İktidar düştü para derdine!

Hükümetin Maliye Bakanı çok büyük açık verdi, iktidarın vaziyetini milletin gözünün önünde deşifre etti:
Yüzde 40 MTV zammı çaktı.
Bakan'ın kulağını birileri çekmiş olmalı ki, ikinci gün bin bir dereden su getirip izahat yapmaya çalıştı; ama anlattıklarından ne kendisi, ne de âlem bir şey anladı?
Bu kapitalist ekonomi anlayışıyla, kelle vergisi dönemine gireceğiz, göreceksiniz.
Türk milleti, BRICS ülkeleri başta olmak üzere dünyanın dört milyar nüfusluk kesiminde uygulanan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne sırt dönmenin mali faturasını çok daha ağır ödeyecek? O faturaların yanında, yüzde 40 zam hiçbir şey! 
Ankara'daki koca adamların yüzde 11-12'lerde enflasyonu konuştukları, kamu çalışanlarına yüzde 3 artış lütfettikleri bir ekonomide, Maliye Bakanı olarak, yüzde 40 zam açıkla? Bu düpedüz hükümete yönelik provokasyondur!
AKP iktidarının müflis ekonomisini deşifre etti Bakan.
Devlet Bahçeli, faktörü devreye girmiş olabilir.
Maliye'nin ekonomi hesabında, yılda dört çeyrek var, yüzde 10 enflasyondan 4 ile çarp. Sıfır ile topla: Yüzde 40 zam yapar!
Maliye'nin, bu enflasyon ile zam hesabı, D. Bahçeli'nin şu meşhur matematiğine benziyor: 
"2009 yılındayız. 2009'un sıfırlarının üzerine çarpı koyun, atın. İki sıfırı kaldırdık. Ne kaldı: 29. 
11 ile 29'u toplayın ne oldu, 40. 
Milliyetçi hareketinin 40. yılı. Bunlar tesadüf olamaz..."
Eee? Kör ile yatan, şaşı kalkar!
Aynı hesapla Bahçeli, beş bin gönüllü ile Kerkük'e gitmeye hazırız, diyor. 
TBMM, Bahçeli'ye 5 bin kişiyi Kerkük'e gönderme yetkisi versin, Kurtlar Vadisi'nin İspanyol paça pozlu Polat'ını da komutan yapsınlar, çeksinler bir film, Kerkük'te işi halletsinler? Zaten Irak Parlamentosu da, Başbakan İbadi'ye Kerkük'e girme yetkisi vermiş.
Aklını kullanmak yerine, aklı boya-posa tutulmuş Türk milletinin, sandık başındaki basiretsizliği ve nasipsizliği yüzünden, Gazi M. Kemal Atatürk'ün koca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sürüklendiği vahim ahvali bakın.
Aklı, Cumhuriyet'in tüm kaynak ve kazanımlarını Varlık fonuna devredip peşkeş çekmeye çalışan Jöleli Yiğit ile matematik hesabı bu olan Devlet Bahçeli arasında gidip gelen bir hükümetin, maliyesi olsa olsa bu olur!
Bakanı yüzde 40 vergi zammı açıklarken yüzü kızarmayan Maliye anlayışı ile, bey' bil-vefa ve istiğlal hileleriyle faizli altın tahvillerine kılıf uydurup bugünlerde ilk dünya güzelimiz Keriman Halis Ece üzerine magazin yazmaya terfi eden Hayrettin Karaman'ın uydurma fetvaları arasında gidip gelen bir iktidarın ekonomisi ancak bu kadar olur.
Taşıma su ile değirmen, sıcak para ile hükümet dönmüyor.
Hükümet düştü para derdine?
MB'nin verilerine göre, önümüzdeki dönem 170.5 milyar dolar borç ödemesi var? Nerden ödenecek, kim ödeyecek?!
Habur-Kuzey Irak ekseninde 7 milyar dolarlık akçalı işimiz var diye yanı başımızda inşa edilen ve Diyarbakır'ımıza kadar uzanan Barzani öncülüğündeki Büyük İsrail oluşumuna dişe dokunur bir tavır koyamadık. Bağırdık, çağırdık, tozu dumana kattık. Olan yine oldu!
Devletin taşıma su ile döndürüldüğü bir ekonomide, hiç kimse milli bir tavır koyamaz, milli bir duruş sergileyemez. Ancak tiyatro oynar.
Bu yüzden Türkiye, acil Milli Ekonomi Modeli ve Bağımsız Türkiye iktidarına muhtaçtır, başka yolu yoktur.
Prof. Dr. Baş, vazifesini yaptı, bin kere anlattı: Türkiye'de Milli paramız yok. Milli paranın olabilmesi için, bizim GSMH karşılığında paramızı piyasaya sürmemiz lazım. Emeğimizin ve kendi kaynaklarımızın karşılığını piyasaya sürmemiz lazım. Bu sürülmedi, sürülmüyor. Devlet borçlanmaya ve faize mahkum edilip batırılıyor. Ne kamu, maliyesini yürütebiliyor; ne milletin cebi para görüyor, ne de ürününün karşılığını alabiliyor. Bir de vergi ve zam ile soyuluyor. Milli Ekonomi Modeli ile bu müflis kapitalizmi tarihe gömdük, 4 milyarlık dünya insanının görüp modelimizi uyguladığı gibi, Türk milleti de bizi gördüğü gün, yüzü gülecek, millet de devlet de para görecek. Aksi hal ise borca ve faize batmak, her şeyimizi kaybetmek, yok olmaktır.
Şimdi görev Türk milletinin.
Görene? Köre ne!