Yerel seçimlere adım adım yaklaşırken, "iktidar partisi"nin milletimize neler söyleyecekleri konusu tam bir "traji-komik metinler" halinde.
Adaylar ve aday adayları kara kara düşünüyorlar. Cümlelerini sıralamaya çalışıyorlar...
- Biz, aynen önceki koalisyon ortakları gibi IMF'ye tam teslim olduk, yat dediler yattık, kalk dediler kalktık, sat dediler sattık. Çok şey sattık, lakin elimize şu özelleştirme peşkeşlerinden 250 milyon dolardan başka bir kuruş kalmadı, sağa sola, tanıtıma harcandı gitti. Ama olsun herşey para değil ki... Yeter ki IMF memnun kalsın. IMF bizden çok memnun nitekim...
- Hiçbir meşru gerekçe olmadan Irak'ı işgal ederek masum Müslümanların canlarına, vatanlarına ve namuslarına tecavüz eden ABD'nin safında "stratejik ortak" olarak hizmet verdik. Başımıza çuval geçirmelerine rağmen, hizmetimizden geri durmadık, hatta İncirlik'imizi dahi Amerikalılara sunduk. Amerika bizden çok memnun; hakeza İsrail de.
- AB'ye gelince, onların da talimatlarını yerine getirmek bakımından önceki koalisyonlardan daha iştahlı davrandık, ne dedilerse yaptık. Her apartmanın altına kilise ve havra açılması için gerekli İmar Yasası düzenlemelerini hallettik. Ocak 2004 itibarıyla ülkemizde 21 bin 350 kilise ev açıldığı istatistik kayıtlarına geçti. Şimdi Kıbrıs'sa Kıbrıs, Ege ise Ege, ne isterlerse yapacağız; AB'yi darılmayacağız. Yani AB de bizden çok memnun.
Küresel baktığımızda IMF, ABD ve ABD, dünya demektir; Bu bağlamda IMF de, ABD de, AB de iktidarımızdan memnun, yani dünya bizden memnun. Siz mi memnun olmayacaksınız!?
- Bu uğurda nüfus kâğıtlarımızdaki "Dini:İslam" hanesini kaldırdık. İstanbul vekilimiz Nevzat Yalçıntaş Hoca bile bu işimizi "tam bir zulüm" olarak niteledi; ama biz geri durmadık, yaptık.
- Ekonomiye baktığımız zaman evet işsizlik azalmadı, fabrikalar açılmadı, piyasalar kıpırdamadı, doğru... Lakin önemli şeyler de olmadı değil; mesela borçlarımızı 250 milyar dolardan 315 milyar dolara yükselttik. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir biçimde "dış ticaret açığı"mızı 21 milyar dolara yükselttik. 2003'de borç faizlerine 60 katrilyon ödedik; 20 katrilyonluk faiz borcunu da devrettirdiğimiz 2004'te ise 100 katrilyonu aşkın faiz vereceğiz. Daha ne olacaktı?
- Bu arada eski Başbakan Mesut Yılmaz'ı konutunun kapısında pijamayla karşıladığı konuşulan Aydın beyin Doğan Holding'inin borçlarını öteledik. Hatta Başbakan'ımıza "kalleş" diyen Uzan'ın İmar hortumunu dahi üstlenerek mudilere olan borçlarını ödemeye başladık bile. Karamehmetler'e de bazı kıyaklar yapmadık değil?
- Tam vatandaşa birkaç kuruş yüksek zam yapacaktık ki, IMF hesap sordu, ek bütçe istedi. Bu kadar çabaladık, aramızı mı bozsaydık. Biz de milletimiz sıkıntıya zaten alışkın, vurun abalıya dedik. Böylece IMF'yi darıltmamış olduk. İnşallah, ek bütçeye ilişkin zamları seçimden sonra yağdıracağız.
- Tablo bu iken elbette sıkıntıyı paylaşacağız. Yerel yatırım için öyle umutlanmayacaksınız. Ülkenin genelinde yapılması zaruri olan yatırımlara bütçeden pay ayıramaz iken, hatta birçok yatırım projelerini iptal ederken belediyelere nereden kaynak bulacağız. Kaynak filan beklemeyin; herkes kendi yağıyla kavrulacak. Haaa... öyle birkaç kuruş harçlık elbette dağıtacağız. Seçime gittiğimizin farkındayız."
İktidarın belediye başkan adayları bundan gayrı ne söyleyecekler. Söylerlerse yalan olacak, dolan olacak.
Böylesi bir "etikdışı politika"ya yeltenmemeleri lazım. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Veya milletimiz bu adaylara, bu gerçekleri hatırlatarak "ya hu siz öncekilerden beter ettiniz" derlerse ne cevap verecek yerel adaylar; onlar büyük işler, bizim aklımız onlara yetmez mi diyecekler.
Milletimizin bu arkadaşlarınıza yapacağı "en hayırlı katkı" ne biliyor musunuz?
Bu arkadaşlarımızı hem bu "yerel seçimlerde" hem de genel seçimlerde dinlenmeye almak... "Görünen köy kılavuz istemez arkadaş, siz de şöööyle boyunuzun ölçüsünü alınız" deyip "AKP'yi sandığa gömmek".
AKP'yi sandığa gömmek demek "IMF'yi, ABD'yi ve AB'yi sandığa gömmek demek"tir.
Bağımsız Türkiye'ye giden yolda atılacak bu ilk adımın yanı sıra yapılacak en önemli iş, "milli projelerin sahibi BTP"yi şahlandırmaktır.
