Ülkemiz siyasetini, 'dışarıda yalan içeride hem yalan hem de talan devam ediyor' şeklinde özetlersek yerinde olur kanısındayım.
Dışarıda İsrail'i, Filistin'i, ABD'yi, Esad'ı, terör örgütlerini, yeniden çizilen haritaları ve ülkemizdeki söylemleri takip ediyorsunuzdur!
Ya içeride neler olur?
Ücretin en asgarisini belirlemek için iktidar, işverenler ve sendikalar toplandı. Her yıl oynanan oyun tekrar edilecek.
Ama sayın iktidarımız hep olduğu gibi halkçı duruş sergiliyor. Alın terinden bahsediyor. Başta Sayın Erdoğan olmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve diğer söz sahipleri, 'halkımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz' diyorlar.
Allah rıza için! 22 yıl oldu. Bırakın yakamızı da şu enflasyon altında bir ezilelim, ki, ezilmenin ne olduğunu anlayıp sizlerin kadir kıymetini bilelim. Bırakında ezilelim ya hu!
En son Sayın Erdoğan, "Önümüzde asgari ücret, memur ve emekli maaşları gibi kritik kararlar var. Ekonomi programını bozmayacak şekilde sabit gelirlilerin durumlarını mümkün olan en iyi seviyeye çıkarmayı arzu ediyoruz" dedi.
Yani insanımıza hakkettiğini, alın terinin karşılığını vermek iktidarın ayarlarını bozuyor.
Talanı bizzat itiraf ettiler
Enerji Bakanı Sayın Alparslan Bayraktar bir taraftan 22 yıldır yaptıkları talanı itiraf ederken diğer taraftan da BTP'yi teyit etti.
Özelleştirmeye hayır, diyen madenlerimizi devlet-millet ortaklığıyla çıkarılacağını taahhüt eden ve de Türkiye'deki maden çeşitlerini, tahmini rezervlerini ve maden sahalarını tek tek sıralayan ve de ekonomiye nasıl kazandırılacağını formülüze eden tek parti Bağımsız Türkiye Partisi'dir.
22 yıllık tek parti iktidarı bir taraftan, 'bizim zengin yeraltı kaynaklarımız yok' derken diğer taraftan o kaynakları yok pahasına sattı, peşkeş çekti.
4 Aralık Dünya Madenciler Günü ve ülkemizde Türkiye Maden Zirvesi düzenlendi Toplantının açılış konuşmasını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, dünyadaki 90 civarındaki madenin 70'inin Türkiye'de bulunduğunu kaydetti.
Başka? Bor madeninde dünya rezervinin yüzde 73'ünün Türkiye'de bulunduğunu belirtti.
Başka? Bu yılın ilk 11 ayında ise 5,5 milyar dolara ulaşan maden ihracatımızın yıl sonunda 6 milyar doları aşacağına inanıyorum, dedi.
Başka? Türkiye'de yürürlükteki toplam 14 bin 817 maden ruhsatının, 10 bin 5'inin işletme, 4 bin 812'sinin de arama ruhsatı olduğunu dile getirdi.
Başka? 'Sadece bilinen altın yataklarımız ki çok eski yapılan bir çalışmaya göre 6 bin 500 ton. Belki bunu bugün güncellesek 10 bin tonlardan bahsedeceğiz' dedi.
Ardından da Nijer'de 2025'te altın üreteceğiz müjdesini paylaştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Fatih Dönmez, 2020 yılında '20 yılda ülkemizde toplam 382 ton altın üretildiğini' belirterek, Türkiye'nin geçen yıl 38 ton altın üretimiyle rekor kırdığını belirterek, "Salgına rağmen 2020 hedefimiz 44-45 ton. Önümüzdeki 5 yılda da hedefimiz altın üretiminde yıllık 100 tona ulaşmak" diyordu.
Dünya Altın Konseyi (WGC) verilerine göre Türkiye, dünyada en çok altın ithal eden ilk beş ülke arasında yer alıyor.
Türkiye 2022 yılında 20,4 milyar dolar, 2023 yılında ise 25,7 milyar dolarlık altın ithalatı yaptı.
Hüseyin Baş ne dedi?
'Pizza satar gibi adam, milletin malını satıyor, madenini satıyor...
Önce kendi altınına sahip çık, bırak oradan altın kaçırmayı, senin altınını kaçırıyorlar umurunda değil…
2002'den bugüne kadar yüzlerce firma kapatılmış ve özelleştirilmiş, milyonlarca metrekare toprak yabancılara ve yerlilere satılmış, devletin toprağı satılmış. Bütün bunlardan devletin kasasına giren para ne kadar biliyor musunuz arkadaşlar 62 milyar dolar…
Yabancılara ve yandaşlara ağırlıklı olarak yabancılara peşkeş çektikleri altın madenlerinden sadece 2020 yılında adamlar beyan esasına göre 12 milyar dolar kâr etmişler.
Sonra hükümetin ortağı partinin vekilleri, Dubai'den altın kaçakçılığı yapıyor.
Oğlum önce kendi altınına sahip çık, bırak oradan altın kaçırmayı, senin altınını kaçırıyorlar umurunda değil.
Milliyetçilik nerede? Böyle milliyetçilik mi olur? Milliyetçilik dediğin toprağın üstünde yaşayan vatandaşına sahip çıkmak, toprağın üstünde çıkan ürüne sahip çıkmak, toprağın altındaki madene sahip çıkmak değil mi?
Bu ülkede kim 'dindarım' dediyse ve onun siyasetiyle bir yere geldiyse dine en büyük zararı o verdi.
Kim 'milliyetçiyim' dediyse o milliyetçilik üzerinden bir siyaset yapıp bir yere geldiyse Türk milletine en büyük zararı o verdi.
Üzülerek söylüyorum kim 'cumhuriyetçiyim' dediyse ve bunun üzerinden siyaset yaptıysa cumhuriyetçiliğe de, devletçiliğe de, halkçılığı da, inkılapçılığı da en büyük zararı o verdi…
'Sen sat, ben babalar gibi geri alacağım… Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak bu devleti özelleştirtmeyeceğiz, bu ülkeyi de özerkleştirtmeyeceğiz…
Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak bu devleti özelleştirtmeyeceğiz, bu ülkeyi de özerkleştirtmeyeceğiz."
- Milletin derdine gelecek olursak! / 18.01.2025
- Soykırımda ikinci safha ve Suriye / 17.01.2025
- Bu ülkeyi fırsatçılar mı yönetiyor? / 16.01.2025
- Sürecin adı belli değil ama sahibi belli / 15.01.2025
- Emeklileri hallettiler sıra ailede / 13.01.2025
- ‘Duanız olmasa Rabbim, size ne diye değer versin?’ / 12.01.2025
- Talan edilmiş Anadolu’dan tam bağımsız Türkiye’ye / 11.01.2025
- Devlet Bahçeli’nin bebek katiline ilgisi yeni değilmiş / 10.01.2025
- Papa, Öcalan sürecine dahil olacak mı? / 09.01.2025