AKP hükümeti, Türkiye'nin ekonomik gidişatını şu "belediye seçimleri sonrasındaki pek yakında" öyle gümletecek ki, aylardan beri söylediklerimize kulaklarını tıkayan sağır sultanların kula zarları bile patlayacak.
Siyasette "dün dündür bugün bugündür" türünden uzun boylu kıvırtmalar çoktur; lakin ekonomi hesap işidir, öyle çok da uzun kıvırtmalara imkan yoktur.
Hesap ortada. Hükümetin düzenlemeleri belli.
Bütçe açık.
Global tefecilere sadece bu yıl 100 katrilyon faiz ödeyeceğiz.
Şubat'taki 30 katrilyonu aşkın geri ödeme sıkışıklığını gidermek için yine faizli borç alacak.
Borcu, yine faizli borçla, faizi de yine faizli borçla kapatma düzeneği aynen sürüyor. Hükümet, önceki faizci hükümetlerden daha beter.
Başka yolları yok, yordamları yok, projeleri yok; kafa yormamışlar, beyin çatlatmamışlar ki... IMF ne derse, ABD ne derse, AB ne derse, bu arada onların içerideki distribütörleri neyi uygun görürlerse Mr. Derviş gibi aynen uygular, böylece herkes gibi birkaç yıl da biz iktidar koltuğunu işgal ederiz, diye düşünmüşler. Güya "istikrar" dedikleri şu menem "hükümet eliyle devleti millete çaktırmayacak sessizlikte söğüşletme"nin sırrı bu. Ne derlerse onu yapıyorlar.
Resmi söğüşletme sürüyor.
Pijamalarıyla ünlenmiş medya patronlarının ötelenen borçlarını veya batık bankalara verilenleri pas geçtik, şu tüyü bitmemiş yetimlerin hakkından 100 katrilyonu aşkın parayı faizcilere, tefecilere vermenin başka adı var mı?
Tefeciler ve atlarına bindikleri medyacılar ne derlerse onu icra ediyor hükümet. Yaptığı başka bir şey var mı?
Her kesimden faizciler, faiz ve nema deryasına daldılar, hortumlarını saldılar. Alacakları kadar aldılar, almaya devam ediyorlar.
Umut diye baştâcı eden muhafazakâr çevrelerin faiz-nemaya bulaşamayan diğer kısmı ise, milletimizin büyük çoğunluğu gibi avucunu ve karnını oğuşturuyor.
Haaa, şu belediye seçimleri öncesi üç-beş kuruşluk mazot, doğalgaz ve bazı stratejik vilayetlerdeki su indirimine kananlar, asıl gümbürtüye seçim sonrası şahid olacaklar.
Tefeciye kolunu kaptırmış, imalatı durmuş, üretmeyen, müflis bir tüccarın akıbeti ne ise, hükümetin akıbeti de o olacaktır.
Maliye'nin düzenlemeleri bu alarmı çalıyor. Duymuyor musunuz?
İyi bakın, faizci hükümetin yaptığı düzenlemelere...
Geçici deprem vergileri kalıcı hale getiriliyor, bir.
Vergilendirmede, daha önceki dönemlerde esnafın anasını ağlattığı için kaldırılmak zorunda kalınan "Yaşam Standardı Uygulaması"na benzer "Sektörel bazda ortalama hasılat ve kâr standardı" uygulaması geliyor. Vilayetlerdeki esnaflar, kendileri iş yapsalar da yapmasalar da, kendi sektörlerinin ortalama hasılatı üzerinden takibe alınacak, vergilendirilecek. Gerekirse enselerinde boza pişirilecek.
Mr. Derviş'in düzenlemeleri arasında bulunan faizciden vergi alınmaması düzenlemesi aynen korunacak. Biliyorsunuz, söz konusu düzenleme 2003 sonu itibarıyla geçerliliğini yitiriyordu. Hükümet, bu "faizcilere kıyak" düzenlemesini, mevduat faizi, repo ve özel finans nemaları da kapsayacak biçimde daha da genişleterek "faizci-nemacılardan bir kuruş dahi vergi alınmaması" şeklinde ayarlıyor.
Pijamalı medya patronlarına borçlarına kıyak çeken hükümetin faizcilere yönelik bu kıyağını da normal karşılıyorsanız, ya hu bu 250-300 milyar dolarlık borçları ve faizlerini kim ödeyecek diye sormanıza hacet yok... Onun ödeme adresi belli; dar gelirli vatandaş, tüyü bitmemiş yetim, vergi ve ithal mallarıyla boğuşan imalatçı.
Hükümet tam faizci; ya siz?
Böylesi faize batmış ve batırılmaya devam eden bir Türkiye'nin gümleme vaktinin seçim sonrası olduğunu tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok.
Ekmeğine, toprağına, geleceğine ve namusuna sahip çıkma azmi ve kararında olanların yapması gereken ilk iş, Türkiye gümlemeden önce şu yerel seçimlerde "faizci iktidar"ı gümletmektir. Yani, Türkiye'nin tek kurtuluş yolu ve Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi BTP'yi omuzlamaktır.
Yerel seçimler genel atmosfere tesir etmez diye düşünmeyin; politikacılar, en basit desteklerden kendilerine güç çıkartırlar, son nefes vakitlerini uzatırlar. Aldıkları darbeler ise faizci ruhlarını boş çuvala çevirir, takatlarını keser.
Dolayısıyla yörelerimizin saygıdeğer aymaz insanlarını kendi emellerine alet etseler bile, bu faizcilere artık bu fırsatı vermemek gerekir. Yerel seçimlerde iktidarı gümleterek, "Türkiye'nin gümletilmesi ve daha büyük bataklara itilmesi açısından işbaşındakilerin elini güçlendirmemek" lazım gelir.
