Medyada, hükümetin sigaradan sonra alkollü içecekleri de yasaklayacağı haberleri yayınlandı. Birileri her zaman ki gibi “eyvah…” diye bağırmaya başladı.
Sonra İstanbul’un, Eyüp ilçesinde bir festival gündeme düştü. Bundan önce 10 kez ve son 4 yıldır Eyüp’teki, Bilgi Üniversitesi “Santralistanbul kampüsünde” bu yıl 11’incisi düzenlenecek olan festivale, bazı siyasi parti, dernek ve kurumlar, “Hayır! Bu kutsal mekanda içki festivali düzenleyemezsiniz, içki içirmeyiz” gösterileri, haberleri yapılmaya başlandı…
Birinci ilginçlik; 4 yıldır neredeydiniz? Artı Eyüp ilçesi bu yıl Ramazanın bu festivale denk düşmesiyle mi kutsallık kazandı?
Sonra fırsatların adamı Erdoğan devreye girdi. Düşünsenize; Üniversite, içkinin öne çıktığı bir festival, Eyüp Sultan artı Ramazan. Tam “van münit” lik bir hava. Haliyle bu fırsat kaçırılamazdı!
“Üniversitenin içinde böyle bir şey nasıl olur? Öğrenci oraya gelip de alkolü alıp, kafayı mı bulacak, yoksa ilmi alıp kendini mi bulacak?” İşte bu! Alkışlar, destekler peş peşe. AKP, karşıtlarına; “Bakın! İşte biz buyuz, çıkışları…” mesajını iletti.
Ama gel gör ki! Bu filmin senaristlerinden biri bizzat Erdoğan’mış… Ya, olur mu öyle şey? 10 yıldır başka şey mi oluyor zannediyorsun!
Santralistanbul, (bu festivalin (!) yapıldığı alan) Bilgi Üniversitesi’nin de kurucusu Oğuz Özerden’in bir projesiymiş.
İşte bu projeyi, o günlerde yaşananları ve Oğuz Özerden’le yaptığı röportajı Radikal’den, Cem Erciyes yazdı.
Meğer bu mekanın kurdelesini 2007 seçimleri öncesi bizzat Erdoğan kesmiş. Ya, Erdoğan orada içki, içilsin diye mi açtı veya izin verdi? Evet, aynen öyle…
İşte Cem Erciyesin o günlerde Bilgi Üniversitesi’nin de kurucusu Oğuz Özerden ile yaptığı röportaj…
Oğuz Özerden; “Başbakan’a projeyi anlattım. Bu çağdaş sanat önemli bir meseledir, siz de hani bu demokrasi konusunda önemli adımlar atmaya hazırlanıyorsunuz. Türkiye’nin entelektüellerine, sanat kültür insanlarına, akademisyenlerine bir mesaj vermeniz lazım, diye.
Ama işin kritik yanını da anlattım. Benim lise yıllarımda Kenan Evren, çıplak kadın resmi var, diye sergi kapatmıştı, onu hatırlatıp; ‘Sizden ben öyle bir şey istiyorum ki hem bu Silahtarağa’yı bize tahsis edin, hem de burada yapılacak ve sizin inançlarınıza uymayacak işleri de destekleyin, dedim.
Biz demokratlıkta aynı yerdeyiz. Ben, dinle ilgisi olan bir insan değilim ama biz kültür sanat işleri yapacağız. Gerekirse çıplak kadın resimleri olan bir yeri de desteklemenizi istiyorum, biçiminde açıklıkla söyledim niyetimizi.
Dinledi; “Çok güzel, biz konuyu arkadaşlarımızla değerlendirelim size haber veririm” dedi.
Ben de böyle çok sıkılırım, işler sürüncemeye girerse takip etmek istemem. Bu işi gerçekten destekliyorsanız, Enerji Bakanı’nı şimdi arayın, biz de gidelim bu işi bitirelim, dedim.
“Tamam” deyip, Hilmi Güler’i aradı. Oradan çıktık Enerji Bakanlığı’na gittik... Yine de kira sözleşmesi yapmamız bir seneyi aştı. Burası 20 yıllığına bize verildi, makul bir kira ödüyoruz.”
