Yahudiler, Hıristiyanlıktaki ekonomi anlayışını dönüştürdüler, kendi inançlarıyla özdeşleştirdiler. İnançlarına ters düşmeyen, daha doğrusu, sömürülerine engel olmayan kural ve geleneklere hiç dokunmadılar. Böylece, Yahudi ve Hıristiyan karışımı bir ekonomi bilimi ortaya çıkardılar. Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu, "İslâm ve Ekonomik Hayat" adlı kitabında bu gerçeği şöyle ifade eder: "Batılı iktisat kitaplarında bugünkü iktisat ilminin temellerinden bir tanesinin İbrani-Hıristiyan geleneği olduğu belirtilir. Yani bugünkü Batılı İktisat ilmine İbrani-Hıristiyan kültürü sinmiştir" (s.13). Kültürlerin kaynağı dinler olduğuna göre, "Batılı ekonomi bilimi, Yahudi ve Hıristiyan dininin bir bölümüdür"diyebiliriz.
Kavram olarak "Hıristiyan ekonomisi" kullanılmış, fakat hiçbir zaman Hıristiyanlığın şekillendirdiği bir ekonomik düzen kurulamamıştır. Dünyayı sömürmeye, kendilerinden olmayanları köleleştirmeye yönelik ekonomik düzenleri kuranlar Yahudilerdir. Yahudiler, kurdukları bu düzenlere Hıristiyanlığı da uydurmuşlardır. "Sonuçta Hıristiyanlığın kapitalizme engel teşkil eden özellikleri ayıklandı. Bunun yanında Hıristiyanlık, din geleneğinden uzaklaştı" (A.g.e., s. 14). Bir başka deyişle, Hıristiyan ekonomisi kavramının içerisi, Yahudi inançlarıyla dolduruldu. Hıristiyanlığı, kapitalizm ile dönüştüren Yahudiler, şimdi de 'ılımlı İslâm' projesiyle İslâm'ı da dönüştürmeye çalışıyorlar. Onun için 'ılımlı İslâm' projesi, hem dini, hem de siyasi ve ekonomik bir projedir. Ülkemizde 'Calvinist Müslümanlar' kavramı, bu dönüşümü gerçekleştirmek için ileri sürülmüş ve tartışılmıştır.
Avrupa'daki Hıristiyan demokrat partiler, ekonomik görüşlerini Papa 13. Leo ve Papa 11. Pius'un Hıristiyan ekonomisi adı altında vaaz ettikleri görüşlere dayandırıyorlar. Oysa ki, bu papaların vaaz ettikleri, ekonomide bir kural ihtiva edecek mahiyette değildir. Sadece yaptıkları, yoksulların ve işçi sınıfının ezilmemesine dair nasihatlardır. Aslında, Hıristiyanlığın ekonomi konusunda hiçbir teklifi yoktur. Çünkü, Hıristiyanlık yalnızca uhrevi hayata dönüktür. Hıristiyanlar, ekonomiden o kadar uzak yaşadılar ki, ekonomi kavramını dahi farklı anlamda kullandılar. Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal, bu konuda şunları söyler: "Ekümenik kavramı, bugün kullanılan ama bambaşka bir anlam ifade eden 'ekonomi' kavramıyla karşılanıyordu. Günümüzde kullanılan 'ekonomi' kavramı gerçekte, örneğin 1. S. 4. yüzyılda, Hıristiyanlığın en temel kavramıydı. Günümüzde Katolik kilisesi her türlü resmi belgede 'ekonomi' kavramını, iktisat anlamında değil, 'ekümene' anlamında kullanmayı sürdürmektedir. Katoliklerin İncil'den sonraki en önemli kitabı Kateşizm'de 'economy' kavramı işte bu şekilde kullanılmıştır. Günümüzde bir bilim dalı olan iktisat, işte Hıristiyanlığın temel kavramı olan Grekçe 'ekümene' kavramının 'sekülerize edilmiş (dünyevileştirilmiş) olan şeklidir" (Bkz. Yeni Mesaj Gazetesi, 05.05.2008). Peki, öyleyse, neden Hıristiyan demokratlar, Hıristiyan ekonomisinden söz ediyorlar? Cevap şu: Genel kabul görmek ve destek bulmak için. Lydon LaRouche de böyle yaptı. "Lyndon LaRouche, 1976-1992 yılları arasında tam beş kez Amerika Birleşik Devletleri seçimlerinde aday oldu. Çok sayıda makale, rapor ve kitap yazdı. Yazdığı kitaplardan ençok dikkat çekenlerden biri, 'Hiristiyan Ekonomi Bilimi' adlı kitaptır. Bu kitap, Almanca, İspanyolca ve İtalyancaya çevrildi, hâlâ yeni baskıları yapılmaktadır" (Bkz. Yılmaz Dikbaş, Satılık Vatan, s. 366).Görünen o ki, Hıristiyanlar da ekonomide bir arayış içerisinde. Kutsal metinlerinden bir çıkış yolu arıyorlar. Fakat bulamıyorlar, bulamazlar da. Çünkü, kutsal metinlerini asırlar öncesinden tahrif ettiler ve Yahudilerin kurduğu kapitalizm ve sosyalizme göre değiştirdiler. Hıristiyanlar, iki sistemle de dini inançlarını barıştırdılar. O bakımdan, onlardan bir çıkış yolu beklemek beyhudedir. Nitekim bütün bekleyiş ve çıkışlar hüsranla sonuçlandı. Yine karanlığı aydınlatacak ışık Doğu'dan, hem de ülkemizden doğdu. Prof. Dr. Haydar Baş, 'Milli Ekonomi Modeli' ile kurtuluş yolunu gösterdi. Yarasalar gibi ışıktan kaçanlar için geriye tek yol kalıyor. O da, Yahudiye uşaklıktır. Uşak olmak isteyenlere uğurlar olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018