(dünden devam…)
Amr b. el As, İmam Ali'ye gönderdiği bir elçi aracılığıyla, birkaç mesele yüzünden onu ayıpladığını bildirdi. Bu meselelerden biri de Hz. Ali'nin Hasan ve Hüseyin'i Resûlullah'ın oğulları olarak adlandırması idi. Hz. Ali, Amr b. As'a şu cevabı gönderdi: "O rezil oğlu rezile de ki, eğer o ikisi Resûlullah'ın oğulları olmasa idi, babasının dediği gibi Resûlullah'ın soyu kurumuş olacaktı." (Şerh-u Nehcü'l Belaga, İbn-i Ebi'l Hadid, c. 20, s. 334).
İmam Hasan da bazı vesileler ile bu konuda konuşmuştur. Nitekim İmam Hasan'ül Mücteba, babasının ölümünden sonra yaptığı bir konuşmada şunları söylüyor: "Ey insanlar! Beni tanıyan tanıyor. Tanımayanlara gelince ben Ali'nin oğlu Hasan'ım, ben Peygamberin oğluyum. Ben vasinin oğluyum." (Hakim, el-Müstedrek, c. 3, s. 172; Zehairu'l Ukba, s. 138 Dulabi'den naklen).
Bir defasında Muaviye, Hz. Hasan'dan minbere çıkıp konuşma yapmasını istedi. O da minbere çıkıp konuşma yaptı. Konuşmasının bir yerinde şöyle dedi: "Eğer yeryüzünün iki yakası arasında Peygamberiniz için oğul ararsanız benden ve kardeşimden başkasını bulamazsınız." (İbn-i Şehraşub, el-Menakıb, c. 4, s. 12; İkdu'l Ferid ve Medainî'den naklen).
İmam Cafer Sâdık, İmam Muhammed Bâkır'dan, o da Câbir'den şöyle rivayet etmiştir: "Ben ve Abbas Resûlüllah'ın yanında oturuyorduk, o sırada Ali içeri girip, selam verdi. Peygamber selamının cevabını verdi. Ve kalkıp onu kucakladı, iki gözünün arasından öptü. Ve sağ tarafına oturttu. Abbas, "Ya Resulallah, onu seviyor musun" diye sordu. Resûlüllah şöyle cevap verdi, "Ey amca, Allah'a and olsun ki, Allah onu Benden daha çok seviyor. Allah her peygamberin neslini onun sulbünde karar kılmıştır. Ama Benim neslimi Ali'nin sulbünde karar kıldı." (İhkâkü'l Hak, c. 7, s. 5).
Ebu Câfer Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Babeveyh el-Kummî (Şeyh Sâduk) güvenilir "Uyun-u Ahbari'r-Rıza" kitabında ve Ebu Mansur Ahmed b. Ali b. Ebi Tâlib et-Tabersi "el-İhticac" kitabında tartışmanın izahını detaylı bir şekilde aktarmış ve İmam Musa Kazım'ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bir gün Abbasi halifelerinden olan Harun er-Reşid'in meclisine gittim, bana bazı sorular sorup, bunların cevaplarını istedi. Sorularından biri de (sizin de sorunuz olan) şu soruydu: "Nasıl, 'biz Peygamber'in zürriyetiyiz' diyorsunuz, halbuki Peygamber'in halefi yoktu; halef ancak erkek evlat içindir, kız evlat için değildir. Oysa ki siz kızından olan evlatlarısınız, Peygamber'in halefi (erkek evladı) yoktu?"
İmam Musa Kazım (a.s.) ona cevap olarak, En'am Sûresi'nin şu ayetini okudu: "Onun (Nuh'un veya İbrahim'in) soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz. (Yine onun soyundan) Zekeriyya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı da (hidayete eriştirdik). Onların hepsi sâlihlerdendi." (En'am, 84) Daha sonra İmam (as), Harun'un dikkatini ayetteki delil olarak gösterdiği yere çekip şöyle buyurdu: "Ey mü'minlerin emiri! Hz. İsa'nın babası kimdir?" Harun cevap olarak şöyle dedi: "İsa'nın babası yoktu." Bu esnada İmam (a.s.) şöyle buyurdu: "İşte Allahu Teâla onu Meryem'in vasıtasıyla peygamberlerin zürriyetine ilhak etmiştir. Bizi de annemiz Fatıma tarafından Hz. Peygamber'in (s.a.v.) zürriyetine ilhak etmiştir." (devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020