Benden hatırlatması...
Siyasette "dün dündür bugün bugündür" türünden uzun boylu kıvırtmalar çoktur; lakin ekonomi hesap işidir, öyle çok da uzun kıvırtmalara imkan yoktur.
Hesap ortada. Hükümetin düzenlemeleri belli.
Bütçe açık.
Global tefecilere sadece bu yıl 100 katrilyon faiz ödeyeceğiz.
Şubat'taki 30 katrilyonu aşkın geri ödeme sıkışıklığını gidermek için yine faizli borç alacak.
Borcu, yine faizli borçla, faizi de yine faizli borçla kapatma düzeneği aynen sürüyor. Hükümet, önceki faizci hükümetlerden daha beter.
Başka yolları yok, yordamları yok, projeleri yok; kafa yormamışlar, beyin çatlatmamışlar ki... IMF ne derse, ABD ne derse, AB ne derse, bu arada onların içerideki distribütörleri neyi uygun görürlerse Mr. Derviş gibi aynen uygular, böylece herkes gibi birkaç yıl da biz iktidar koltuğunu işgal ederiz, diye düşünmüşler. Güya "istikrar" dedikleri şu menem "hükümet eliyle devleti millete çaktırmayacak sessizlikte söğüşletme"nin sırrı bu. Ne derlerse onu yapıyorlar.
Resmi söğüşletme sürüyor.
Pijamalarıyla ünlenmiş medya patronlarının ötelenen borçlarını veya batık bankalara verilenleri pas geçtik, şu tüyü bitmemiş yetimlerin hakkından 100 katrilyonu aşkın parayı faizcilere, tefecilere vermenin başka adı var mı?
Tefeciler ve atlarına bindikleri medyacılar ne derlerse onu icra ediyor hükümet. Yaptığı başka bir şey var mı?
Her kesimden faizciler, faiz ve nema deryasına daldılar, hortumlarını saldılar. Alacakları kadar aldılar, almaya devam ediyorlar.
Umut diye baştâcı eden muhafazakâr çevrelerin faiz-nemaya bulaşamayan diğer kısmı ise, milletimizin büyük çoğunluğu gibi avucunu ve karnını oğuşturuyor.
Haaa, şu belediye seçimleri öncesi üç-beş kuruşluk mazot, doğalgaz ve bazı stratejik vilayetlerdeki su indirimine kananlar, asıl gümbürtüye seçim sonrası şahid olacaklar.
Tefeciye kolunu kaptırmış, imalatı durmuş, üretmeyen, müflis bir tüccarın akıbeti ne ise, hükümetin akıbeti de o olacaktır.
Maliye'nin düzenlemeleri bu alarmı çalıyor. Duymuyor musunuz?
İyi bakın, faizci hükümetin yaptığı düzenlemelere...
Geçici deprem vergileri kalıcı hale getiriliyor, bir.
Vergilendirmede, daha önceki dönemlerde esnafın anasını ağlattığı için kaldırılmak zorunda kalınan "Yaşam Standardı Uygulaması"na benzer "Sektörel bazda ortalama hasılat ve kâr standardı" uygulaması geliyor. Vilayetlerdeki esnaflar, kendileri iş yapsalar da yapmasalar da, kendi sektörlerinin ortalama hasılatı üzerinden takibe alınacak, vergilendirilecek. Gerekirse enselerinde boza pişirilecek.
Mr. Derviş'in düzenlemeleri arasında bulunan faizciden vergi alınmaması düzenlemesi aynen korunacak. Biliyorsunuz, söz konusu düzenleme 2003 sonu itibarıyla geçerliliğini yitiriyordu. Hükümet, bu "faizcilere kıyak" düzenlemesini, mevduat faizi, repo ve özel finans nemaları da kapsayacak biçimde daha da genişleterek "faizci-nemacılardan bir kuruş dahi vergi alınmaması" şeklinde ayarlıyor.
Pijamalı medya patronlarına borçlarına kıyak çeken hükümetin faizcilere yönelik bu kıyağını da normal karşılıyorsanız, ya hu bu 250-300 milyar dolarlık borçları ve faizlerini kim ödeyecek diye sormanıza hacet yok... Onun ödeme adresi belli; dar gelirli vatandaş, tüyü bitmemiş yetim, vergi ve ithal mallarıyla boğuşan imalatçı.
Hükümet tam faizci; ya siz?
Böylesi faize batmış ve batırılmaya devam eden bir Türkiye'nin gümleme vaktinin seçim sonrası olduğunu tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok.
Ekmeğine, toprağına, geleceğine ve namusuna sahip çıkma azmi ve kararında olanların yapması gereken ilk iş, Türkiye gümlemeden önce şu yerel seçimlerde "faizci iktidar"ı gümletmektir. Yani, Türkiye'nin tek kurtuluş yolu ve Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi BTP'yi omuzlamaktır.
Yerel seçimler genel atmosfere tesir etmez diye düşünmeyin; politikacılar, en basit desteklerden kendilerine güç çıkartırlar, son nefes vakitlerini uzatırlar. Aldıkları darbeler ise faizci ruhlarını boş çuvala çevirir, takatlarını keser.
Dolayısıyla yörelerimizin saygıdeğer aymaz insanlarını kendi emellerine alet etseler bile, bu faizcilere artık bu fırsatı vermemek gerekir. Yerel seçimlerde iktidarı gümleterek, "Türkiye'nin gümletilmesi ve daha büyük bataklara itilmesi açısından işbaşındakilerin elini güçlendirmemek" lazım gelir.
Benden hatırlatması...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019