Türkiye'nin son 20 yılına baktığımızda, ülke ne kadar sıkıntıda olursa olsun, insanlar ne kadar mutsuz olursa olsun, milli maçlar tüm ülkeyi birleştirir ve gündemin tamamen farklı bir yöne geçmesini sağlardı. Şu andaki spor ortamı ise milli maçların ülkeyi birleştirmekten daha çok ayrışmasına, insanların da milli takıma daha da uzaklaşmasına sebep oluyor. Bu sezon yaşananlar da dikkate alındığında bu uzaklaşma çok da şaşırtıcı olmasa gerek!Son senelerde gün geçtikçe geriye giden futbolumuz bu sezon neredeyse taban yaptı diyebiliriz. Passolig sistemi, belki çok mükemmel bir sistem de olabilir ancak devletin ve ona ek olarak futbol federasyonunun bu sistemi halka alıştırması gerekirken, önce passoligin banka haklarının sorgusuz sualsiz belli bir bankaya verilmesi, ardından devre arasında insanları yavaş yavaş alıştırmak yerine dikta edecek şekilde passoligin getirilmeye çalışılması insanların bu fikre tamamen uzak kalmasını sağladı. Bu durum da zaten futbol ortamından zevk alamayan taraftarın stadlardan kaçmasına yol açtı. Amatörce yapılan reklam kampanyaları, daha sistem oturmadan passolig zorunlu hale getirildiği için saatlerce stadlarda ellerinde passolig olmasına rağmen bekleyen taraftarlar da işin içine eklenince futbolumuz seneye futbolun en önemli renklerinden biri olan seyirciden yoksun başladı. Sahada oynanan futbol ise bambaşka bir konu... Takımlar çok fazla puan kaybı yaşadığı için, puan durumuna maçları izlemeyen biri baksa ''Ne kadar çekişmeli lig.'' diyebilir ancak puan durumuna yansıyan o çekişme iyi ve kaliteli futbol çekişmesinden daha çok, kim daha kötü oynayabilir çekişmesi. Şu ana kadar ligimizde çoğu maçlarda daha iyi oynayan değil, diğerinden daha az kötü olan takımın kazanması şu andaki futbolun değerini bize gösteriyor.Hal böyleyken ve 1 ay önce İzlanda gibi orta sınıf hatta kimilerine göre alt sınıf bir takımdan 3 gol yenmişken gelen milli takım arası da fazla kimseyi etkilememişti. Ayrıca ''Milli takım taraftarı yaratalım.'' söylemini sürekli tekrarlayan bir federasyonun, maç öncesi en ucuz bilet fiyatını 50 lira yapması da bu söylemin çok da arkasında olmadıklarını bize gösterdi. Bu ülkede yaşayanların ortalama maaşı belliyken, büyük takımların bilet fiyatları zaten çok uçuk seviyelerdeyken, federasyonun ve hatta Fatih hocanın bilet fiyatlarına el koymasını ve gerekirse memur bir babanın çoluğunu çocuğunu alıp maça gelebilecek seviyelere gelebilmesini beklerdim. Ancak sıkıntılar sadece bunlarla da kalmadı. Bir sezon önce yaşanan bir olayın bana göre de yanlış bir zamanda yeniden ısıtılıp servis edilmesi Fatih Terim'i ve büyük ihtimalle kamptaki tüm futbolcuları zor duruma soktu ve maçtan bir gün önce Fatih hocayı basın toplantısı yapmak durumunda bıraktı. Ancak bu konunun ne medya ne de milli takım yöneticileri tarafından iyi yönetilemediği de bir gerçek. Yıldırım Demirören'in açıklamalarında sürekli marka değerinden bahsetmesine rağmen, en son çıktığı canlı yayında Galatasaray başkanı aleyhine açıklamaları, cevap vermekten sıkıldım demesine rağmen cevap vermeyi hiç bırakmaması o koltuğun ağırlığına yakışmıyor ve en çok yapması gereken birleştirici güç olmakken ayrıştırıcı olmaya devam ediyor.Bu sıkıntıların beraberinde çok da kötü oynamamıza rağmen Çek Cumhuriyeti'ne 2-1 yenildik ve elemelere 2 maçta 0 puanla başladık. Bu turnuvada geçen Avrupa Şampiyona'larının aksine 16 takım yerine 24 takım olacak. Bu kadar büyük katılımlı bir turnuvaya katılamamamız bizim için yıkım olacaktır. Artık bu ülkede herkesin aklını başına alması, kendi çıkarlarını milli çıkarların önüne koymadan yola devam etmesi gerekir. Yoksa bu işin sonunda marka değerini falan bir kenara koyalım, ortada bahsedebileceğimiz bir marka kalmayacak.
Kerem Sevimli / diğer yazıları
- On yılda bir / 03.11.2014
- Kontrollü oynayanlar ligi / 27.10.2014
- Yalancı sınırı / 20.10.2014
- Markasız futbol / 13.10.2014
- Değişim mi istikrar mı? / 26.09.2014
- Tarihi değiştirenler / 19.09.2014
- Futbol'cuk' / 16.09.2014
- 12 yürekli adam / 12.09.2014
- Galatasaray 'İlk' peşinde / 01.09.2014
- Ne kadar süperiz? / 29.08.2014
- Kontrollü oynayanlar ligi / 27.10.2014
- Yalancı sınırı / 20.10.2014
- Markasız futbol / 13.10.2014
- Değişim mi istikrar mı? / 26.09.2014
- Tarihi değiştirenler / 19.09.2014
- Futbol'cuk' / 16.09.2014
- 12 yürekli adam / 12.09.2014
- Galatasaray 'İlk' peşinde / 01.09.2014
- Ne kadar süperiz? / 29.08.2014