Galatasaray bu sezon kendi sahasında ilk maçına çıkarken seyircisinin yanında olmayışının sıkıntısını daha ilk dakikadan itibaren çekti. Normalde TT Arena'da seyircisinin iyi yönlendirmeleriyle maçların başında tempo yapmasına alışık olduğumuz Galatasaray, zaman zaman pozisyon''cuk'' lar bulsa da bunların arkasını getiremedi. Eskişehirspor ise eksiklerinin de etkisiyle geçtiğimiz sezona göre tamamen değişmiş defans hattına rağmen zorlu deplasmandan gol yemeyerek ayrıldı.Maçta gözler en çok yeni transferler Tarık Çamdal ve Dzemaili üzerindeydi. Tarık hem savunmada hem hücumda elinden gelen mücadeleyi verse de Galatasaray'ın hücum hattındaki ''bal yapmayan arı'' misali durumu Tarık'ın daha etkili oynamasını engelledi. Dzemaili ise Melo'nun cezası nedeniyle kadroda yer buldu ve oyunun iki tarafını da oynayabilmesiyle dikkat çekti. Özellikle Şampiyonlar Liginde oynadığı sürelerde önemli işlere imza atabilir ancak Burak ile arasında şu anda bir iletişim eksikliği var. Selçuk'un geçmiş yıllarda Burak'a attığı ara paslarını, eğer oynarsa bu sezon Dzemaili'den çokça görebiliriz. Maçın özellikle ilk bölümünde Bruma'yı Burak'ın yanında oynatan Prandelli bundan istediği verimi alamadı. Rakipler için şu anda Galatasaray'ın yumuşak karnı Veysel Sarı'nın arkasına atılacak toplar. Özellikle maçın ilk bölümünde Eskişehir bunları denedi ancak Chedjou'nun iyi müdahaleleri erken bir mağlubiyet golünü engellemiş oldu. Maç içinde zaman zaman 4-3-3 zaman zaman 4-3-1-2 sistemine dönen İtalyan teknik adam henüz Türk futbolunu tam olarak çözememiş gibiydi. Prandelli maçın büyük bölümünde ''kod yanlış'' hatası vermesine rağmen sürekli aynı şifreyi girmeye çalıştı. Bunun sonucunda Eskişehirspor Galatasaray'la oynadığı son altı maçın beşinde olduğu gibi dün de bir beraberlik almayı başardı.Eskişehirspor ise son iki senedir neyse yine o. Erkan Zengin'in kanat akınlarıyla hücumu şekillendiren, savunmada sağlam durmaya çalışan, rakibin orta sahasındaki en önemli hücum ayağını Hürriyet ile kilitleyen bir oyun yapıları var. Böyle zorlu maçlarda puan veya puanlar alınabilir ancak hücum hatları hala yeterli seviyede değil. Eğer Ertuğrul hoca bu takımın Avrupa Ligine katılma mücadelesi vermesini istiyorsa hücum hattına devre arasında da yeni çareler üretmeye çalışması gerekebilir. Bu maçta Eskişehirspor taraftarının stada alınması uygulaması güzeldi ancak henüz tam rağbet gösterilmeyen Passolig'in de etkisiyle deplasman taraftarı sayısı da belli bir seviyede kaldı. Çok zevkli olmayan, kalitenin üst seviyelere çıkmadığı bir Süper Lig maçı daha geçti. Taraftarın olmaması hem saha içindeki futbolu hem de artık iyice bir sahne sanatına dönüşen bu oyunun keyfini azaltıyor. Bunun artık sona ermesi gerekiyor. Bütün taraftarların daha sağduyulu davranıp ne kendilerini futboldan ne de futbolcuları onlara destek verecek taraftardan mahrum etmemeleri lazım. Hiç sanmıyorum ama umarım bu son seyircisiz maç olur...
Kerem Sevimli / diğer yazıları
- On yılda bir / 03.11.2014
- Kontrollü oynayanlar ligi / 27.10.2014
- Yalancı sınırı / 20.10.2014
- Markasız futbol / 13.10.2014
- Değişim mi istikrar mı? / 26.09.2014
- Tarihi değiştirenler / 19.09.2014
- Futbol'cuk' / 16.09.2014
- 12 yürekli adam / 12.09.2014
- Galatasaray 'İlk' peşinde / 01.09.2014
- Ne kadar süperiz? / 29.08.2014
- Kontrollü oynayanlar ligi / 27.10.2014
- Yalancı sınırı / 20.10.2014
- Markasız futbol / 13.10.2014
- Değişim mi istikrar mı? / 26.09.2014
- Tarihi değiştirenler / 19.09.2014
- Futbol'cuk' / 16.09.2014
- 12 yürekli adam / 12.09.2014
- Galatasaray 'İlk' peşinde / 01.09.2014
- Ne kadar süperiz? / 29.08.2014