Diyeceksiniz ki bu başlık da nereden çıktı.Ülkemizin idaresinden sorumlu siyasilerimizin IMF ile ilgili yaptıkları çıkışları en güzel bu ifade özetliyor.Daha önce "IMF ile anlaşma imzalayarak, ümüğümüzü sıktırmayız" diyen Başbakan asıp kesmeye devam ediyor:"Eğer IMF bize bu sıkıntılı dönemde 'ben sizlere borç vermiyorum' derse vermeyebilir. Vermek zorunda da değil. Çok da ihtiyacımız yok" Başbakan bu delikanlı tavırlarına devam ederken, aynı hükümetin ekonomiden sorumlu ve Başbakan'ın talimatı dışından hareket etmeyen Bakanı Mehmet Şimşek ise o kadar da cesur açıklamalar yapmayıp IMF ile yola devam diyor:"Bir çıpa niteliği taşıyacak bir ihtiyati stand-by anlaşmasına ilişkin yapıcı bir yaklaşımımız var"AKP iktidarı bunu hep yapıyor.Bir taraftan ülkemizi ekonomik dar boğaza sokan IMF'ye rest çekme görüntüleri sergilenerek, millette oluşan tepkilerin gazı alınmaya çalışılıyor, bir taraftan da aynı IMF güdümlü politikalara devam ediliyor.Aynı tiyatrolar AB süreci ve ABD müttefikliği için de yapılıyor.Birbirinden asla ayrı hareket etmeyen kabine üyeleri biri iyi polis diğeri de kötü polis rolü oynuyor. Biri tribünlere oynuyor, diğeri de global tavizlere imza atıyor.İşte istemem yan cebime koy mantığı bu.Sayın Başbakan'ın, "IMF'ye ihtiyacımız yok" cümlesinde bir an için samimi olduğunu düşünelim, bu durumda şu soruların cevabını vermesi gerekiyor:Hangi ekonomik modeli uygulayacaksın?Borcu borçla çevirme mantığına sahip bir hükümet olarak küresel krizin kasıp kavurduğu bir dönemde IMF'nin onayını almadan nasıl kredi bulacaksın?2009 bütçe tahminlerinde şu kadar bütçe açığı, şu kadar dış ticaret açığı, şu kadar cari açık vereceğini sen açıklıyorsun, bu açıkları nasıl kapatacaksın?Üstelik sata sata satacak bir şeyimiz de kalmadı. Kalanlar da senin bu açığını asla kapatmaz.Yani Sayın Başbakan, milli bir modele dönmediğin müddetçe ister kabul et, ister etme IMF'ye ümüğünü sıktırmak zorundasın.Bunun bir çıkış noktası var, ama onu da bugüne kadar verdiğiniz sözlerden sıyrılıp da hayata geçirebilir misiniz bilmem.O da Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli.Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da krizden çıkış için uygulamak zorunda olduğu model bu.Bunu ben söylemiyorum, dünyanın hemen hemen her ülkesinden uluslar arası Milli Ekonomi Modeli kongrelerine katılan bilim adamları bunu bütün dünyaya ilan etti.Gelin Sayın Başbakan, gerçekten ümüğünüzü sıktırmak istemiyorsanız, ülkemizi ve milletimizi kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacak ve bütün dünyaya örnek kılacak bu eşsiz modeli hayata geçirelim.O zaman belki ümüğü sıktırmama konusundaki samimiyetinizi milletçe test etmiş oluruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025