Lenin'e yazdığı mektupla 16 Mart 1921 Moskova Antlaşması'nın gerçekleşmesine katkıda bulunmuştur.
Ankara'ya elçi olarak gönderilen Ebilov ve Aralov Mustafa Kemal'in dostluğunu kazanmış siyaset adamlarıydı…
Aralov, "Mehmetçikler! Mustafa Kemal Paşa gibi kumandanı olan bir ordu yenilmez! Yaşasın gayretli cüretli Türk askeri!" sözleriyle orduya moral veriyordu.
Değerli okurlar, bu sözler bize neyi çağrıştırıyor? Tam 9 yıl önce 27 Şubat 2013'de Rusya Duma Meclisi'nde Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Duma Meclisi eski başkanı ve muhalefet lideri Jirinovski'ye "Ne mutlu Türküm diyene!" dedirtmesi olayını… Hocamızın rahmeti bol olsun.
Ebilov, 21 Mart 1922 günü TBMM'de okunan mesajında, "(…) Biz, çok yakın zamanda, esaretiyle her bir Türkün kalbini dağdar eden sevgili İstanbul'un ve İzmir'in göklerinde Anadolu İstiklâl bayrağının dalgalanacağına bütün vicdanımızla inanıyoruz. Çünkü cephelerde çarpışan kahraman evladına, zahire ve mühimmat taşıyacak kadar muhterem ve âlicenap annelere malik olan bir memleket düşman esaretinde kalamaz!" diyordu.
26 Ağustos'ta başlayan ve 9 Eylül 1922'de sona eren zaferden sonra başlayan Lozan görüşmelerine katılan Türk heyetinin başında İsmet Paşa bulunuyordu. Fransa, İtalya, İngiltere ve Japonya'nın sürekli, ABD'nin gözlemci, sınırlı konularda Rusya, Bulgaristan, Sırbistan, Romanya ve Yunanistan'ın olduğu konferans çetin geçiyor, başta İngiltere Kapitülasyonlar ve diğer ayrıcalıklar konusunda Türkiye'ye dayatmada bulunuyorlardı. Özellikle kapitülasyonları reddeden Türk heyeti, görüşmelerin 4 Şubat 1923 günü kesintiye uğraması üzerine ülkesine dönmüştü.
Bu arada Türkiye, Lozan'daki muhataplarına, yeni kurulan devletin kolektivist bir sistem uygulamayacağı ama ekonomik bağımsızlığından da ödün vermeyeceği mesajını verecekti.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023