Devletler güvenlik tedbirlerini zamanında almazlarsa, varlıklarını tehlikeye atarlar. Çünkü güvenlik tedbirleri, şartlar ne olursa olsun, acil olarak alınması gereken tedbirlerdir. Güvenlikte zafiyet en büyük gaflettir. Devletlerin kuruluş gerekçelerinin en önemli nedeni güvenliği sağlamaktır. Onun içindir ki, devlet düşmanlarının ilk hedefi, güvenliği sarsmak ve halka, devletin güvenliği sağlayamadığı izlemini vermektir.Üzülerek ifade edelim ki, hükümetin başlattığı çözüm sürecini, PKK terör örgütü ustaca kullanarak Doğu ve Güneydoğu illerimizde gayrimeşru kazanımlar elde etti. Güvenlik güçlerimizin moralini bozmaya, halkı korkutup sindirmeye çalıştı. Sonunda, Suriye'de olduğu gibi kantonlar kurmaya kadar işi götürdü.Tehlikenin boyutunu, güvenlik ve istihbarat birimlerinin hazırladıkları raporda, yer alan şu ifadeler ortaya koymuştur: "? halka devletin şefkatli yüzü hissettirilmeli, teröristlere devletimizin kahredici tokadı vurulmalıdır. Asıl ve öncelikli tehdit il ve ilçelerdeki KCK yapılanmasıdır. İl ve ilçelerde son dört yıldan bu yana KCK tarafından ciddi miktarda silâh ve mühimmat depolanması yapıldığı istihbaratı alınmakta, emniyet güçlerinin bunlara ulaşımı kazılan hendekler ve barikatlarla engellenmektedir."Söz konusu raporda geçen "devletin şefkatli yüzü" ve "kahredici tokadı" ifadelerinin altını önemle çizmek gerekir. Gerçekten de devletin iki yüzü olmalıdır. Bir başka deyişle devlet, şefkat ve kudret dengesini doğru kurmalı ve onu sürekli korumalıdır. Devlet, sürekli şefkat yüzünü gösterirse, acze düşer ve adaleti gerçekleştiremez. Bunun tersi durumunda da, devlet zulme kaymaktan kurtulamaz. Demokratik ülkelerde, acil tedbirler gerektiğinde iktidar ve muhalefet partileri bir araya gelir ve ortak karar alırlar. Ülkemiz böyle bir durum içerisinde olduğu halde, siyasi partilerimiz bir koalisyon kuramıyor. Daha yerinde bir deyişle, siyasi partilerimiz acil tedbirler alması gerekirken, acil seçime gidiyorlar. Türkiye'nin örnek aldığı ülkelerde ise, acil durumlarda siyasi partilerin bir araya gelmeleri yeterli görülmemiş, ayrıca böyle işler için örgütler bile kurulmuştur. Meselâ ABD'de "Federal Acil Yönetim Örgütü" bunlardan biridir. İç tehdide karşı kurulmuş olan bu örgüte, yerleşim alanlarını boşaltma ve yeni yerleşim birimleri oluşturma yetkisi dahi verilmiştir. Görüldüğü üzere devletler, savunma tedbirlerini sadece dıştan gelecek tehditlere karşı almıyor, içten karşılaşabilecekleri ihanetleri de hesaba katıyorlar. ABD, "Federal Acil Yönetim Örgütü"nü, işte bu amaçla kurmuştur.Maalesef ülkemiz, iç ve dış birçok tehdit ve tehlike ile karşı karşıyadır. Savunmak için acilen tedbirler alması gereken siyasi partilerimiz, tekrar seçim yaparak, oy oranlarını birkaç puan artırmanın peşindeler. Çok yazık! Ülkenin önünde devasa hayati sorunlar dururken, böyle bir yola girmek, siyasi sorumlulukla asla bağdaşmaz. Siyasi partilerin bu yaptığı, tam bir siyasi körlüktür. Dileriz halk, tekrar seçimde o partilere oy vermeyerek, gözleri açar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018