Türkiye kritik günler geçirmektedir
Türkiye, AB'ye devamlı olarak taviz üstüne taviz vermektedir. Leyla Zana ve arkadaşları AB'nin ısrarları üzerine tekrar mahkeme edilmişti. Son Yargıtay kararı ile tahliye edildiler. Tahliye edildikten sonra Terör olayları ve Güneydoğu hareketleri birden canlanmış oldu. Mitingler düzenlenmekte, demeçler verilmekte, çeşitli istekler ortaya atılmakta ve olmadık şeylerle dolu siyasi ve sosyal isteklerde bulunulmakatadır. Bazı kafalarda heyecanla beraber hazımsızlıklar da alenen konuşulmakta ve dile getirilmektedir.
Özgür politikanın yazdıkları
Öte yandan PKK (KONGRA-GEL) temsilcisi Zübeyir Aybar tarafından adeta "Savaş tamtamları" oluşturulmaktadır. Bu arada Türkiye tarafından Teröre karşı yapılan, «Operasyonlar durdurulursa, Türk yetkillileriyle konuşup bu konuları hal yoluna sokarız» diyenler ve düşünenler de var... «Biz bu diyaloga hazırız» demektedirler (12.6.2004 - Özgür Politika).
Not: Zamanında T.Ö.de: «Bunca evladımızı şehit vermektense oturup konuşalım, makul talepleri kabul edilsin» de demişti. Hatta Öcalan'ın sadık adamı Celal Talabani ile pazarlıklara başlanmış olduğu bile düşünülmekteydi. Diğer taraftan Zübeyir Önder, Milletvekili olarak Millet Meclisi kürsüsünde Türkiye'ye sadık kalacağına dair yemin etmişti. Ama şimdi kendini neredeyse PKK'nın başkomutanı olarak görmekte ve emrindeki çeteleriyle Türkiye'yi korkutacağını düşünmektedir. DEHAP ise onları ateşkese davet emektedir.
Öcalan'ın samimiyeti
ne kadar geçerli?
Adadaki Öcalan ise "Ben sağ olduğum müddetçe PKK'yı Milliyetçilikte kullandırtmayacağım" demektedir. "Milliyetçiliğe kurban etmeyeceğim, Anadolu halklarını bu milliyetçiliğe kurban etttirmeyeceğim" demektedir. (12.6.2004-MHA)
Bütün bulardan şu anlaşılmaktadır. Kafalarda çok karşık fikirler mevcuttur. Ancak bu karışık ve gizli maksatlar devam ettikçe, onların etksiyle çok sancılı günler yaşanacaktır. Çünkü sevgili Atamızın dediği gibi: «Harici ve dahili bedbahtlar» şu an sahnededir. Onlar şu anda değişik sahnelerde cirit atmaktadırlar. Eğer aklımızı başımıza toparlamazsak gelecekte Türkiye'de beklenmedik bir sürü olayların meydana çıkması muhtemeldir.
Gizemli ve gizli gayeler
Anlaşılan bütün bunlardan sonra şu teklifler ortaya atılmak istenmektedir:
1 - Tüm PKK üyelerine siyasi af çıkartılsın,
2 - Eski PKK'lılara siyaset yolu açılsın,
3 - Böylece «Sİlahla elde edemediklerini- AB'nin gücü ile elde etmeye soyunmaktadırlar.»
4 - Artık siyasi mücadelelerini serbestçe, sırtlarını AB'ye dayayarak belki de Türkiye'yi bölene kadar devam etmek istemektedirler.
5 - Zaten DEHAP'lılar: "Biz Yasal bir partiyiz. PKK-KONGRA GEL ve Hükümet ile eşit mesafede bulunmaktayız" diyerek fikirlerini açıkça ve pervasızca konuşmaktadır.
6 - Kısacası Türkiye yetkililerine: «PKK-KONGRA GEL»i TBMM'ye taşımamıza yardımcı olun. Sonra orada biz gerisini kolayca halletmeye çalışırız" demek istemektedirler.
Artık bu kadarı da fazladır demeyin. Çünkü gidişat bunu işaret etmektedir. Allah sonumuzu hayırlı etsin!
