Futbol yaklaşık 150 yıldır yer küreyi etkiliyor ve her daim bilinmezlikler yaratmasıyla da heyecanın alt seviyelere inmemesini sağlıyor. 1863'te atılan her golden sonra kalelerin değiştiği, topun önüne geçen oyuncunun oyun dışı kaldığı futbol bugünkü modern halini yaklaşık 150 senede aldı. Geçmişten günümüze İtalyan takımlarının uyguladığı 'Catenaccio' sistemi, Rinus Michels'in Hollanda'sının uyguladığı total futbol, Almanların disiplini öne alan futbolları, Brezilya'nın daha çok yeteneğe ve görsel şova dayalı futbolu gibi verebileceğimiz örnekler, başarı yakaladıkları dönemlerin ardından Dünya futboluna yön vermişlerdir. Dünya'da son 10 senedir Barcelona ve İspanya Milli takımının başı çektiği, Hollanda'nın total futbolunun günümüz futboluna uyarlanmış şekli olarak tanımlayabileceğimiz 'Tiki-taka' futbolu dikkat çekiyor. En güçlüsünden en güçsüzüne tüm takımlar bu futbolun başarının şartı olduğuna kanaat getiriyor ve yeri geldiğinde oyuncularının özelliklerini dikkate almadan bu futbolu sahada görmeye çalışıyor.UEFA Şampiyonlar Ligi de bu futbolların son yıllardaki sergisi. Globalleşen futbolla birlikte, insanların Milli takımlara ilgisi gün be gün azalırken, futbolcular dahi Milli takımlarından daha çok kulüp takımlarına ve kulüp takımlarıyla yapılacak Avrupa kupası maçlarına önem veriyor. Geçmişteki adıyla Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası, 1992'den sonra değişen ismi ve formatıyla belkide şu anda gezegenin en önemli kupası haline geldi. Katılımcılara, galibiyete, beraberliğe, tur geçmeye verilen önemli ölçüdeki para ödülleriyle birlikte de uzun yıllar boyunca Dünya Kupaları ve Avrupa Şampiyonalarının en büyük rakibi olmaya devam edecek gibi gözüküyor. Son iki sezondur bizi bu kupada başarıyla temsil eden Galatasaray bu sezon 3 maçta 1 puan alarak ve maç başına 3 gol yiyerek büyük hayal kırıklığı yaratıyor. Peki Fatih Terim'le ve Mancini'yle gelen başarılar neden Prandelli'ye çok uzak gözüküyor?Şampiyonlar Ligi'nde yüksek skorlu maçlar, farklı galibiyetler görebilirsiniz ancak bu ligin kendi içinde yarattığı bir futbol tarzı var. Takımınızın ismi ne kadar büyük olursa olsun bu ligde öncelikli olarak her takım kontrollü bir oyun oynamayı düşünüyor. Top kendi ayağındayken sabırlı ancak gerektiğinde hızla sonuca gitmeye çalışılıyor. Top rakibin ayağındayken ise tamamen topun arkasına geçip alan bırakmadan, pas kanallarını kapatarak ve şans bulunabilinirse topu çalıp 2 veya 3 pasta rakip kaleye inmeye çalışmak bu futbolun anahtarı. Real Madrid, Barcelona, PSG gibi rakiplerine göre daha yetenekli oyunculara sahip takımlar bu planları oyuncu kaliteleriyle de doğru orantılı olarak daha rahat gerçekleştirebiliyorlar. Galatasaray Fatih Terim'in son döneminde Real Madrid'e 6-1 yenilirken bile maçın ilk 30 dakikasında kontrollü futbol oynamış ve rakibiyle kafa kafaya mücadele etmişti ancak Real Madrid ilk pozisyonunda golü bulduktan sonra Galatasaray maçtan kopup farklı bir mağlubiyet yaşamıştı. Bugün Prandelli ise bu tarzın pek farkında değilmiş gibi gözüküyor. Arsenal kadrosunda Welbeck, Dortmund kadrosunda ise Aubameyang gibi hızlı oyuncular olduğunu bilmesine karşın iki maçta da defans hattını ileride kurmaya çalışarak hezimetlerin gelmesinde baş rolü oynadı. Ülkemizde şu anda Beşiktaş'ın bu futbola en yatkın takım olduğunu söyleyebiliriz. Orta sahasında Oğuzhan gibi oyunu kurabilen, Atiba gibi sağlam durabilen oyuncular bulundururken, Olcay, Gökhan gibi sprinterlere ve gol ayağı olarak da Demba Ba gibi bir yıldıza sahipler. Ancak şu bir gerçek ki savunma hatları şu anda Şampiyonlar Ligi seviyesini kaldıramayabilir.Futbolumuzun çağın çok uzağında kaldığı günlerde kurtarıcı olarak getirdiğimiz teknik direktörlerin bizden daha geride olması futbolumuzu daha büyük çukurlara sokabilir. Futbol sürekli şekil değiştiren bir oyun, onu dikkatle takip etmeyen yenilmeye mahkum olacaktır.
Kerem Sevimli / diğer yazıları
- On yılda bir / 03.11.2014
- Kontrollü oynayanlar ligi / 27.10.2014
- Yalancı sınırı / 20.10.2014
- Markasız futbol / 13.10.2014
- Değişim mi istikrar mı? / 26.09.2014
- Tarihi değiştirenler / 19.09.2014
- Futbol'cuk' / 16.09.2014
- 12 yürekli adam / 12.09.2014
- Galatasaray 'İlk' peşinde / 01.09.2014
- Ne kadar süperiz? / 29.08.2014
- Kontrollü oynayanlar ligi / 27.10.2014
- Yalancı sınırı / 20.10.2014
- Markasız futbol / 13.10.2014
- Değişim mi istikrar mı? / 26.09.2014
- Tarihi değiştirenler / 19.09.2014
- Futbol'cuk' / 16.09.2014
- 12 yürekli adam / 12.09.2014
- Galatasaray 'İlk' peşinde / 01.09.2014
- Ne kadar süperiz? / 29.08.2014