Muaviye’nin maksadı halife olmaktı
Hz. Osman muhasara altındayken, Muaviye’den yardım istemiş, Muaviye, Medine’ye dört bin kişilik bir ordu göndermiş fakat kumandana, yavaş gitmesini emretmişti. Maksadı Osman’ın öldürülmesi, ondan sonra da nasıl olursa, bir yolunu bulup halifeliği kendisinin elde etmesiydi
19.01.2025 11:50:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Muaviye, maksadına nail olmak için her şeye başvuruyordu. Bu arada Osman'ın zevcesi Nâile'den Muaviye'ye şöyle bir mektup geldiğini yaydı ve bu düzme mektubu Şamlılara okudu:
"Size nimetler ihsan eden, Müslümanlığı öğreten, sizi sapıklıktan doğru yola getiren, küfürden kurtaran, düşmana karşı size yardım eden, nimetlerini lütfeden Allah'ı anıyor, onun ve yardım görmeyen halifenin hakkına Allah'a and vererek söylüyorum; Allah, mü'minlerden iki bölük birbirleriyle savaşırlarsa aralarını bulun, onları uzlaştırın, bir bölüğü öbür bölüğe karşı ayaklanırsa Allah'ın emrini kabul edinceye dek o bölükle savaşın buyurmuştur. Mü'minler Emiri Osman'ın aleyhine isyan edildi. Onun sizin üzerinizde bir hakkı bulunmasa bile vilâyet hakkı vardır. Onun başına ne gelecekse geldi. Her Müslüman olan, onun Müslümanlıktaki kıdemi, uğradığı musibet dolayısıyla hakkının alındığı günü mutlaka ister, O, Allah'ın dâvetine icabet etti, Rasûlü de onu gerçekledi. Allah onu seçtiği zaman dünya şerefini de vermişti ona, ahiret şerefini de.
Nasıl öldürüldüğünü size anlatayım; çünkü önden sona dek başına gelenlerin şâhidiyim. Medineliler onu kuşattılar. Kapısında silahlı olarak gece gündüz onu koruyanlar bulunduysa da Medine halkı onu dışarı çıkarmamakta, ihtiyacı olan şeyleri içeriye sokmamaktaydı. Bir dereceye kadar ki suyu bile ondan men ettiler. Ona eziyetler ettiler, iftiralarda bulundular. O ve onunla beraber bulunanlar elli gece muhasarada kaldı.
Mısırlılar, Ebû Bekir oğlu Muhammed'le Yâsir oğlu Ammâr'a dayanıyorlardı. Ali, Medinelilerle beraberdi. Mü'minler Emiri Osman'ı korumak için savaşmadı, ona yardım etmedi. Allah'ın emrettiği adâleti emreylemedi. Dırâa, Bekroğlu Sa'd, Hüzeyl ve adını bilmediğim diğer boylar, ona karşı pek çetin davrandılar. Onu taşladılar, evdekilerden üç kişiyi öldürdüler. Sonra evin kapısını yaktılar. Halk mescitte bekliyor diye onu çağırdılar. Mescide götürdüler. Kendi adamlarına savaşmamalarını emretti. Zırhını giydi, onlara, "siz olmasaydınız zırhımı giymezdim" dedi.
Eve geldikten bir müddet sonra halk, ona saldırdı. Eve girenlerin başında Ebû Bekir oğlu Muhammed vardı. Sakalından tuttu, ona adıyla değil, kötü bir lâkapla hitap etti. Osman, "ben Allah'ın kuluyum ve Resûlullah'ın halifesiyim" dedi. Başına üç kılıç, göğsüne üç yumruk vurdular. Burnunun üst kısmına vurulan kılıç kemiğe işledi. Yere düştü, henüz sağdı. Başını kesmek istediler. Rabia oğlu Şeybe'nin kızıyla üstüne kapandık, mâni olduk. Hatta başımızı açtık; çünkü Mü'minler Emirinin hürmeti, bu işten daha ileriydi. Hâsılı onu, evinde, yatağında öldürdüler; Allah rahmet etsin. Size kanlı elbisesini gönderiyorum. Şikâyetçiyim zalimlerden, onlara karşı yardım istiyorum. Allah Osman'a rahmet, onu öldürene lânet etsin, öldürenleri şu dünyadayken aşağılatsın; gönüllerimize su serpilsin." Bunlardan başka Ebû Vakkas oğlu Sa'd'in, Osman'ı, Aişe'nin demirini hazırlayıp su verdiği, Talha'nın bilediği, Hz. Ali'nin zehirlediği kılıçla öldürdüler dediğini yaydırıyor, Sâbit oğlu Hassân'ın ağzından, "Osman'ı Ali öldürmediyse, öldürülmesini em- retmediyse bile halkı, ona yardımdan men etmiştir; bu bakımdan öldürenlerle ortaktır" mealinde şiirler düzüp halk arasında söyletiyordu.
