Bu sene iki ayrı Şeb-i Arus Gecesi yaşandı.
Konya’da yapılan törenlerde, devlet erkânının yanı sıra yurt dışından gelen katılımcılar da yer aldı.
Protokol konuşmalarının iptal edildiği törenlerde, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı konuşmasında kozmetik sektörü ve silah sanayiinden bahsetti. “Sabrın, merhametin, af dilemenin, cömertliğin, ayın, güneşin, toprağın, buğdayın, adaletin ve aşkın atmosferini yeniden soluyoruz “ dedi.
Hz. Mevlana’yı anlamak bence yaşamak ve yaşatabilmekle olabilir.
Hz. Mevlana, hayatı boyunca tevhit ikliminde yaşamış, mürşitleri vasıtası ile çıktığı seyr-i sülukta Cenab-ı Hakk’a ulaşmıştır.
Bu ulaşma, İslam’ı her zerrede yaşama, Allah’ın varlığını tüm benliğinde kabul ve teslimiyet demekti.
Hayatının her döneminde, kişileri İslam’a davet etmiş ve asla Hıristiyan ve Yahudilere olduğunuz gibi kalın dememiştir.
Bugün had safhaya ulaşan misyonerlik faaliyetleri, büyük Allah dostu Hz. Mevlana’yı da kullanmak istemiş ve O’nun Darvinist veya mistik veya hümanist olduğunu iddia etmişlerdir.
Bu toplantıda maalesef Hz. Mevlana’nın kuşatıcılığını, buğdayın, güneşin ve sabrın atmosferini yeniden sorgulamak olarak algılamıştır.
Tasavvufun insanın yetişmesindeki etkisi nerede?
Aşkullah, muhabbetullah nerede?
Şems ile başlayan sevda ile ulaşılan manevi haz nerede?
Bunların bahsinin geçmediği törenler, her sene icra edilen bir vazifenin tamamlanmasından öteye geçememiştir.
Bir başka Şeb-i Arus merasimi de İstanbul’da gerçekleşti. İcmal Dergisi tarafından düzenlenen törenlerde, kendilerinden İslam’ın özü Ehl-i Beyt’i dinlediğimiz, Anadolu erenlerinden Hacı Bektaş’ı, Abdal Musa Sultan’ı öğrendiğimiz kadrodan Hz. Mevlana’yı dinledik.
Bu salonda aşkullah da konuşuldu, çile de, vuslat da, savaş da, barış da…
Ancak hangi başlıktan bahsedilirse bahsedilsin, Hz. Mevlana’nın muhabbeti salona ve ekranlardan bizlere yansıdı.
İki tören arasındaki farkı düşünmek gerekiyor.
Bir tarafta, Hıristiyan batı ile olmaktan zerre rahatsızlık duymayanlar, Müslüman kanının akmasına fiili ve hukuki destek verenler, savaşı meşru gösterenler; diğer yanda dinlerarası diyaloga karşı dik duruşunu tek başına ilk günden beri sürdüren ve karıncayı öldürmenin hesabında bir liderin önderliğinde yapılan bir çalışma.
Ekranlara yansıyan farkın sırrı burada.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey’in ve yetiştirdiği kadronun da farkı bu bakış açısında…
Müslüman Allah rızası için yaşar, o gaye ile hareket eder ve attığı adımda hesap verme şuurunu tüm benliğine yerleştirir.
Dünyalık menfaatler ile unutulan bu “kul olma” vasfı eğer bir toplulukta kaybolmaya başlamışsa, hangi büyük Allah dostunu anarlarsa ansınlar onu yaşayamazlar, ondan istifade edemezler.
Konya’da yapılan törenlerde, devlet erkânının yanı sıra yurt dışından gelen katılımcılar da yer aldı.
Protokol konuşmalarının iptal edildiği törenlerde, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı konuşmasında kozmetik sektörü ve silah sanayiinden bahsetti. “Sabrın, merhametin, af dilemenin, cömertliğin, ayın, güneşin, toprağın, buğdayın, adaletin ve aşkın atmosferini yeniden soluyoruz “ dedi.
Hz. Mevlana’yı anlamak bence yaşamak ve yaşatabilmekle olabilir.
Hz. Mevlana, hayatı boyunca tevhit ikliminde yaşamış, mürşitleri vasıtası ile çıktığı seyr-i sülukta Cenab-ı Hakk’a ulaşmıştır.
Bu ulaşma, İslam’ı her zerrede yaşama, Allah’ın varlığını tüm benliğinde kabul ve teslimiyet demekti.
Hayatının her döneminde, kişileri İslam’a davet etmiş ve asla Hıristiyan ve Yahudilere olduğunuz gibi kalın dememiştir.
Bugün had safhaya ulaşan misyonerlik faaliyetleri, büyük Allah dostu Hz. Mevlana’yı da kullanmak istemiş ve O’nun Darvinist veya mistik veya hümanist olduğunu iddia etmişlerdir.
Bu toplantıda maalesef Hz. Mevlana’nın kuşatıcılığını, buğdayın, güneşin ve sabrın atmosferini yeniden sorgulamak olarak algılamıştır.
Tasavvufun insanın yetişmesindeki etkisi nerede?
Aşkullah, muhabbetullah nerede?
Şems ile başlayan sevda ile ulaşılan manevi haz nerede?
Bunların bahsinin geçmediği törenler, her sene icra edilen bir vazifenin tamamlanmasından öteye geçememiştir.
Bir başka Şeb-i Arus merasimi de İstanbul’da gerçekleşti. İcmal Dergisi tarafından düzenlenen törenlerde, kendilerinden İslam’ın özü Ehl-i Beyt’i dinlediğimiz, Anadolu erenlerinden Hacı Bektaş’ı, Abdal Musa Sultan’ı öğrendiğimiz kadrodan Hz. Mevlana’yı dinledik.
Bu salonda aşkullah da konuşuldu, çile de, vuslat da, savaş da, barış da…
Ancak hangi başlıktan bahsedilirse bahsedilsin, Hz. Mevlana’nın muhabbeti salona ve ekranlardan bizlere yansıdı.
İki tören arasındaki farkı düşünmek gerekiyor.
Bir tarafta, Hıristiyan batı ile olmaktan zerre rahatsızlık duymayanlar, Müslüman kanının akmasına fiili ve hukuki destek verenler, savaşı meşru gösterenler; diğer yanda dinlerarası diyaloga karşı dik duruşunu tek başına ilk günden beri sürdüren ve karıncayı öldürmenin hesabında bir liderin önderliğinde yapılan bir çalışma.
Ekranlara yansıyan farkın sırrı burada.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey’in ve yetiştirdiği kadronun da farkı bu bakış açısında…
Müslüman Allah rızası için yaşar, o gaye ile hareket eder ve attığı adımda hesap verme şuurunu tüm benliğine yerleştirir.
Dünyalık menfaatler ile unutulan bu “kul olma” vasfı eğer bir toplulukta kaybolmaya başlamışsa, hangi büyük Allah dostunu anarlarsa ansınlar onu yaşayamazlar, ondan istifade edemezler.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018