İsrail'in ve ABD'nin en büyük şansı maalesef işte bu fotoğraftır.
Dünya jandarmalığı hususunda sürekli bir biriyle paslaşan bu şer ikilisi, İslam aleminde yaşayan halklar tarafından ne kadar nefretle anılıyor, lanetle yad ediliyorsa, aynı ülkelerin yönetimleri tarafından da o kadar iltifat ve itibar görüyorlar.
İslam ülkelerini yönetenler, yönettikleri halkların duygularını paylaşsalar, hassasiyetlerine riayet etseler Filistin'de İsrail bu kadar rahat at oynatamaz, okyanus ötesi bu kadar pervasız kararlar imzalayamaz.
Tüm dünya Müslümanları nice on yıllardan beridir ki Filistin'de işlenen zulümlerden dolayı yürekleri kan ağlıyor, zalimlere beş vakit namazlarında lanet okuyorlar ama gel gör ki başlarına seçtikleri yöneticilerin bu konularda ne yapıp-ettiklerine dikkat etmeden desteklemeye devam ediyorlar.
Vaziyet şu; İsrail zalim, ABD katil ama onlarla aynı yolu izleyen, aynı tarafta yer alan yöneticiler baş tacı, bulunmaz Bursa kumaşı?
Daha önce de 'İslam alemi İslam aliminin' fotoğrafıdır başlığı altında incelemeye çalıştığımız gibi böylesine tezat bir görüntünün oluşmasında elbette İslam ülkelerinde yaşayan alimlerin ve yazar-çizer takımının payları oldukça büyüktür.
Perde önünde bir-iki İsrail ve ABD aleyhtarı slogan atan ama perde arkasında tepeden tırnağa onların güdümünde ve hizmetinde olan yöneticilerin gerçek yüzlerini halka anlatmıyorlar, gerçekleri asla yazmıyorlar.
Yakın tarihimizde, fazla uzağa gitmeye gerek yok son on beş yılda bunun onlarca örneğini bizzat yaşadık ve şahit olduk.
Kutsal Kudüs ve etrafında işlenen onca cinayetin ardından, kanı dökülen onca mazlumun ardından; "bundan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, bizim düşmanlığımızın şiddetini görecekler" türünden çok nutuklar dinledik, çok naralara şahit olduk ama gördük ki aynı nutuk sahipleri tarafından eskisinden bin kat daha ağır antlaşmalara imzalar atılmış, karşı tarafa nice imtiyazlar kazandırılmış.
İsrail o coğrafyada mazlumlara vurdukça kazanmış, masumları katletmiş kendi vatandaşlarına yerleşim yeri açmış ve cinayet işledikçe topraklarını sürekli genişletmiş.
Kurulduğu yıl olan 1948'den bu yana sürekli genişleyen haritasına bakmak bu tespit için yeterlidir.
İslam coğrafyasında yaşamakta olan yaklaşık iki milyar halk, İsrail'e lanet ediyor, ABD'yi telin ediyor ama her nasılsa, her nedense her seçimde de onların adamlarını desteklemekten de vaz geçmiyorlar.
Tam bir "bu ne perhiz ve ne lahana turşusu" vaziyeti?
Ey ulu hocalar! Bu karmaşık fotoğrafın sizce var mı bir izahı?
Dünya jandarmalığı hususunda sürekli bir biriyle paslaşan bu şer ikilisi, İslam aleminde yaşayan halklar tarafından ne kadar nefretle anılıyor, lanetle yad ediliyorsa, aynı ülkelerin yönetimleri tarafından da o kadar iltifat ve itibar görüyorlar.
İslam ülkelerini yönetenler, yönettikleri halkların duygularını paylaşsalar, hassasiyetlerine riayet etseler Filistin'de İsrail bu kadar rahat at oynatamaz, okyanus ötesi bu kadar pervasız kararlar imzalayamaz.
Tüm dünya Müslümanları nice on yıllardan beridir ki Filistin'de işlenen zulümlerden dolayı yürekleri kan ağlıyor, zalimlere beş vakit namazlarında lanet okuyorlar ama gel gör ki başlarına seçtikleri yöneticilerin bu konularda ne yapıp-ettiklerine dikkat etmeden desteklemeye devam ediyorlar.
Vaziyet şu; İsrail zalim, ABD katil ama onlarla aynı yolu izleyen, aynı tarafta yer alan yöneticiler baş tacı, bulunmaz Bursa kumaşı?
Daha önce de 'İslam alemi İslam aliminin' fotoğrafıdır başlığı altında incelemeye çalıştığımız gibi böylesine tezat bir görüntünün oluşmasında elbette İslam ülkelerinde yaşayan alimlerin ve yazar-çizer takımının payları oldukça büyüktür.
Perde önünde bir-iki İsrail ve ABD aleyhtarı slogan atan ama perde arkasında tepeden tırnağa onların güdümünde ve hizmetinde olan yöneticilerin gerçek yüzlerini halka anlatmıyorlar, gerçekleri asla yazmıyorlar.
Yakın tarihimizde, fazla uzağa gitmeye gerek yok son on beş yılda bunun onlarca örneğini bizzat yaşadık ve şahit olduk.
Kutsal Kudüs ve etrafında işlenen onca cinayetin ardından, kanı dökülen onca mazlumun ardından; "bundan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, bizim düşmanlığımızın şiddetini görecekler" türünden çok nutuklar dinledik, çok naralara şahit olduk ama gördük ki aynı nutuk sahipleri tarafından eskisinden bin kat daha ağır antlaşmalara imzalar atılmış, karşı tarafa nice imtiyazlar kazandırılmış.
İsrail o coğrafyada mazlumlara vurdukça kazanmış, masumları katletmiş kendi vatandaşlarına yerleşim yeri açmış ve cinayet işledikçe topraklarını sürekli genişletmiş.
Kurulduğu yıl olan 1948'den bu yana sürekli genişleyen haritasına bakmak bu tespit için yeterlidir.
İslam coğrafyasında yaşamakta olan yaklaşık iki milyar halk, İsrail'e lanet ediyor, ABD'yi telin ediyor ama her nasılsa, her nedense her seçimde de onların adamlarını desteklemekten de vaz geçmiyorlar.
Tam bir "bu ne perhiz ve ne lahana turşusu" vaziyeti?
Ey ulu hocalar! Bu karmaşık fotoğrafın sizce var mı bir izahı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025