Bir değeri elde etmek için harcanan her şeyden daha fazlası o değeri kaybetme ya da elden çıkartma rahatlığını ya da rahatsızlığını verir insana. Mesela evinize giderken cebinizden düşen bir beş TL için belki beş dakika düşünürsünüz. Eğer o an için cebinizde para varsa bu sizi günler boyunca üzmez. Yıllarınızı verip alın teri döktüğünüz dükkanınızın yanması sizi günler belki aylarca üzebilir. O dükkanda sizin sadece yaptığınız masraflar değildir yanan. Yanan, harcadığınız emektir, döktüğünüz alın teridir, anılarınızdır, hüzünlerinizdir, içinde geçirdiğiniz vakitlerdir. Bakın birkaç haberi arka arkaya koyunca bu hükümet bu millete sadece biçilmiş bir değer olarak mı bakıyor yoksa 2000 yıllık tarihini, milli ve manevi değerlerini mi tutuyor gönlünde varın siz karar verin.2001 yılında yaşanmayan krizden daha derinini yaşarken 1997 yılından bu yana TÜİK rakamlarına göre sanayi % 24,6 küçülmüş. Sayın başbakan ise önceki gün Sivas'ta işsizlik çığını kar topuna dönüştürdük diyor. Sayın Şimşek daha önce yazdıklarımızı okumuşçasına "sanki Türkiye dışında hiçbir yerde sorun yokmuş gibi abarta abarta anlatıyorlar." diyor ve ekliyor. Doğru, Türkiye'de sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı düşüyor. Bu bir gerçek. Çünkü otomobil üretimi yüzde 52 düşmüş. Otomobil satamıyoruz."Peki krizin sebebi Avrupa'mı? Bu krizin en büyük sorumlusu hükümettir. Elde avuçta ne varsa sattıktan sonra gelinen noktada "bizim yapacağımız bu kadar ne yapalım satılmıyor" diyorlar. Peki neden mi bu kadar rahatlar? Çünkü ülkeyi kendi ülkeleri gibi görmüyorlar. Yolda bulduk, yolda kaybetsek ne olur diyorlar. Bu milletin derdinin bir tanesinden yana bir an bile sıkıntıları olsa idi bu gün karşımıza yapacak bir şey yok diyerek çıkamazlardı.Başbakan ve Sayın Şimşek bu rehavetle konuşurlarken Deutsche Securities kıdemli ekonomisti Seiji Adachi, ekonominin korkunç bir durumda olduğunu ve işin kötüsü benzer bir düşüşün bu çeyrekte de yaşanabileceğini söyledi ve ekledi; "Yapabileceğimiz tek şey dünya talebinin artmasını beklemek".Çok ilginç değil mi bir yanda bize bir şey olmaz en kötü şunu, şunu bir de şunu satarız diyen bir hükümet, bir yanda son yüzyılın çöküşünü yaşıyoruz diyen bir dünya.Bir yanda bizim dükkan yanıyor diyenler, bir yanda yok canım en fazla birkaç kuruş kaybettik diyenler.Dahası, bir yanda milli değerleri hiç bilememiş bu uğurda harcananlardan habersiz ve kendi iç kurumlarıyla çelişen bir hükümet, bir yanda bu millete hizmet için yollara düşmüş ve kırktan fazla devletin peşinde koştuğu Sayın Prof. Dr. Haydar Baş.Bazıları bu ülkeyi yolda bulduk sanıyorlar ve yolda kaybetmekten sıkıntı duymuyorlar. Bu milleti yolda bulmadık, yarı yolda bırakmadık ve bırakmayacağız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cüneyt Sezer / diğer yazıları
- Durun demek zor mu efendiler? / 29.07.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009