Cem Erciyes, konuyu yıllar sonra bir kez daha Oğuz Özerden’le konuştuğunu ifade ediyor ve Oğuz Beyin sözlerini aktarıyor;
“Ben oradayken Başbakan sözünü tuttu. Birçok sergiyi ben gezdirdim, büyük toleransla bizi destekledi. O zaman ne Başbakan, ne Eyüp Belediyesi ne de Büyük Şehir Belediyesi’yle aramızda bir sorun oldu. Kadir Topbaş gelirdi bizim festivallerimize, biz içkimizi içerdik, o da meyve suyunu. Hepsini çok toleranslı insanlar olarak hatırlıyorum. Başbakan’ın yaptığı açılışta da içki servisi yapılmıştı ve o gün pek çok Eyüplü de oradaydı...”
Şahsen bu röportaj ve bu mekânın sahibinin bizzat açıkladığı olaylar beni şaşırtmadı. Erdoğan’ın bu çıkışlarına, bu duruşlarına 10 yıldır şahidiz.
Benim itirazım, AKP ve hükümet nazarında din düşmanlığı yapan, dini, birilerinin tekeline sevk ederek, halkı ayrıştırmaya çalışan siyasilere, medya gruplarına, yazar, çizerlerinedir.
***
Evlenmek isteyen yaşlıların dikkatine (yorumsuz)
“Yalova’nın köylerini gezen CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Armutlu İlçesi’nin Kapaklı Köyü’ne yaptığı ziyarette, eşini 15 yıl önce kaybeden 90 yaşındaki Mustafa Goncu’nun ağlayarak, kendisinden eş istemesi üzerine, “Benim Ankara’da, senin gibi sürekli ağlayan bir milletvekili arkadaşım var, Bülent Arınç. Ben ona senin bu derdini söylerim. Ne de olsa ağlayanın halinden ağlayan anlar” dedi.
Sonra İstanbul’un, Eyüp ilçesinde bir festival gündeme düştü. Bundan önce 10 kez ve son 4 yıldır Eyüp’teki, Bilgi Üniversitesi “Santralistanbul kampüsünde” bu yıl 11’incisi düzenlenecek olan festivale, bazı siyasi parti, dernek ve kurumlar, “Hayır! Bu kutsal mekanda içki festivali düzenleyemezsiniz, içki içirmeyiz” gösterileri, haberleri yapılmaya başlandı…
Birinci ilginçlik; 4 yıldır neredeydiniz? Artı Eyüp ilçesi bu yıl Ramazanın bu festivale denk düşmesiyle mi kutsallık kazandı?
Sonra fırsatların adamı Erdoğan devreye girdi. Düşünsenize; Üniversite, içkinin öne çıktığı bir festival, Eyüp Sultan artı Ramazan. Tam “van münit” lik bir hava. Haliyle bu fırsat kaçırılamazdı!
“Üniversitenin içinde böyle bir şey nasıl olur? Öğrenci oraya gelip de alkolü alıp, kafayı mı bulacak, yoksa ilmi alıp kendini mi bulacak?” İşte bu! Alkışlar, destekler peş peşe. AKP, karşıtlarına; “Bakın! İşte biz buyuz, çıkışları…” mesajını iletti.
Ama gel gör ki! Bu filmin senaristlerinden biri bizzat Erdoğan’mış… Ya, olur mu öyle şey? 10 yıldır başka şey mi oluyor zannediyorsun!
Santralistanbul, (bu festivalin (!) yapıldığı alan) Bilgi Üniversitesi’nin de kurucusu Oğuz Özerden’in bir projesiymiş.
İşte bu projeyi, o günlerde yaşananları ve Oğuz Özerden’le yaptığı röportajı Radikal’den, Cem Erciyes yazdı.
Meğer bu mekanın kurdelesini 2007 seçimleri öncesi bizzat Erdoğan kesmiş. Ya, Erdoğan orada içki, içilsin diye mi açtı veya izin verdi? Evet, aynen öyle…
İşte Cem Erciyesin o günlerde Bilgi Üniversitesi’nin de kurucusu Oğuz Özerden ile yaptığı röportaj…
Oğuz Özerden; “Başbakan’a projeyi anlattım. Bu çağdaş sanat önemli bir meseledir, siz de hani bu demokrasi konusunda önemli adımlar atmaya hazırlanıyorsunuz. Türkiye’nin entelektüellerine, sanat kültür insanlarına, akademisyenlerine bir mesaj vermeniz lazım, diye.
Ama işin kritik yanını da anlattım. Benim lise yıllarımda Kenan Evren, çıplak kadın resmi var, diye sergi kapatmıştı, onu hatırlatıp; ‘Sizden ben öyle bir şey istiyorum ki hem bu Silahtarağa’yı bize tahsis edin, hem de burada yapılacak ve sizin inançlarınıza uymayacak işleri de destekleyin, dedim.
