Kenya'nın kurucu Devlet Başkanı Jomo Kenyatta'yı bir çoğunuz duymuşsunuzdur.Ben ilk defa, Prof. Dr. Haydar Baş beyin "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" adlı, medeniyetimizin geçmiş ve geleceğine dair kılavuzu niteliğinde muhteşem eserinde okudum.Onlarca kez feleğin çemberinde geçen Kenyatta, tecrübesini, üç satırda özetledi, darb-ı mesel oldu? Onun şu üç satırlık teşhisi, Haçlı Avrupa'sının her şeyini, Cemaziyelevvelini de, Cemaziyelahirini de özetliyor:"Avrupalı-Haçlılar geldiklerinde ellerinde İncil vardı, bizim elimizde ise topraklarımız? Bize, gözlerimizi kapayarak güya dua etmesini öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda ise, bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız vardı."Haçlı dünyası, dün ne idiyse, bugün de o? Değişen sadece yöntemleri!Dün misyonerlik, iç savaş, sömürü ve nihayet işgal vardı? Bugün de dinlerarası diyalog, demokrasiyi ve laikliği ikame etme, kardeş kavgası, sömürü ve olmadı işgal!Bugün kupkuru kaburgaları derilerinin altından sayılabilen Afrikalı insanlar, yıllardan beri Haçlı Avrupa'sının sömürdüğü ülkelerin sahipleri? Haçlıların, iliklerine kadar sömürdükleri Somali'ye "son nefes suyu"nu Türkiyeli İslamcılara verdiriyorlar. Çağdaş sömürüye muhatap olan diğer ülkelerde de "BOP maşası" olarak kullanıyorlar.75-80'li yıllarda " Ya Müslüman olacaksın, ya laik!", "Dinsiz devlet yıkılacak elbet" diye Müslüman gençleri meydanlarda kışkışlayanlar, bugün enselerinde Haçlı bozası pişirilen İslam ülkelerine "laiklik" talim ettiriyor, kaosu ve kardeş kavgasını körüklüyorlar. Dünkü vazifeleri öyleydi, bugünkü vazifeleri böyle?Bu gerçeği göremeyen kim olursa olsun, hem kendisini, hem de Türkiye'sini harcar!ABD, 2. Dünya savaşı sonrasında Avrupa'ya, artık size bu kadar yeter, bundan sonra kurtlar sofrasının başına ben geçtim, diyor. Kendine göre bir sömürü düzeni oluşturuyor. Sömürü paylarını kendine göre ayarlıyor. Bu çağdaş sömürünün adını yenidünya düzeni diye koyuyor. Bu sömürü düzeninin İslam coğrafyasına bakan tarafını Büyük Ortadoğu Projesi olarak isimlendiriyor.Afganistan, Irak, Mısır, Tunus, Libya ve Suriye'de yaşanan işgal, katliam, kaos ve değişim kasırgaları bu proje ekseninde şekilleniyor. Detaylı çalışılıyor.Bakınız, Prof. Dr. Nihat G. Kınıkoğlu neleri aktarıyor: "1982 yılında henüz karışıklıkların başlamadığı bir zamanda, Somali'ye ilk gidişimde, bir dökümhanede bir ABD yardımı projesine tanık oldum. Projedeki ABD'li yönetici ve proje ekibindeki Somalililer bütün Somali'yi ev ev dolaşıyor, evlerde yakılan ağaçlardan örnek topluyor ve bu dökümhanede içlerindeki nem miktarını belirliyorlardı. Bu projenin ülkenin demografik yapısını ve olanaklarını belirlemekten başka ne amacı olabilirdi? ABD ilerdeki girişimleri için ilk adımlarını atıyordu." Kaos ve işgal ateşiyle kavrulan Afganistan, Irak ve Libya'daki vaziyet de "çağdaş Haçlı sömürü"den başka bir şey değildir.42 milyar varillik ispatlanmış petrol rezervi bakımından dünyada 9. olan Libya, aynı şekilde 1,3 milyar metreküplük gazıyla da dünyanın önde gelen ülkeleri arasında. ABD'li Demokrat Kongre üyesi Ed Markey "Evet, biz petrol için Libya'dayız" diyor. Fransa İçişleri Bakanı Claude Gueant, Libya operasyonunu "Haçlı Seferi" olarak nitelendiriyor. Hatırlayın, aynı şekilde Irak işgalinin baş aktörü G. W. Bush, işgalden "Kutsal