Güney Kıbrıs Rum kesimi gözyaşları içinde iflasını ilan etti.
Başta Dimitris Hristofyas olmak üzere Güney Kıbrıs Rum Kesimi liderleri, aynen bizdeki AKP kurmayları gibi halka AB hayali pompaladılar.
Rum lider Hristosyas ile R. T. Erdoğan ve Egemen Bağış’ın yaklaşımları tıpatıp aynı:
AB’ye gireceğiz, iş bulacağız.
AB’ye gireceğiz, zengin olacağız.
AB’ye gireceğiz, bir elimi yağda, biz elimiz balda olacak.
AB ham hayali hususunda maalesef CHP ve MHP başta olmak üzere muhalefet partilerimiz de bugüne kadar aynen Rum muhalefeti gibi, Erdoğan’ın ağzına benzer ağızla konuştular, konuşuyorlar.
Hayalleri suya değse de hala sürdürüyorlar, tam suya düşmedi.
Bu bağlamda bir tek BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, ta 1985’ten beri Türkiye’yi AB’ye almazlar; dahası, AB 10-15 yıl içinde dağılmaya mahkumdur, göreceksiniz AB dağılacak, batacak, iflas edecek, diyor.
AB’nin gidişatı ve olaylar, Prof. Dr. Baş’ı haklı çıkardı, haklı çıkarmaya devam ediyor.
Türk siyaseti, Rum kesimi aynasında bile kendini ve AB ham hayalini seyredemeyecek kadar gözü kör, kalbi mühürlü davranıyor.
Türkiye’ye “müktesebat ve kriter” diye bin bir türlü hendek atlatmaya devam eden AB, üç kuruşluk Güney Kıbrıs Rum kesimini üyeliğe kabul etti.
Bizimkiler, kapı kulluğuna talim ediyorlar.
Güney Kıbrıs Rum kesimi AB üyesi oldu da ne oldu?!
AB üyeliği iş getirmedi, aş getirmedi, zenginlik getirmedi.
Tahviller ve iç borçlanma hariç, toplam 104 milyar dolar dış borcu bulunan Kıbrıs Rum kesimi, 15-20 milyar Euro yardım ile kurtulacağını zannediyordu.
Ama hesap tutmadı. AB-IMF ve DB troykası, 11.5 milyardan fazla veremeyiz diyor.
Kelin ilacı olsa başına sürermiş
Troykanın tayin ettiği borç Rum kesimine yetmiyor ki… Rum kesiminin ekonomisinin temel ayakları olan sadece üç banka, yani Kıbrıs Bankası, Kıbrıs Halk Bankası ve Hellenic Bank, toplam 19,6 Milyar Euro talep ediyor.
Milli Ekonomi Modeli’nin sahibi Prof. Dr. Baş, AB’nin para birliğine geçtiği gün Berlin’de bu Avrupa iflasını haber vermişti.
Berlin’de şunu tarihi tespiti yapmıştı Pof. Dr. Baş:
“AB’nin dağılmasının başlangıcı, AB devletlerinin Euro’ya geçişiyle senyoraj hakkını ortadan kaldırmalarıdır. Her ülke ihtiyacı olan parayı basmak yerine, AB Merkez bankasının kendisine vereceği ile yetinecektir ki, bu piyasalarda para darlığı demektir. Para darlığı borçlanmaya sürükleyecektir. Borçlanmaya giden ülkeler birliğin ekonomik olarak çöküşüne sebep olacaktır. Çünkü her ülke, kazancını gerçek rakamı ile göstermeyecek ve merkezden kendisine verilen destek farklı olacaktır. Ve bu durum ülkeler arasında korkunç bir adaletsizlik oluşturacaktır ki, bu vaziyet, birliği dağıtacaktır.”
Hatta Almanya Heidelberg’te Prof. Dr. Baş’ın modeli ekseninde 3. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongresinde düzenlenmişti. Bu kongreye iştirak eden AB Sosyal İşler komisyonu üyelerinden Hollandalı Prof. R. Cornelia Versteegh, Avrupa Birliği şayet yaşamak istiyorsa Prof. Dr. Baş’ın ekonomi ve sosyal devlet modeline dönmek zorundadır, Prof. Dr. Baş’ın AB’ye ilişkin tespitleri ve modelin öngörüsü beni çarptı, itirafında bulunmuştu.
