Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un eşsiz eseri SAFAHAT'ı biraz karıştırmış olanlar bu üslubun, dolayısıyla bu mısranın ona ait olduğunu anlamışlardır.Zümer suresinin dokuzuncu ayetinde yer alan; "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" cümlesinin tefsirini ihtiva eden bu şiirin yazılış tarihi 1913'ü gösteriyor.Yaklaşık 95 yıl sonra yaşadığımız dünyayı, çevremizi, yıldırım hızıyla gelişen olayları düşündüğümüzde, adım başı düşürüldüğümüz tuzakların bir listesini yaptığımızda şairimizin şiddetle şikayet ettiği cehaletin, bir türlü yakamızı bırakmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.Dışarıdaki ebedi düşmanlarımız ve içimizdeki işbirlikçileri, vatanımız, kaynaklarımız, birlik-beraberliğimiz, dirlik-düzenimiz aleyhindeki programlarının başarısını büyük ölçüde cehaletimize borçludurlar.Tehlikenin farkında olan, tehlikenin davetçilerinin farkında olan bir millet elbette var olan bütün imkanlarını seferber eder ve yaklaşan tehlikeyi bertaraf eder. Tarihimiz bu tür örneklerle doludur. Ama cehaletten ötürü, tehlikenin farkında olmayan, farkına varmaya da bir türlü niyetli olmayan milletler; tehlike kapıya dayandıktan sonra apışıp kalırlar, ne olduğunun farkına bile varamadan her şeylerini kaybederler. Bunun da sayısız örneklerini okuyoruz tarih kitaplarından.Belki faydası olur, milli şuura, milli uyanışa şiddetle muhtaç olduğumuz şu günlerde uyanışa vesile olur umudu ile bu şiiri dikkatlerinize arz etmek istiyorum:"Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"Olmaz ya? Tabii? Biri insan, biri hayvan!Öyleyse, "cehalet" denilen yüz karasından,Kurtulmaya azmetmeli baştan başa millet.Kafi mi değil yoksa, bu son ders-i felaket?Son ders-i felaket neye mal oldu? Düşünsen:Beynin eriyip yaş gibi damlardı gözünden!"Son ders-i felaket" ne demektir? Şu demektir:Gelmezse eğer kendine millet, gidecektir!Zira, yeni bir sadmeye artık dayanılmaz;Zira, bu sefer uyku ölümdür: Uyanılmaz!Coşkun, koca bir sel gibi, daim beşeriyet,Müstakbele koşmakta verip seyrine şiddet.Dağlar, uçurumlar ona yol vermemek ister?Lakin, o, ne yüksek, ne de alçak demez örter!Akvam o büyük nehre katılmış birer ırmak?Elbet katılır? Hangisi ister geri kalmak!Bizler ki bu müdhiş, bu muazzam cereyanla,Uğraşmadayız? Bak ne kadar çılgınız,anla!Uğraş bakalım, yoksa işin, hey gidi şaşkın,Kurşun gibi sür'atli, denizler gibi taşkın,Bir çağlayan menba'-ı dehhaşına doğru,Tırmanmaya benzer, yüzerek, başka değil bu!Ey katre-i avare, bu cuşun, bu huruşun,Ahengine uymazsan, emin ol, boğulursun!Yıllarca, asırlarca süren uykudan artık,Silkin de: Muhitindeki zulmetleri yak, yık!Bir baksana: Gökler uyanık, yer uyanıktır;Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır!Eyvah! Bu zilletlere sensin yine illet?Ey derd-i cehalet, sana düşmekle bu millet,Bir hale getirdin ki: Ne din kaldı ne namus!Ey sine-i İslam'a çöken kapkara kabus,Ey hasm-ı hakıki, seni öldürmeli evvel:Sensin bize düşmanları üstün çıkaran el!Ey millet, uyan! Cehline kurban gidiyorsun!İslam'ı da "batsın" diye tutmuş, yeriyorsun!Allah'tan utan! Bari bırak dini elinden?Lakin, ne demek bizleri Allah ile iskat?Allah'tan utanmak da olur ilm ile? Heyhat!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dilim, dilim dilim olsun / 09.02.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025