Dünyada yaşanan bütün gelişmelere aynı ölçüde tepki gösterilmiyor. Bazı olaylarda gerek devletler, gerekse insanlar olaylara gereken tepkiyi veriyor; hatta bazen aşırı tepki gösterme yoluna giderken, bazen de ilgisiz kalabiliyorlar. 11 Ocak 2013 tarihinde Fransız ordusunun Mali devletine müdahale haberi uluslararası toplumda olağan bir olaymış gibi algılanırken, sivil toplum kuruluşlarından ve bireylerden de çok az tepki gelmiştir. Halbuki Mali egemen ve bağımsız bir devlettir ve uluslararası hukuk bakımından toprak bütünlüğünün korunması gerekmektedir. Temel ilke Birleşmiş Milletler Antlaşmasının 2. maddesinin 4. fıkrasında devletlerin toprak bütünlüğüne saygı esasına dayanmaktadır.
Bilindiği üzere Mali eski bir Fransız sömürgesidir. Ülkede 2012 yılı Mart ayında darbe olmuş ve demokratik olarak iş başına gelen Amadou Toumani Toure iktidardan uzaklaştırılmış ve sürgün edilmiştir. Yani iktidarda bulunanlar 2012’de darbe yapan askerlerin desteğine sahip bulunmaktadırlar. Darbe sonrasında Mali’nin kuzeyinde yaşayan Tuaregler bağımsızlık iddialarını artırmışlar ve El Kaide ile bağlantılı olduğu iddia edilen Ensaruddin, Tevhid ve Cihad grupları ile işbirliğine giderek ülkenin kuzeyinin tamamına yakınını ele geçirmişler, Azavad adında bir devlet kurduklarını ilan etmişlerdir. Hatta Fransa’nın müdahalesini haklılaştırmak için bu grupların müdahale olmaması halinde Mali’nin tamamını ele geçirecekleri ileri sürülmüştür. Hem Mali hükümetinin, hem de ayrılıkçı Tuareglerin Fransız müdahalesini destekledikleri ifade edilmektedir. El Kaide’nin hâkimiyeti Tuareglerden aldığı belirtilmektedir.
Fransa, Afrika kıtasındaki etkilerini devam ettirmek için değişik tarihlerde müdahaleler yapmıştır. Sömürge dönemlerinde kontrolü altında bulunan topraklardaki kontrolü kaybetmek istememektedir. Bu nedenle Afrika kıtasındaki devletlerdeki tüm gelişmeleri çok yakından takip etmektedir. 1964 yılında Gabon hükümetini ordu darbesinden korumak için hükümetin daveti ile müdahale etmiştir. 1968’de Çad hükümetinin daveti ile bu devlete müdahalede bulunmuştur. 1979’da Bokassa’da müdahalesi görülmüştür. Mali’nin altın ve uranyum madenlerine sahip olmasının bu müdahale de bir sebep olup olmadığı bazı yazarlar tarafından dile getirilmektedir. Ayrıca Mali’nin Nijerya, Cezayir gibi petrol ve doğalgaz yönünden zengin devletlere yakın olması da önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir.
Mali’ye müdahale gerekçesi olarak Fransa, Mali hükümetinin kendisinden yardım istemesini hukuki temellere oturtmaya çalışmıştır. 1979 yılında Sovyetler Birliği Afganistan’a müdahale ettiğinde kendisini Afganistan hükümetinin davet ettiğini bu nedenle müdahalesinin uluslararası hukuka uygun olduğunu ileri sürmüştü. Batılı devletler o günlerde Sovyetler Birliği’nin müdahalesinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmekteydiler. Bugün için de aynı esaslar geçerlidir ve Fransa’nın Mali’ye müdahalesi mevcut uluslararası hukuk kurallarına aykırıdır. Bu müdahalenin Birleşmiş Milletler’in aldığı 14 Ocak 2013 tarih ve 2085 sayılı kararla meşrulaştırılmaya çalışıldığı görülmektedir. BM Güvenlik Konseyi’nin kararında; Fransa’nın başlattığı harekâtın, anayasal düzenin ve ülkesel bütünlüğün kurulmasına yönelik olduğu, Mali savunma gücünün desteklenmesi gerektiğini, Afrika Liderliğinde Destek Misyonu (AFISMA) oluşturulmasını da karar kapsamında değerlendirmiştir. Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Mali’ye 3.000 kişilik bir birlik göndereceğini açıklamıştır.
Batı hukuku kendi istediği gibi şekillendirmeye ve kullanmaya çalışmaktadır. Kendi çıkarlarını korumak amacıyla devletlerde muhalif gruplar ve liderler yaratmakta sonra da bunların kontrolünü yitirince o devletlere olan desteğini çekip, müdahale için gerekçeler yaratmaktadır. Güvenlik, terörizmin önlenmesi, insani yardım gibi faktörler neredeyse her zaman başvurulabilecek genel kurallar haline getirilmiştir. Küresel güvenlik bütün uluslararası toplumu ilgilendiren bir durumdur. Ama devletler bunu kendi istedikleri gibi şekillendiremezler. Mali’ye müdahale karşısında hiçbir Batılı hatta Rusya ve Çin’in bile tepki göstermemesi kendileri açısından da müdahale edebilme imkânının yaratılmasıdır. Bu nedenle gelecekte Mali benzeri birçok devlet müdahale riski altında bulunmaktadır.
