Bizden istenen, mü'mini olduğumuzu Kerim Kitabımzın evimizin en ücra köşesinde atlas kılıflar içerisinde yüksek bir yerde asılı olması değil, mesela bu ayetin, Tarık sûresi dördüncü ayetin zihnimizin bir köşesinde daima asılı durmasıdır:
"Hiçbir can yoktur ki üzerinde bir gözcü olmasın."
Sabahın seher vakti, ezanlar okunuyor ve siz, şeytanın "biraz daha biraz daha" türünden vesveseleri arasında gidip-geliyorsunuz, derhal Tarık sûresi dördüncü ayet zihninizde şimşek gibi çakmalı ve sizi aydınlığa kavuşturmalı, sizi serin sularla buluşturmalıdır.
Gidişimizde-gelişimizde, alışımızda-verişimizde, oturuşumuzda-kalkışımızda, konuşmamızda-susmamızda, çalışmamızda-istirahatımızda, gündüzümüzde-gecemizde kulağımızdaki küpe kadar bizimle beraber olması gereken bir cümle daha:
"Şüphesiz Allah, üzerinizde daimî bir gözetleyicidir." (Nisa: 1).
İki kapak arasında, süslü kılıflar içinde yalnızlığa terk edilmiş ve dilinden anlamadığımız bir kitabın nurundan, yol göstericiliğinden ve ikazlarından nasıl istifade edeceğiz?
Hayat Kitabımızın her cümlesinin anlamını da kavrayarak gönlümüzün ve zihnimizin görünen tarafına, hayata bakan tarafına asmamız lazım:
"And olsun ki, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler verdiğini biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.
Sağında ve solunda, onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zaptederler." (Kaf: 16-18).
Günlük hayatımızda, işimizde, aşımızda, ticaretimizde, üretim ve tüketimimizde, kulağımıza çalınan haberlerin değerlendirilmesinde, ait olduğumuz medeniyetin, ayak bastığımız vatanın müdafaa ve muhafazasında bizi yönlendirecek, önümüzü aydınlatacak, gaflete düştüğümüzde derhal ikaz edecek ayetler her daim gönlümüzün ve zihnimizin ücra köşelerinde hazır bulunmalıdırlar:
"Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?
Hayır, hayır; doğrusu siz dini yalanlıyorsunuz.
Oysa yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler." (İnfitar: 6-12).
"Hiçbir can yoktur ki üzerinde bir gözcü olmasın."
Sabahın seher vakti, ezanlar okunuyor ve siz, şeytanın "biraz daha biraz daha" türünden vesveseleri arasında gidip-geliyorsunuz, derhal Tarık sûresi dördüncü ayet zihninizde şimşek gibi çakmalı ve sizi aydınlığa kavuşturmalı, sizi serin sularla buluşturmalıdır.
Gidişimizde-gelişimizde, alışımızda-verişimizde, oturuşumuzda-kalkışımızda, konuşmamızda-susmamızda, çalışmamızda-istirahatımızda, gündüzümüzde-gecemizde kulağımızdaki küpe kadar bizimle beraber olması gereken bir cümle daha:
"Şüphesiz Allah, üzerinizde daimî bir gözetleyicidir." (Nisa: 1).
İki kapak arasında, süslü kılıflar içinde yalnızlığa terk edilmiş ve dilinden anlamadığımız bir kitabın nurundan, yol göstericiliğinden ve ikazlarından nasıl istifade edeceğiz?
Hayat Kitabımızın her cümlesinin anlamını da kavrayarak gönlümüzün ve zihnimizin görünen tarafına, hayata bakan tarafına asmamız lazım:
"And olsun ki, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler verdiğini biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.
Sağında ve solunda, onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zaptederler." (Kaf: 16-18).
Günlük hayatımızda, işimizde, aşımızda, ticaretimizde, üretim ve tüketimimizde, kulağımıza çalınan haberlerin değerlendirilmesinde, ait olduğumuz medeniyetin, ayak bastığımız vatanın müdafaa ve muhafazasında bizi yönlendirecek, önümüzü aydınlatacak, gaflete düştüğümüzde derhal ikaz edecek ayetler her daim gönlümüzün ve zihnimizin ücra köşelerinde hazır bulunmalıdırlar:
"Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?
Hayır, hayır; doğrusu siz dini yalanlıyorsunuz.
Oysa yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler." (İnfitar: 6-12).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025