Denenmişleri zaten denemeye hacet yoktur.
Adaylar ve aday adayları kara kara düşünüyorlar. Cümlelerini sıralamaya çalışıyorlar...
- Biz, aynen önceki koalisyon ortakları gibi IMF'ye tam teslim olduk, yat dediler yattık, kalk dediler kalktık, sat dediler sattık. Çok şey sattık, lakin elimize şu özelleştirme peşkeşlerinden 250 milyon dolardan başka bir kuruş kalmadı, sağa sola, tanıtıma harcandı gitti. Ama olsun herşey para değil ki... Yeter ki IMF memnun kalsın. IMF bizden çok memnun nitekim...
- Hiçbir meşru gerekçe olmadan Irak'ı işgal ederek masum Müslümanların canlarına, vatanlarına ve namuslarına tecavüz eden ABD'nin safında "stratejik ortak" olarak hizmet verdik. Başımıza çuval geçirmelerine rağmen, hizmetimizden geri durmadık, hatta İncirlik'imizi dahi Amerikalılara sunduk. Amerika bizden çok memnun; hakeza İsrail de.
- AB'ye gelince, onların da talimatlarını yerine getirmek bakımından önceki koalisyonlardan daha iştahlı davrandık, ne dedilerse yaptık. Her apartmanın altına kilise ve havra açılması için gerekli İmar Yasası düzenlemelerini hallettik. Ocak 2004 itibarıyla ülkemizde 21 bin 350 kilise ev açıldığı istatistik kayıtlarına geçti. Şimdi Kıbrıs'sa Kıbrıs, Ege ise Ege, ne isterlerse yapacağız; AB'yi darılmayacağız. Yani AB de bizden çok memnun.
Küresel baktığımızda IMF, ABD ve ABD, dünya demektir; Bu bağlamda IMF de, ABD de, AB de iktidarımızdan memnun, yani dünya bizden memnun. Siz mi memnun olmayacaksınız!?
- Bu uğurda nüfus kâğıtlarımızdaki "Dini:İslam" hanesini kaldırdık. İstanbul vekilimiz Nevzat Yalçıntaş Hoca bile bu işimizi "tam bir zulüm" olarak niteledi; ama biz geri durmadık, yaptık.
- Ekonomiye baktığımız zaman evet işsizlik azalmadı, fabrikalar açılmadı, piyasalar kıpırdamadı, doğru... Lakin önemli şeyler de olmadı değil; mesela borçlarımızı 250 milyar dolardan 315 milyar dolara yükselttik. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir biçimde "dış ticaret açığı"mızı 21 milyar dolara yükselttik. 2003'de borç faizlerine 60 katrilyon ödedik; 20 katrilyonluk faiz borcunu da devrettirdiğimiz 2004'te ise 100 katrilyonu aşkın faiz vereceğiz. Daha ne olacaktı?
- Bu arada eski Başbakan Mesut Yılmaz'ı konutunun kapısında pijamayla karşıladığı konuşulan Aydın beyin Doğan Holding'inin borçlarını öteledik. Hatta Başbakan'ımıza "kalleş" diyen Uzan'ın İmar hortumunu dahi üstlenerek mudilere olan borçlarını ödemeye başladık bile. Karamehmetler'e de bazı kıyaklar yapmadık değil?
- Tam vatandaşa birkaç kuruş yüksek zam yapacaktık ki, IMF hesap sordu, ek bütçe istedi. Bu kadar çabaladık, aramızı mı bozsaydık. Biz de milletimiz sıkıntıya zaten alışkın, vurun abalıya dedik. Böylece IMF'yi darıltmamış olduk. İnşallah, ek bütçeye ilişkin zamları seçimden sonra yağdıracağız.
- Tablo bu iken elbette sıkıntıyı paylaşacağız. Yerel yatırım için öyle umutlanmayacaksınız. Ülkenin genelinde yapılması zaruri olan yatırımlara bütçeden pay ayıramaz iken, hatta birçok yatırım projelerini iptal ederken belediyelere nereden kaynak bulacağız. Kaynak filan beklemeyin; herkes kendi yağıyla kavrulacak. Haaa... öyle birkaç kuruş harçlık elbette dağıtacağız. Seçime gittiğimizin farkındayız."
İktidarın belediye başkan adayları bundan gayrı ne söyleyecekler. Söylerlerse yalan olacak, dolan olacak.
Böylesi bir "etikdışı politika"ya yeltenmemeleri lazım. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Veya milletimiz bu adaylara, bu gerçekleri hatırlatarak "ya hu siz öncekilerden beter ettiniz" derlerse ne cevap verecek yerel adaylar; onlar büyük işler, bizim aklımız onlara yetmez mi diyecekler.
Milletimizin bu arkadaşlarınıza yapacağı "en hayırlı katkı" ne biliyor musunuz?
Bu arkadaşlarımızı hem bu "yerel seçimlerde" hem de genel seçimlerde dinlenmeye almak... "Görünen köy kılavuz istemez arkadaş, siz de şöööyle boyunuzun ölçüsünü alınız" deyip "AKP'yi sandığa gömmek".
AKP'yi sandığa gömmek demek "IMF'yi, ABD'yi ve AB'yi sandığa gömmek demek"tir.
Bağımsız Türkiye'ye giden yolda atılacak bu ilk adımın yanı sıra yapılacak en önemli iş, "milli projelerin sahibi BTP"yi şahlandırmaktır.
Denenmişleri zaten denemeye hacet yoktur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019