Biz demokratlıkta aynı yerdeyiz. Ben, dinle ilgisi olan bir insan değilim ama biz kültür sanat işleri yapacağız. Gerekirse çıplak kadın resimleri olan bir yeri de desteklemenizi istiyorum, biçiminde açıklıkla söyledim niyetimizi.
Dinledi; “Çok güzel, biz konuyu arkadaşlarımızla değerlendirelim size haber veririm” dedi.
Ben de böyle çok sıkılırım, işler sürüncemeye girerse takip etmek istemem. Bu işi gerçekten destekliyorsanız, Enerji Bakanı’nı şimdi arayın, biz de gidelim bu işi bitirelim, dedim.
“Tamam” deyip, Hilmi Güler’i aradı. Oradan çıktık Enerji Bakanlığı’na gittik... Yine de kira sözleşmesi yapmamız bir seneyi aştı. Burası 20 yıllığına bize verildi, makul bir kira ödüyoruz.”
Cem Erciyes, konuyu yıllar sonra bir kez daha Oğuz Özerden’le konuştuğunu ifade ediyor ve Oğuz Beyin sözlerini aktarıyor;
“Ben oradayken Başbakan sözünü tuttu. Birçok sergiyi ben gezdirdim, büyük toleransla bizi destekledi. O zaman ne Başbakan, ne Eyüp Belediyesi ne de Büyük Şehir Belediyesi’yle aramızda bir sorun oldu. Kadir Topbaş gelirdi bizim festivallerimize, biz içkimizi içerdik, o da meyve suyunu. Hepsini çok toleranslı insanlar olarak hatırlıyorum. Başbakan’ın yaptığı açılışta da içki servisi yapılmıştı ve o gün pek çok Eyüplü de oradaydı...”
Şahsen bu röportaj ve bu mekânın sahibinin bizzat açıkladığı olaylar beni şaşırtmadı. Erdoğan’ın bu çıkışlarına, bu duruşlarına 10 yıldır şahidiz.
Benim itirazım, AKP ve hükümet nazarında din düşmanlığı yapan, dini, birilerinin tekeline sevk ederek, halkı ayrıştırmaya çalışan siyasilere, medya gruplarına, yazar, çizerlerinedir.
***
Evlenmek isteyen yaşlıların dikkatine (yorumsuz)
“Yalova’nın köylerini gezen CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Armutlu İlçesi’nin Kapaklı Köyü’ne yaptığı ziyarette, eşini 15 yıl önce kaybeden 90 yaşındaki Mustafa Goncu’nun ağlayarak, kendisinden eş istemesi üzerine, “Benim Ankara’da, senin gibi sürekli ağlayan bir milletvekili arkadaşım var, Bülent Arınç. Ben ona senin bu derdini söylerim. Ne de olsa ağlayanın halinden ağlayan anlar” dedi.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Apo’nun ipini Türkiye’ye taktılar / 01.11.2024
- Erdoğan: ‘Toplu iğne yapamıyorduk toplu iğne’ / 31.10.2024
- Cumhuriyetin geleceğini tercihleriniz belirleyecek / 29.10.2024
- Dünden bugüne Cumhuriyet / 28.10.2024
- İnsanın şeytanlaşması / 27.10.2024
- Deliller iktidarın aleyhine / 26.10.2024
- AKP bu skandaldan da yırtar / 25.10.2024
- Kim derdi ki Devlet Bahçeli, İmralı’nın havarisi olacak! / 24.10.2024
- ‘Tehdit altındayız daha çok mülteciye ihtiyacımız var’ / 23.10.2024
- Hz. Ebu Talip’ten helallik istiyorum -3- / 21.10.2024
- Erdoğan: ‘Toplu iğne yapamıyorduk toplu iğne’ / 31.10.2024
- Cumhuriyetin geleceğini tercihleriniz belirleyecek / 29.10.2024
- Dünden bugüne Cumhuriyet / 28.10.2024
- İnsanın şeytanlaşması / 27.10.2024
- Deliller iktidarın aleyhine / 26.10.2024
- AKP bu skandaldan da yırtar / 25.10.2024
- Kim derdi ki Devlet Bahçeli, İmralı’nın havarisi olacak! / 24.10.2024
- ‘Tehdit altındayız daha çok mülteciye ihtiyacımız var’ / 23.10.2024
- Hz. Ebu Talip’ten helallik istiyorum -3- / 21.10.2024