Sel İstanbul'dan sonra en çok AKP'yi vurdu.Günlerdir açıklamalar yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Başbakan Erdoğan söyledikleriyle kendilerini bile ikna etmiş gözükmüyorlar.Sel, İstanbul'u önüne kattı götürdü. 32 vatandaşımızın hayatına mal oldu. Milyonlarca liralık maddi hasar oluştu.Bütün bu ağır faturalara sebep olan sel, bazı şeyleri de ortaya çıkardı.Makyajı silinince çirkinliği ortaya çıkan kadın gibi İstanbul'a aslında hiçbir kalıcı hizmetin AKP'li yıllarda yapılmadığı anlaşıldı. Bundan dolayıdır ki, selin İstanbul'a verdiği maddi zarar bir şekilde unutulacaktır ama AKP'ye vurduğu darbenin telafi edilmesi imkansızdır.Başbakan Erdoğan da bunun farkında olmalı ki, İstanbul'da halkla muhatap olmamak için helikopterle afet bölgesini incelemeyi tercih etti.AKP'li belediye yönetiminde 2 milyar dolar gibi rekor bir borç yükü altına sokulan İstanbullular artık bu paranın alt yapı yatırımlarına da harcanmadığını faturası ağır olan bir şekilde gördüler. O zaman nasıl bu kadar borç yapıldı? sorusu sürekli gündemde olacak demektir bundan sonra.Öyle ya, taştığı zaman onlarca vatandaşımızın hayatını yitirmesine sebep olan Ayamama deresi gibi dereleri ıslah etmediyseniz ne yaptınız diye sormazlar mı adama?Bir megakent için en önemli olan dere ıslahını yapmadıkları ortaya çıktıysa bu kadar borç yükünü izah etmeleri imkansız demektir.Zaten başkan gecikmeli olarak ekranlarda boy gösterdiğinde kendinden öncekileri suçlama yoluna gitti. Oysa onların yanlış yapmış olması AKP'li belediyenin görevini ihmal ettiği gerçeğini değiştirmiyor. Kaldı ki, ister başbakan olsun ister belediye başkanı, kendinden öncekiler yanlış yapmış olsa bile o yanlışları da telafi etmek zorundadır. Bunu yapamayacaksanız zaten o makamları işgal etmemeniz, yapacak olanlara hemen terketmeniz gerekiyor demektir.
Milleti enayi yerine koyuyorlarYetkililerin konuşmalarında suçlunun insanoğlu olduğunu, dere yatağına bina yapan vatandaşların suçlu olduğunu duyduk hep. Başbakan Erdoğan ise 14 yıldır gerekli şeylerin yapılamamasına sebep olarak bazı engellemelerden bahsetti. Bu engellerin tam olarak neler ya da kimler olduğunu bilmiyom ama bildiğim bir şey var, ne zaman milletin çıkarına yapılması gereken ama yapılmayan şey varsa hükümet, bir takım engelleri gerekçe göstererek üstüne düşeni yapmıyor. Başörtüsü sorunu konusunda da aynı teraneyi okudu hükümet biliyorsunuz. Yaptırmıyorlar dedi. Şimdi de İstanbul'u sel vurduktan sonra 'bazı engeller var' diyorlar. AKP'nin bu ve benzeri tavırları bana hep, 'oynamak istemeyen gelin yerim dar dermiş' atasözünü hatırlatır. Nedense AB, ABD, İsrail ve IMF'nin talimatları hiç geciktirilmeden uygulanırken AKP'nin önüne bu engellerden bir tanesi bile çıkmıyor. Ama söz konusu olan milletin beklediği adımlar olunca mutlaka birileri engel oluyor. AKP'nin bu söylemine inanmış olsam, kendimi enayi gibi hissederdim mutlaka.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024