Ümeyyeoğullan, şairleri de Hz. Ali aleyhine durmadan şiirler düzerek onu, Osman'ın katliyle suçluyorlardı. Hâlbuki Osman'la Ümeyyeoğulları, bu olayda, Muaviye'den yardım istemişler, Muaviye, Medine'ye dört bin kişilik bir ordu göndermiş fakat kumandana, yavaş gitmesini emretmişti. Maksadı Osman'ın öldürülmesi, ondan sonra da nasıl olursa, bir yolunu bulup halifeliği kendisinin elde etmesiydi. (el-Egani, c.19, s.55).
"Size nimetler ihsan eden, Müslümanlığı öğreten, sizi sapıklıktan doğru yola getiren, küfürden kurtaran, düşmana karşı size yardım eden, nimetlerini lütfeden Allah'ı anıyor, onun ve yardım görmeyen halifenin hakkına Allah'a and vererek söylüyorum; Allah, mü'minlerden iki bölük birbirleriyle savaşırlarsa aralarını bulun, onları uzlaştırın, bir bölüğü öbür bölüğe karşı ayaklanırsa Allah'ın emrini kabul edinceye dek o bölükle savaşın buyurmuştur. Mü'minler Emiri Osman'ın aleyhine isyan edildi. Onun sizin üzerinizde bir hakkı bulunmasa bile vilâyet hakkı vardır. Onun başına ne gelecekse geldi. Her Müslüman olan, onun Müslümanlıktaki kıdemi, uğradığı musibet dolayısıyla hakkının alındığı günü mutlaka ister, O, Allah'ın dâvetine icabet etti, Rasûlü de onu gerçekledi. Allah onu seçtiği zaman dünya şerefini de vermişti ona, ahiret şerefini de.
Nasıl öldürüldüğünü size anlatayım; çünkü önden sona dek başına gelenlerin şâhidiyim. Medineliler onu kuşattılar. Kapısında silahlı olarak gece gündüz onu koruyanlar bulunduysa da Medine halkı onu dışarı çıkarmamakta, ihtiyacı olan şeyleri içeriye sokmamaktaydı. Bir dereceye kadar ki suyu bile ondan men ettiler. Ona eziyetler ettiler, iftiralarda bulundular. O ve onunla beraber bulunanlar elli gece muhasarada kaldı.
Mısırlılar, Ebû Bekir oğlu Muhammed'le Yâsir oğlu Ammâr'a dayanıyorlardı. Ali, Medinelilerle beraberdi. Mü'minler Emiri Osman'ı korumak için savaşmadı, ona yardım etmedi. Allah'ın emrettiği adâleti emreylemedi. Dırâa, Bekroğlu Sa'd, Hüzeyl ve adını bilmediğim diğer boylar, ona karşı pek çetin davrandılar. Onu taşladılar, evdekilerden üç kişiyi öldürdüler. Sonra evin kapısını yaktılar. Halk mescitte bekliyor diye onu çağırdılar. Mescide götürdüler. Kendi adamlarına savaşmamalarını emretti. Zırhını giydi, onlara, "siz olmasaydınız zırhımı giymezdim" dedi.
Eve geldikten bir müddet sonra halk, ona saldırdı. Eve girenlerin başında Ebû Bekir oğlu Muhammed vardı. Sakalından tuttu, ona adıyla değil, kötü bir lâkapla hitap etti. Osman, "ben Allah'ın kuluyum ve Resûlullah'ın halifesiyim" dedi. Başına üç kılıç, göğsüne üç yumruk vurdular. Burnunun üst kısmına vurulan kılıç kemiğe işledi. Yere düştü, henüz sağdı. Başını kesmek istediler. Rabia oğlu Şeybe'nin kızıyla üstüne kapandık, mâni olduk. Hatta başımızı açtık; çünkü Mü'minler Emirinin hürmeti, bu işten daha ileriydi. Hâsılı onu, evinde, yatağında öldürdüler; Allah rahmet etsin. Size kanlı elbisesini gönderiyorum. Şikâyetçiyim zalimlerden, onlara karşı yardım istiyorum. Allah Osman'a rahmet, onu öldürene lânet etsin, öldürenleri şu dünyadayken aşağılatsın; gönüllerimize su serpilsin." Bunlardan başka Ebû Vakkas oğlu Sa'd'in, Osman'ı, Aişe'nin demirini hazırlayıp su verdiği, Talha'nın bilediği, Hz. Ali'nin zehirlediği kılıçla öldürdüler dediğini yaydırıyor, Sâbit oğlu Hassân'ın ağzından, "Osman'ı Ali öldürmediyse, öldürülmesini em- retmediyse bile halkı, ona yardımdan men etmiştir; bu bakımdan öldürenlerle ortaktır" mealinde şiirler düzüp halk arasında söyletiyordu.
Ümeyyeoğullan, şairleri de Hz. Ali aleyhine durmadan şiirler düzerek onu, Osman'ın katliyle suçluyorlardı. Hâlbuki Osman'la Ümeyyeoğulları, bu olayda, Muaviye'den yardım istemişler, Muaviye, Medine'ye dört bin kişilik bir ordu göndermiş fakat kumandana, yavaş gitmesini emretmişti. Maksadı Osman'ın öldürülmesi, ondan sonra da nasıl olursa, bir yolunu bulup halifeliği kendisinin elde etmesiydi. (el-Egani, c.19, s.55).