Bilindiği üzere Mali eski bir Fransız sömürgesidir. Ülkede 2012 yılı Mart ayında darbe olmuş ve demokratik olarak iş başına gelen Amadou Toumani Toure iktidardan uzaklaştırılmış ve sürgün edilmiştir. Yani iktidarda bulunanlar 2012’de darbe yapan askerlerin desteğine sahip bulunmaktadırlar. Darbe sonrasında Mali’nin kuzeyinde yaşayan Tuaregler bağımsızlık iddialarını artırmışlar ve El Kaide ile bağlantılı olduğu iddia edilen Ensaruddin, Tevhid ve Cihad grupları ile işbirliğine giderek ülkenin kuzeyinin tamamına yakınını ele geçirmişler, Azavad adında bir devlet kurduklarını ilan etmişlerdir. Hatta Fransa’nın müdahalesini haklılaştırmak için bu grupların müdahale olmaması halinde Mali’nin tamamını ele geçirecekleri ileri sürülmüştür. Hem Mali hükümetinin, hem de ayrılıkçı Tuareglerin Fransız müdahalesini destekledikleri ifade edilmektedir. El Kaide’nin hâkimiyeti Tuareglerden aldığı belirtilmektedir.
Fransa, Afrika kıtasındaki etkilerini devam ettirmek için değişik tarihlerde müdahaleler yapmıştır. Sömürge dönemlerinde kontrolü altında bulunan topraklardaki kontrolü kaybetmek istememektedir. Bu nedenle Afrika kıtasındaki devletlerdeki tüm gelişmeleri çok yakından takip etmektedir. 1964 yılında Gabon hükümetini ordu darbesinden korumak için hükümetin daveti ile müdahale etmiştir. 1968’de Çad hükümetinin daveti ile bu devlete müdahalede bulunmuştur. 1979’da Bokassa’da müdahalesi görülmüştür. Mali’nin altın ve uranyum madenlerine sahip olmasının bu müdahale de bir sebep olup olmadığı bazı yazarlar tarafından dile getirilmektedir. Ayrıca Mali’nin Nijerya, Cezayir gibi petrol ve doğalgaz yönünden zengin devletlere yakın olması da önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir.
Mali’ye müdahale gerekçesi olarak Fransa, Mali hükümetinin kendisinden yardım istemesini hukuki temellere oturtmaya çalışmıştır. 1979 yılında Sovyetler Birliği Afganistan’a müdahale ettiğinde kendisini Afganistan hükümetinin davet ettiğini bu nedenle müdahalesinin uluslararası hukuka uygun olduğunu ileri sürmüştü. Batılı devletler o günlerde Sovyetler Birliği’nin müdahalesinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmekteydiler. Bugün için de aynı esaslar geçerlidir ve Fransa’nın Mali’ye müdahalesi mevcut uluslararası hukuk kurallarına aykırıdır. Bu müdahalenin Birleşmiş Milletler’in aldığı 14 Ocak 2013 tarih ve 2085 sayılı kararla meşrulaştırılmaya çalışıldığı görülmektedir. BM Güvenlik Konseyi’nin kararında; Fransa’nın başlattığı harekâtın, anayasal düzenin ve ülkesel bütünlüğün kurulmasına yönelik olduğu, Mali savunma gücünün desteklenmesi gerektiğini, Afrika Liderliğinde Destek Misyonu (AFISMA) oluşturulmasını da karar kapsamında değerlendirmiştir. Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Mali’ye 3.000 kişilik bir birlik göndereceğini açıklamıştır.
Batı hukuku kendi istediği gibi şekillendirmeye ve kullanmaya çalışmaktadır. Kendi çıkarlarını korumak amacıyla devletlerde muhalif gruplar ve liderler yaratmakta sonra da bunların kontrolünü yitirince o devletlere olan desteğini çekip, müdahale için gerekçeler yaratmaktadır. Güvenlik, terörizmin önlenmesi, insani yardım gibi faktörler neredeyse her zaman başvurulabilecek genel kurallar haline getirilmiştir. Küresel güvenlik bütün uluslararası toplumu ilgilendiren bir durumdur. Ama devletler bunu kendi istedikleri gibi şekillendiremezler. Mali’ye müdahale karşısında hiçbir Batılı hatta Rusya ve Çin’in bile tepki göstermemesi kendileri açısından da müdahale edebilme imkânının yaratılmasıdır. Bu nedenle gelecekte Mali benzeri birçok devlet müdahale riski altında bulunmaktadır.
Prof. Dr. Enver Bozkurt / diğer yazıları
- Orantılılık ilkesi 2 / 16.06.2013
- Orantılık ilkesi - 1 / 15.06.2013
- Fransa’nın Mali’ye müdahalesi / 22.01.2013
- Havayolu ile taşımacılıkta yolcu hakları / 09.01.2013
- Başkanlık sistemi ve Türkiye / 25.12.2012
- Nükleer Silahlar / 18.12.2012
- Suriye sorununa uluslararası hukuk açısından bakmak / 11.12.2012
- Orantılık ilkesi - 1 / 15.06.2013
- Fransa’nın Mali’ye müdahalesi / 22.01.2013
- Havayolu ile taşımacılıkta yolcu hakları / 09.01.2013
- Başkanlık sistemi ve Türkiye / 25.12.2012
- Nükleer Silahlar / 18.12.2012
- Suriye sorununa uluslararası hukuk açısından bakmak / 11.12.2012