Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonun mayıs ayında zirveye ulaşacağını, sonraki süreçte de inişe geçeceğini söylüyor. Merkez Bankası yıl sonu enflasyon tahminini her ne kadar yukarı yönlü olarak revize etse de yüzde 38 olarak ifade ediyor. Enflasyon konusunda hükümet cenahında kim konuşursa hep bu tahminler üzerine değerlendirmelerde bulunuyor…
Ama sahada yaşadığımız gerçeklere baktığımızda hiç de öyle bir görüntü yok.
Pazara, markete gittiğinizde, lokantada yemek yediğinizde, arabanızı servise verdiğinizde veya herhangi bir köprüden, paralı otobandan geçtiğinizde öylesine fahiş bir fiyat artışıyla karşılaşıyorsunuz ki her seferinde şok yaşıyorsunuz.
Güncel olması hasebiyle örneğin otoyol ve köprü fiyatlarını ele alalım.
Ekonomide birincil hedefinin enflasyonla mücadele olduğunu her fırsatta dile getiren hükümet, son 4,5 ayda otoyol ve köprülere yüzde 182'ye varan oranda zam yaptı. Dikkat ederseniz mevcut enflasyonun da çok çok üstünde… Hükümet eliyle yapılan bu fahiş zamlar, esasen hükümetin enflasyonla mücadele konusunda hiç de samimi olmadığını gösteriyor. Ya da enflasyonla mücadeleden anladıkları tek şey, vatandaşın kemerini sıkmak, halkın alım gücünü düşürerek daha da fakirleştirmek!
Pratikte yaşadığımız bu… Otoyol ve köprü fiyatlarının detaylarına biraz inelim.
31 Aralık 2023 tarihinde otomobiller için 8,5 TL olan 1 Ocak'ta 15 TL'ye yükseltilen İstanbul'daki 15 Temmuz Şehitler ve Fatih Sultan Mehmet köprülerindeki tek yön geçiş ücretleri, dün itibarıyla 24 TL'ye yükseldi. Son zam oranı yüzde 60, dört buçuk aydaki birikimli zam oranı yüzde 182,4 oldu.
31 Aralık 2023 tarihinde otomobiller için 19 TL olan ve 1 Ocak 2024'te 35 TL'ye yükseltilen İstanbul'daki Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nde tek yön geçiş ücreti dün itibarıyla 49 TL'ye yükseldi. Son zam oranı yüzde 50, dört buçuk aydaki birikimli zam oranı yüzde 157,9 oldu.
31 Aralık 2023 tarihinde 53 TL olan ve 1 Ocak 2024'te 80 TL'ye yükseltilen Avrasya Tüneli'nde gündüz otomobil geçiş ücreti, bugün itibarıyla 112 TL'ye yükseldi. Son zam oranı yüzde 40, dört buçuk aydaki birikimli zam oranı yüzde 111,3 oldu.
31 Aralık 2023 tarihinde otomobiller için 184,5 TL olan ve 1 Ocak 2024'te 290 TL'ye yükseltilen Osmangazi Köprüsü tek yön geçiş ücreti, dün 399 TL'ye yükseldi. Son zam oranı yüzde 37,6, dört buçuk aydaki birikimli zam oranı yüzde 116,3 oldu.
31 Aralık 2023 tarihinde otomobiller için 205 TL olan ve 1 Ocak 2024 tarihinde 295 TL'ye yükseltilen 1915 Çanakkale Köprüsü tek yön geçiş ücreti de dün 419 TL'ye yükseldi. Son zam oranı yüzde 42, dört buçuk aydaki birikimli zam oranı yüzde 104,4 oldu.
Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) yöntemiyle yaptırılan köprü ve otoyollarda, belirlenen geçiş ücretleri döviz cinsi olarak verilen garanti ödemelerinin çok altında kalıyor ve üstünü kamu tamamlıyor.
Örneğin; Osmangazi Köprüsü'nde sözleşmeye göre geçiş ücreti şu an 1755 TL. Zamlı geçiş ücreti ise 399 TL. Aradaki 1356 TL'lik farkı devlet karşılıyor ve bu da bütçeden müteahhitlere her yıl on milyarlarca TL aktarılması anlamına geliyor.
Kamuda tasarruf paketinde memurların servislerini kaldıracağını ilan eden hükümet, bütçeden çok daha büyük gider kalemi oluşturan KÖİ sözleşmelerine dair bir adım atmadı.
Hükümet yetkilileri her zaman olduğu gibi bu fahiş zamları "güncelleme" diyerek geçiştiriyorlar. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, otoyol ve köprü geçiş ücretlerine yönelik yapılan yılın ikinci zammını, "Oluşan şartlara göre geçiş ücretlerimizi güncelleme ihtiyacı hissettik. Gerçekten çok düşük kalmıştı" dedi.
Otoyola, köprüye, vergiye, elektriğe, faize sıra geldiğinde güncellemeye mecbur kaldık diyenler, hissedilen enflasyon karşısında maaşı eridikçe eriyen emekliye, asgari ücretliye, memura sıra geldiğinde "para yok" diyor.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, yaşanan bu ekonomik tabloyu bakın nasıl değerlendiriyor:
"Tasarrufu israfta değil vatandaşa hizmette yapıyorlar. Kamuda tasarruf dedikleri hizmete dayalı yatırımları durdurmak; yoksa kendi israf modellerinden tasarruf etmek ya da vatandaşın rahat edeceği bir ortam oluşturmak gibi bir dertleri yok. Kendi itibarlarından asla tasarruf yok."
"Köprü ve otoyollara kendi açıkladıkları enflasyondan fazla zam yapıyorlar. Vergiye ve cezaya yüklenecekler, yakın zamanda bunu yaşayacağız. Sokaklarda her gün bir sürü yerde çevirmeler başladı. Niye yapıyorlar? Çünkü ceza kesilmesi lazım, para toplanması lazım, bütçede açık var açığın kapanması lazım gibi gibi hususlar var. Ekonomik olarak iflasın eşiğine gelmiş bir durumdayız."
"Türkiye'de şu anda Osmanlı'nın son dönemleri yaşanıyor gibi bir tablo var. Türkiye sömürgecilik sistemine tabi tutuluyor. Ülkeye ekonomik olarak resmen komiser atanmış, Düyun-u Umumiye mantığıyla bütün varlıklarımız, zenginliklerimiz, vergilerimiz bir şekilde dışarıya aktarılıyor, bir şekilde başkalarının ödemelerini almaları için hizmete sunulmuş bir vaziyette. Bakıyorsun vatandaş 3 kuruşla geçinmeye çalışıyor ama yabancı yatırımcılar 'Emekliden, memurdan kesinti yapmazsan tasarruf olmaz' diye ses yükseltiyor."
Evet, aynen böyle. Milletimizi enflasyon bahanesiyle fakirleştiren değil, hem zenginleştiren, hem de enflasyonu sıfıra indiren bir ekonomik sisteme ve bir iktidara acilen ihtiyacımız var. Elbette ki bu sistem Milli Ekonomi Modeli, bu iktidar da Bağımsız Türkiye Partisi ve lideri Hüseyin Baş'tır.
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025