Haçlı Savaşı" olarak söz ediyor. Hess, Conoco Phillips ve Marathon Oil gibi Amerikan petrol şirketleri, Türkiye üzerinden kalkan savaş uçaklarının yağdırdığı bombalar ve iç savaşın yüksek ateşiyle kavrulan Libya'da petrol pazarlığı için bastırıyor. Kaddafi döneminde ise Amerikan şirketler, Libya petrol rezervlerine yatırım yapamıyordu. Kaosun ortasında İngiliz BP, Hollanda-İngiltere ortaklığı Shell, İspanyol Repsol ve Avusturyalı OMV fırsat kolluyor. Yıllardan beri Libya petrolünü hortumlayan İtalyan ENI, en azından eski payını korumak istiyor. Hatta İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, ENI'nin Libya'nın geleceğinde birincil rol oynayacağını söylüyor.Fransız Total ise kurtlar sofrasında "özel muamele" bekliyor.Haçlı dünyasının bu "üst düzey oburluğu" karşısında Kaddafi karşıtı Libya muhaliflerinin Petrol ve Maliye Bakanı kartvizitli Ali Tarhuni bile ürkmüş vaziyette?Haçlılar, Libyalı Müslümanların varını-yoğunu paylaşıyor. Bugünün "Laiklik ihracatçısı" Türkiye'li İslamcılar, BOP şeflerine yaranabilme telaşıyla, Somali'de olduğu gibi, Libya'da da çok yakında başlayacak "açlık ve kıtlık" için belediyecilik tecrübeleriyle "yardım paketleri" hazırlıyorlar.Afganistan farklı mı?! Hayır?Afganistan'daki Amerikan maden şirketleri yolun sonuna geldiler. 11 Eylül bahanesiyle 2001'de Afganistan'ı işgal eden ABD, 1 trilyon dolarlık madenler üzerinde oynuyor.ABD Savunma Bakanlığı iç yazışmaları, Afganistan'da daha önce bilinmeyen demir, bakır, kobalt, altın ve lityum yataklarının, dünyada Çin'in yeraltı kaynakları konusundaki hakimiyetine son verecek nitelikte olduğunu dillendiriyor.ABD'nin yeraltı araştırma ekiplerini (USGS) Helmand, Hanneşin, Hacıgak bölgesinde bölgesinde cirit atıyor. Süleymaniye'de Türk askerinin başına çuval geçiren ABD güçleri komutanı ve şu anki CIA Başkanı Orgeneral David Petreus, "hayret verici" diye nitelediği bu dev maden rezervlerini çuvallıyor. Madenlerini ve topraklarını işgalcilere karşı savunan Afganlılar, terörist oluyor. Türkiye, işgalcilere ateş püsküren Afgan halkına karşı Haçlı askerlerine "canlı kalkan" vazifesi görüyor, hatta "vurucu timlere özel eğitim" veriyor.Ne Afganistan'da, ne Irak'ta, ne Libya'da, ne Mısır'da, ne Suriye'de, ne de bir başka yerde Türkiye'nin vazifesi ve misyonu, Haçlı'nın kan ve sömürü çanağına besmele ile ekmek doğramak değildir, olamaz! Müslümanların canlarını, mallarını, namus ve vatanlarını kendi canı, malı, namus ve vatanı gibi aziz bilmeyenlerin ve onları gayr-ı Müslimlere ve Haçlı oburlarına peşkeş çekenlerin yatacak yerleri yoktur!.. Çünkü bu değerler, peşkeş çekilebilecek değerler değildir; uğruna can verilmesi gereken değerlerdir.Nitekim Alemlere Rahmet Hz. Muhammed ise "Malını müdafaa uğruna ölen şehittir. Canı için ölen şehittir. Dini için ölen şehittir. Namusu için ölen şehittir" (Tirmizi, Diyat, 22; ebu Davud, Sünnet, 32) buyurur. Zerre kadar imanı ve iz'anı olan insan, bu hayati gerçeği, yanı sıra böylesi en temel ölçüleri dahi kalmamış İslamcı kılıklı Haçlı kapı kullarını fark eder, etmelidir. Türkiye, bu gerçekleri fark edenlerin yüksek gayret ve samimi çabalarıyla Somali veya Libya olmaktan kurtulacaktır? Aksi halde, iman ve iz'anlarıyla bu Haçlı kapı kullarını keşfedemeyenlerin "zillet"ten başka bir akıbetleri olmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019