Fakat AB ülkeleri, Milli Ekonomi Modeli’nden Rusya, Venezuella ve sair 110’u aşkın ülke kadar istifade etmedi, şimdi peş peşe iflasları yaşıyorlar.
AB Merkez Bankası’nın kapısını aşındıran müflis üyeleri sadece Rum kesimi değil ki…
İtalya, Portekiz, İrlanda, Romanya, İspanya, Yunanistan ve Macaristan da iflaslarını açıklama sırasına girdiler.
Bu gidişatla iflaslarını ilan etmekten başka çareleri yok!
1 Temmuz 2012’de AB’nin Dönem Başkanlığı’nı devir alacak olan Rum kesimi, gözyaşları içinde iflasını ilan ediyor, Haçlı kabristanında kendine mezar ayarlıyor.
Türkiye, bu müflis Rum’un peşine takılıyor, bunlarda zenginlik ve izzet arıyor!
AKP hükümeti, adeta kadavralar yığını halin gelen müflis AB’nin peşine takılmış, onlarla aynı Haçlı kabristanına gömülmek için kendine mezar ayarlıyor.
Hala milleti AB ile kandırmaya çalışıyorlar.
Bu uğurda devletin ve milletin tüm işletme ve kaynaklarını ecnebilere peşkeş çekmeye devam ediyorlar.
Türk milleti, bu apaçık gerçekleri görür, ayıkır, Prof. Dr. Baş’a kulak verirse, kurtulur…
Hayır, millet ayıkmaz da; müflis Rum kadavralarının peşine takılmış AKP hükümetine ve onun değirmenine su taşımaktan başka bir iş göremeyen acuze muhalefete bir imkan daha verirse, Türkiye, Haçlı kabristanlığına gömülür gider.
Ağlayanı da olmaz… Hristofyas gibi gözyaşları dökecek ve kendine ağlayacak bir AKP’li de bulamaz!
Başta Dimitris Hristofyas olmak üzere Güney Kıbrıs Rum Kesimi liderleri, aynen bizdeki AKP kurmayları gibi halka AB hayali pompaladılar.
Rum lider Hristosyas ile R. T. Erdoğan ve Egemen Bağış’ın yaklaşımları tıpatıp aynı:
AB’ye gireceğiz, iş bulacağız.
AB’ye gireceğiz, zengin olacağız.
AB’ye gireceğiz, bir elimi yağda, biz elimiz balda olacak.
AB ham hayali hususunda maalesef CHP ve MHP başta olmak üzere muhalefet partilerimiz de bugüne kadar aynen Rum muhalefeti gibi, Erdoğan’ın ağzına benzer ağızla konuştular, konuşuyorlar.
Hayalleri suya değse de hala sürdürüyorlar, tam suya düşmedi.
Bu bağlamda bir tek BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, ta 1985’ten beri Türkiye’yi AB’ye almazlar; dahası, AB 10-15 yıl içinde dağılmaya mahkumdur, göreceksiniz AB dağılacak, batacak, iflas edecek, diyor.
AB’nin gidişatı ve olaylar, Prof. Dr. Baş’ı haklı çıkardı, haklı çıkarmaya devam ediyor.
Türk siyaseti, Rum kesimi aynasında bile kendini ve AB ham hayalini seyredemeyecek kadar gözü kör, kalbi mühürlü davranıyor.
Türkiye’ye “müktesebat ve kriter” diye bin bir türlü hendek atlatmaya devam eden AB, üç kuruşluk Güney Kıbrıs Rum kesimini üyeliğe kabul etti.
Bizimkiler, kapı kulluğuna talim ediyorlar.
Güney Kıbrıs Rum kesimi AB üyesi oldu da ne oldu?!
AB üyeliği iş getirmedi, aş getirmedi, zenginlik getirmedi.
Tahviller ve iç borçlanma hariç, toplam 104 milyar dolar dış borcu bulunan Kıbrıs Rum kesimi, 15-20 milyar Euro yardım ile kurtulacağını zannediyordu.
