1983 yılının Eylül ayından beri yayın hayatında olan İcmal dergisi Haydar Baş ismi ile özdeşleşmişti. İlk sayısından itibaren Başyazılarını kendileri kaleme aldıkları halde, uzun yıllar boyunca kendi ismini değil İcmal imzasını kullanmıştır. Bugün kırk yaşına merdiven dayamış olan derginin ilk yıllarındaki sayılarını ve ilk ciltlerini karıştırırsanız Başyazıların sonunda sürekli İcmal imzasını göreceksiniz. Yeni sayı itibariyle yine bir Eylül, yine bir yıldönümü, yine yayıncılıkta yeni bir yaşın idrak edilmesi ama ilk kez, yeni bir yaşa yaslı olarak giriş…
Türkiye şartlarında dergicilikte hiç de azımsanmayacak, asla küçümsenmeyecek olan bu uzun yıllar boyunca her yıldönümünde, her yeni yaşına girişinde banisi olan Haydar Hoca'nın yönlendirmesi ile televizyon programları yapılır, özel yazılar yazılır, hatta özel sayılar çıkarılırdı.
Hepimiz için bir mektep mesabesinde olan, nice yazarların yetişmesinde bir ocak vazifesi gören İcmal, yayın hayatına başladığından beri ilk kez bu Eylül ayında, ilk kez bu yeni yaşında ve yıldönümünde kurucusu ve Başyazarı olan merhum Haydar Hoca'dan mahrum olarak, onun tarifsiz hasreti ve özlemi, sayfalarına ve satırlarına sinmiş olarak çıkıyor.
Her fani gibi elbette o da "Her nefis ölümü tadacaktır" fermanına uyarak ebedi aleme rıhlet etti ve sevenlerini tarifsiz acılar içinde bıraktı. Ayrılığın üzerinden aylar geçti ama geçen her zaman dilimi, her gün, her hafta ve her ay, ona olan özlemimizi daha da derinleştirdi, daha da artırdı ve hasretimiz dağlar gibi oldu.
"Sen sefer eyledin ebediyete
Canımızdan canlar aldın da gittin
Bir sızı düşürdün tüm cemiyete
Dünyaya velvele saldın da gittin
Sensiz yapayalnız sensiz dünya dar
Biz nasıl edelim ey Hoca Haydar."
(A. Karaca)
İşte bu hasret içinde, işte bu yürek yangını ile birlikte onun ilk eseri olan İcmal dergisinin yeni yaşını idrak ediyoruz, bir yıldönümüne daha girmiş bulunuyoruz. Otuz yedi yıldan beri bu dergide yazı yazan, bu derginin neşriyatının her kademesinde görev alan ve her yeni sayısını; gurbetteki en yakınından, askerdeki oğlundan mektup bekler gibi bekleyen tüm okuyucular için bir teselli kaynağımız var ki o da bu derginin neşriyatının ara vermeden devam ediyor olmasıdır.
Başta İcmal olmak üzere, merhum Haydar Baş Hoca'nın başlatmış olduğu bütün hizmet kalemlerini aksatmadan devam ettirecek bir kadroyu yetiştirmiş olması aslında onun en büyük ve en kalıcı eserlerinin başında gelmektedir. Erler vardır, nice erenler vardır ki hali hayatında, yaşadığı zaman dilimi içerisinde ve yaşadığı dar çevrede çok önemli hizmetler başlatmıştır, ömrü boyunca da devam ettirmiştir ama vefatıyla birlikte her şey sona ermiştir.
Nice erler, nice erenler de vardır ki merhum Haydar Hoca gibi, hizmetler başlatmıştır dünya çapında, eserler bırakmıştır dünya çapında, çığırlar açmıştır tüm insanlığa yönelik ve tüm bu hizmet kalemlerini sürdürürken bir yandan da kendinden sonra bu faaliyetleri devam ettirecek kadrolar yetiştirmiştir.
İcmal, gülü ile birlikte girdiği gönüllerde vatan sevdasını, bayrak sevdasını, bağımsızlık sevdasını çiçeklendirmiş, dal-budak salmasına vesile olmuştur. Otuz yedi yıldan beri elbette çok özel anlamı olan "GÜL" resmini isminin başında taşıyarak Anadolu'da neredeyse her eve, her dükkana ve her kütüphaneye ulaşan İcmal, nice gönüllerde nice güllerin açmasına vesile olmuştur. On yıllardan bu yana ulaştığı her bir ferde, son elçi son peygamberin remzi olan gül ile birlikte nice hakikat güllerini de ulaştırmıştır.
Kadir-kıymet bilen insanımızın gözünde İcmal demek; hanelerde, cadde ve sokaklarda, çarşı ve pazarlarda ve hassaten nice gönüllerde nice güllerin açması demektir. Asla unutulmamalıdır ki, gönül dünyalarında güller açan fertlerden oluşan cemiyetler ve toplumların sosyal hayatlarında, komşuluk ilişkilerinde de güller açar.
Kadir-kıymet bilen kadirşinas insanımızın gözünde İcmal demek; bütün bir Anadolu coğrafyasında ve bu coğrafyada ne zaman ne kadar insan yaşıyorsa hepsinin "Yaratılışta eş ve dinde kardeş" esasına göre birlik ve beraberliğin, dirlik ve düzenin çiçek açması demektir.
Kadirşinas ve vefakâr halkımızın gözünde İcmal demek; aydan aya her haneye, her gönüle uyanışın, ayıkmanın, derlenip-toparlanmanın, huzurun ve muhabbetin iksirini taşıyan hediye paketleri demektir.
Okuyan, okuduğunu anlayan ve anladığını da ailesinden başlayarak çevresine anlatan kültür elçilerine göre İcmal; cemiyette, sosyal hayatta, eğitim-öğretim dünyasında denge demek, ölçü demek, ahenk demek, idrak demek ve basiret demektir.
Kadir-kıymet bilen, emeğe ve alın terine değer veren millet fertlerinin gözünde İcmal; ülke kaynaklarına sahip çıkmak, sahip olunan servetin ve sermayenin talancıların ve tefecilerin ellerine geçmemesi için gözleri dört açmak anlamında uyarılar ihtiva eden çok kıymetli bir mektup mesabesindedir.
Milletimiz, üzerinde yaşadıkları bu toprakların maden zengini olduğunu, nice stratejik madenler noktasında tekel durumunda olduğunu bu mektepten, İcmal mektebinden öğrendi. Sadece Gümüşhane ile Artvin arasındaki altın madeni rezervi ile bu ülkenin yüz yıl boyunca bir eli yağda bir eli balda hayat sürebileceği gerçeğini, İcmal mektebinin Başöğretmeni olan Haydar Baş'tan öğrendi.
Topyekûn milletimizin faiz belasından kurtuluş yollarını ve yöntemlerini ilk kez bu mektebin talebeleri dillendirdi. (devam edecek…)
- Kâr muhafızlarının iktidarı / 21.11.2024
- Kimsesizler çığ gibi… / 20.11.2024
- Söyleyecek sözü mü kaldı? / 19.11.2024
- 21. asrın ilk çeyreğini böyle bitiriyoruz / 16.11.2024
- Riyad’da sergilenen riyakârlık / 15.11.2024
- Utanmayı unutmuş bir İslam dünyası / 13.11.2024
- Özlüyoruz / 12.11.2024
- Aç bırakılan halka türlü tiyatrolar dayatılıyor / 08.11.2024
- Bugün soykırımcıya mal satanlar… / 07.11.2024