Türkiye, AB'ye devamlı olarak taviz üstüne taviz vermektedir. Leyla Zana ve arkadaşları AB'nin ısrarları üzerine tekrar mahkeme edilmişti. Son Yargıtay kararı ile tahliye edildiler. Tahliye edildikten sonra Terör olayları ve Güneydoğu hareketleri birden canlanmış oldu. Mitingler düzenlenmekte, demeçler verilmekte, çeşitli istekler ortaya atılmakta ve olmadık şeylerle dolu siyasi ve sosyal isteklerde bulunulmakatadır. Bazı kafalarda heyecanla beraber hazımsızlıklar da alenen konuşulmakta ve dile getirilmektedir.
Özgür politikanın yazdıkları
Öte yandan PKK (KONGRA-GEL) temsilcisi Zübeyir Aybar tarafından adeta "Savaş tamtamları" oluşturulmaktadır. Bu arada Türkiye tarafından Teröre karşı yapılan, «Operasyonlar durdurulursa, Türk yetkillileriyle konuşup bu konuları hal yoluna sokarız» diyenler ve düşünenler de var... «Biz bu diyaloga hazırız» demektedirler (12.6.2004 - Özgür Politika).
Not: Zamanında T.Ö.de: «Bunca evladımızı şehit vermektense oturup konuşalım, makul talepleri kabul edilsin» de demişti. Hatta Öcalan'ın sadık adamı Celal Talabani ile pazarlıklara başlanmış olduğu bile düşünülmekteydi. Diğer taraftan Zübeyir Önder, Milletvekili olarak Millet Meclisi kürsüsünde Türkiye'ye sadık kalacağına dair yemin etmişti. Ama şimdi kendini neredeyse PKK'nın başkomutanı olarak görmekte ve emrindeki çeteleriyle Türkiye'yi korkutacağını düşünmektedir. DEHAP ise onları ateşkese davet emektedir.
Öcalan'ın samimiyeti
ne kadar geçerli?
Adadaki Öcalan ise "Ben sağ olduğum müddetçe PKK'yı Milliyetçilikte kullandırtmayacağım" demektedir. "Milliyetçiliğe kurban etmeyeceğim, Anadolu halklarını bu milliyetçiliğe kurban etttirmeyeceğim" demektedir. (12.6.2004-MHA)
Bütün bulardan şu anlaşılmaktadır. Kafalarda çok karşık fikirler mevcuttur. Ancak bu karışık ve gizli maksatlar devam ettikçe, onların etksiyle çok sancılı günler yaşanacaktır. Çünkü sevgili Atamızın dediği gibi: «Harici ve dahili bedbahtlar» şu an sahnededir. Onlar şu anda değişik sahnelerde cirit atmaktadırlar. Eğer aklımızı başımıza toparlamazsak gelecekte Türkiye'de beklenmedik bir sürü olayların meydana çıkması muhtemeldir.
Gizemli ve gizli gayeler
Anlaşılan bütün bunlardan sonra şu teklifler ortaya atılmak istenmektedir:
1 - Tüm PKK üyelerine siyasi af çıkartılsın,
2 - Eski PKK'lılara siyaset yolu açılsın,
3 - Böylece «Sİlahla elde edemediklerini- AB'nin gücü ile elde etmeye soyunmaktadırlar.»
4 - Artık siyasi mücadelelerini serbestçe, sırtlarını AB'ye dayayarak belki de Türkiye'yi bölene kadar devam etmek istemektedirler.
5 - Zaten DEHAP'lılar: "Biz Yasal bir partiyiz. PKK-KONGRA GEL ve Hükümet ile eşit mesafede bulunmaktayız" diyerek fikirlerini açıkça ve pervasızca konuşmaktadır.
6 - Kısacası Türkiye yetkililerine: «PKK-KONGRA GEL»i TBMM'ye taşımamıza yardımcı olun. Sonra orada biz gerisini kolayca halletmeye çalışırız" demek istemektedirler.
Artık bu kadarı da fazladır demeyin. Çünkü gidişat bunu işaret etmektedir. Allah sonumuzu hayırlı etsin!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006