22 yıldır iktidarda olan AKP'nin dış politikada duruşu yok, yaptırım gücü yok. Başta Erdoğan olmak üzere kurmaylarının bütün söylemleri iç politikaya yönelik, vatandaşımızın milli ve manevi hassasiyetlerini tatmine yönelik. Özetle Erdoğan iktidarı içerde de, dışarıda da vatandaşa (seçmene) oynuyor.
Temmuz ayında 5 uçakla ABD'ye giden Sayın Erdoğan yine ABD'ye gitti. Kaç uçakla gittiği yakında ortaya çıkar.
Sayın Erdoğan'ın gidişini, açıklamalarını, aynen İstanbul sokaklarında dolaşan seçim arabaları gibi arabaların, New York sokaklarında dolaşmasını yandaş medya göklere çıkardı.
Hele BM'de yaptığı konuşmaları, 'Erdoğan, dünyaya ayar veriyor' mantığıyla vatandaşın önüne koydu.
Keşke bu denilenlerin muhataplarında ve sahada fiili bir karşılığı olsa. Keşke Sayın Erdoğan'ın çıkışları ABD, AB ülkeleri, BM daimi üyeleri ve İsrail nezdinde bir tedirginlik yaratsa!
Böyle bir tabloyu görmek istemeyenin canı çıksın. Ama yok, olmuyor. Neden olmuyor, sorusunun cevabı ise Erdoğan ve iktidarının omurgalı bir dış siyaset anlayışının olmamasıdır.
Çok basit bir örnek! Sayın Erdoğan'ın BM kurulunda bugüne yaptığı konuşma metinleri çıkarın, en son konuşma metnini yan yana koyun. Aynı cümleler, aynı vurgular. Sadece gündeme dair birkaç ara başlık farklı.
Örneğin Filistin-Gazze başlığı. Sayın Erdoğan o genel kurulda nice cümleler kurmuştu. Geldiğimiz noktada, 'İsrail'in hedefi Türkiye' diyor Erdoğan. E! O kadar cümle, gözdağına ne oldu?
'Siz neyi bekliyorsunuz' diye sormazlar mı?
Kürecik radar üssü faaliyette.
İncirlik'teki ABD üssü, kime hizmet ediyor, sorusunun cevabı açıklanmıyor.
Katliama 7 Ekim'de başlayan İsrail ile yedi ay ticarete devam etti. Vatandaşın tepkisinden dolayı ticareti askıya aldığını açıkla. Arka planda devam eden 'hülle' ticaretine ses çıkarma.
Ama BM genel kurulunda; "Gazze'deki soykırımın önüne geçmek için daha neyi bekliyorsunuz" şeklinde sorulu, tepki göster.
Bu sözlerin ardından atıyorum Tunus'un, BM temsilcisi kalkıp da: 'Filistin davasını siz sahiplenmediniz mi? Siz neyi bekliyorsunuz' diye sorsaydı Sayın Erdoğan ne cevap verebilirdi?
Başlıkta da dediğim gibi Erdoğan dışarıdan da içeriye oynuyor. Sözlerinin, çıkışlarının emperyalistler üzerinde hiçbir etkisi yok.
Sahi Erdoğan ne yaptı?
Erdoğan'ın, 'Gazze'deki soykırımın önüne geçmek için daha neyi bekliyorsunuz' cümlelerini kurduğu gün İsrail Savunma Bakanlığı hava savunma sistemlerinin geliştirilmesi de dahil olmak üzere ülkenin devam eden askeri çabalarını desteklemek üzere ABD tarafından 8,7 milyar dolarlık bir yardım paketi sağlandığı duyurdu.
Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de ADEX silah fuarının 5'incisi düzenlendi ADEX silah fuarına 38 ülkeden 270 şirket katıldı.
Fuarın ana sponsorluğunu İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii (IAI), Baykar ve Katarlı silah firması Barzan Holdings üstlendi.
Baykar, Erdoğan'ın oğlu Selçuk Bayraktar'a ait. IAI ise 7 Ekim'den bu yana Gazze'yi, Lübnan'ı bombalayarak on binlerce Müslümanı katleden İsrail ordusuna uçak ve silah üretiyor. İki firma sponsorlukta ortaklaştı.
İsrail silah şirketi AS Holdings bünyesindeki Ari Arms, Azerbaycan Savunma Sanayi Bakanlığı'na bağlı Azersilah ile iş birliği anlaşması imzaladı.
Azerbaycan ve İsrail arasında önemli bir adım olan bu işbirliğini İsrail'in Azerbaycan Büyükelçisi George Deek sosyal medya hesabından paylaştı.
Türk firmalarının İsrail ile hülle ticareti devam ediyor.
Düşmanımın dostu, bana dost olur mu?
Sayın Erdoğan Newyork'ta, "Amerikalı dostlarımızla her vesileyle PKK, PYD, YPG ve FETÖ'ye verilen desteğin sonlandırılmasına dair beklentilerimizi paylaşıyoruz…" dedi.
Birkaç satır sonra
"Terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadele sadece Türkiye'nin değil bölgenin de güvenliği içindir" dedi.
Birkaç satır sonra
"Türkiye-Amerika ilişkilerinde son dönemde yaşanan olumlu havadan memnuniyet duyuyoruz" dedi.
Birkaç satır sonra
"NATO müttefikimiz Amerika'nın, Türkiye'ye yönelik uyguladığı tedbirler ve savunma sanayi kısıtlamaları güven duygusunu menfi şekilde etkiliyor. CAATSA yaptırımlarının ve F-35 programından çıkarılmamızın müttefiklik ruhuna aykırı olduğu da çok açıktır" dedi.
Birkaç satır sonra
"F-16 modernizasyon projesiyle yeni bir sayfa açtığımızı temenni ediyor, bu alandaki ihracat engellerinin kalıcı şekilde kaldırılmasını bekliyoruz" dedi.
Son cümle olarak da; "Seçimler sonucunda başkan kim olursa olsun Amerika'ya bakışımız ve ilişkilerimizdeki üst düzeyli diyaloğumuz değişmeyecektir" dedi.
Evet, aynı konuşmada bu cümleleri kullandı Sayın Erdoğan.
Böyle bir dış politika mantığı olabilir mi?
Bir devlet, terör örgütleri kuracak, onları donatacak, bize saldırtacak ve ben, o devlete 'dost' diye hitap edeceğim.
Bir devlet, ortağım olduğu F-35 projesinden beni çıkaracak, paramın üstüne oturacak, ardından parası ile F-16 almak isteyeceğin, o da ipe un serecek ve ben, o devlete 'dost' diyeceğim!
Bir devlet, benim sınır komşumla (Rusya) ile ticaretime karışacak, üstüne bir de yaptırım uygulayacak ve ben, o devlete dost, diyeceğim.
Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Ama oldu. Bu anlayış, ABD'ye manda olduğumuz gayri resmi itirafıdır.
- Doğu'nun kızı Butto, Alman kızı Merkel ve Erdoğan / 20.12.2024
- İsrail endişeli, Yunanistan ise panikteymiş / 19.12.2024
- AKP döneminde 28 Şubat manzaraları / 18.12.2024
- Türkiye’yi soracak olursanız! / 16.12.2024
- İsrail için milli stratejiler - 2 / 15.12.2024
- İsrail için milli stratejiler -1- / 14.12.2024
- ‘Türkiye, Türklerindir’ diyemeyenler bakın ne diyor? / 13.12.2024
- Yalan ve talan aynen devam ediyor / 12.12.2024
- Saddam, Kaddafi, Esad gitti, sırada kim var? / 11.12.2024