Ama hesap tutmadı. AB-IMF ve DB troykası, 11.5 milyardan fazla veremeyiz diyor.
Kelin ilacı olsa başına sürermiş
Troykanın tayin ettiği borç Rum kesimine yetmiyor ki… Rum kesiminin ekonomisinin temel ayakları olan sadece üç banka, yani Kıbrıs Bankası, Kıbrıs Halk Bankası ve Hellenic Bank, toplam 19,6 Milyar Euro talep ediyor.
Milli Ekonomi Modeli’nin sahibi Prof. Dr. Baş, AB’nin para birliğine geçtiği gün Berlin’de bu Avrupa iflasını haber vermişti.
Berlin’de şunu tarihi tespiti yapmıştı Pof. Dr. Baş:
“AB’nin dağılmasının başlangıcı, AB devletlerinin Euro’ya geçişiyle senyoraj hakkını ortadan kaldırmalarıdır. Her ülke ihtiyacı olan parayı basmak yerine, AB Merkez bankasının kendisine vereceği ile yetinecektir ki, bu piyasalarda para darlığı demektir. Para darlığı borçlanmaya sürükleyecektir. Borçlanmaya giden ülkeler birliğin ekonomik olarak çöküşüne sebep olacaktır. Çünkü her ülke, kazancını gerçek rakamı ile göstermeyecek ve merkezden kendisine verilen destek farklı olacaktır. Ve bu durum ülkeler arasında korkunç bir adaletsizlik oluşturacaktır ki, bu vaziyet, birliği dağıtacaktır.”
Hatta Almanya Heidelberg’te Prof. Dr. Baş’ın modeli ekseninde 3. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongresinde düzenlenmişti. Bu kongreye iştirak eden AB Sosyal İşler komisyonu üyelerinden Hollandalı Prof. R. Cornelia Versteegh, Avrupa Birliği şayet yaşamak istiyorsa Prof. Dr. Baş’ın ekonomi ve sosyal devlet modeline dönmek zorundadır, Prof. Dr. Baş’ın AB’ye ilişkin tespitleri ve modelin öngörüsü beni çarptı, itirafında bulunmuştu.
Fakat AB ülkeleri, Milli Ekonomi Modeli’nden Rusya, Venezuella ve sair 110’u aşkın ülke kadar istifade etmedi, şimdi peş peşe iflasları yaşıyorlar.
AB Merkez Bankası’nın kapısını aşındıran müflis üyeleri sadece Rum kesimi değil ki…
İtalya, Portekiz, İrlanda, Romanya, İspanya, Yunanistan ve Macaristan da iflaslarını açıklama sırasına girdiler.
Bu gidişatla iflaslarını ilan etmekten başka çareleri yok!
1 Temmuz 2012’de AB’nin Dönem Başkanlığı’nı devir alacak olan Rum kesimi, gözyaşları içinde iflasını ilan ediyor, Haçlı kabristanında kendine mezar ayarlıyor.
Türkiye, bu müflis Rum’un peşine takılıyor, bunlarda zenginlik ve izzet arıyor!
AKP hükümeti, adeta kadavralar yığını halin gelen müflis AB’nin peşine takılmış, onlarla aynı Haçlı kabristanına gömülmek için kendine mezar ayarlıyor.
Hala milleti AB ile kandırmaya çalışıyorlar.
Bu uğurda devletin ve milletin tüm işletme ve kaynaklarını ecnebilere peşkeş çekmeye devam ediyorlar.
Türk milleti, bu apaçık gerçekleri görür, ayıkır, Prof. Dr. Baş’a kulak verirse, kurtulur…
Hayır, millet ayıkmaz da; müflis Rum kadavralarının peşine takılmış AKP hükümetine ve onun değirmenine su taşımaktan başka bir iş göremeyen acuze muhalefete bir imkan daha verirse, Türkiye, Haçlı kabristanlığına gömülür gider.
Ağlayanı da olmaz… Hristofyas gibi gözyaşları dökecek ve kendine ağlayacak bir AKP’li de bulamaz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019