Amerika Irak'a saldırı için bastırıyor. BM Güvenlik Konseyinde İngiltere'yi de arkasına alarak, Irak BM Silah Uzmanları'nın denetimini kabul etse bile saldırı yapılması kararını çıkarmaya çalışıyor.
Çin, Rusya ve Fransa direniyor. Ancak Çin ve Rusya'nın sömürge politikaları doğrultusunda arka bahçelerine dönük iştahlarını bilen Amerika, onları ikna edebileceğini düşünüyor. ABD'nin öfkesini kabartan müttefiklerini ikna etmede zorlanması.
Bu noktada problem biz değiliz. IMF politikaları ile kapana sıkıştırılan Türkiye'nin fazla direnemeyeceğini düşünüyor ABD....
Asıl direnç, Fransa ve özellikle Almanya'dan kaynaklanıyor. Almanya'nın yeniden seçilen Başbakanı Schröder, ABD'nin BM onayı olmadan Irak'a saldırısını doğru bulmuyor. Almanya'nın bu çıkışını densizlik olarak gören Bush, Almanya'ya adeta üçüncü dünya ülkesi muamelesi çekiyor. Karanlıklar Prensi diye anılan ve Bush'un Ortadoğu politikasını çizen Pentagon danışmanı Perle, ağzını iyice bozmuş.
"Alman başbakanı, Irak konusunda farklı düşündüğü için bozulan Washington ile ilişkilerini düzeltmek istiyorsa, istifa etmelidir.
Kaddafivari sözler bunlar.
Amerika'dan Almanya'ya baskı
Almanya gibi bir ülkenin, halkından daha yeni destek bulan önemli bir politikacısının, durduk yerde istifasını talep edecek kadar zıvanadan çıkmış ABD. Amerika tehlikeli saydığı ülkeleri serseri devlet olarak yaftalıyordu. Çünkü çoğu diktatörlükle yönetilen bu ülkelerin ne yapacağı bilinmez. Onun için de haydut devletler, henüz yanlışlık yapmadan müdahale edilmeliydi. Bu tarife, cuk oturan ülke, ABD'nin bizatihi kendisi. Ne zaman ne yapabileceği, müttefikleri dahil her ülkenin içişlerine karışabileceği serseri bir devlet görüntüsü çiziyor.
Şimdilerde bu kontrolden çıkmış güç, sınırlarımızda dolaşıyor. Irak'a saldırı için ellerini ovuşturan ABD, sınırlarımızda yeni bir devletin temellerini atıyor. Richard Perle'nin Irak konusunda öne çıkması, herkesin gün saydığı ABD saldırısı sonrasında Irak'ta oluşturulacak 'yeni düzene' ışık tutabiliyor. Saddam sonrası Irak'ta yönetimi ellerine alma umuduyla dünyanın çeşitli yerlerinde toplanan Iraklı muhalifler, ABD'nin Irak saldırısıyla Perle'nin planı hayata geçirilirse, avuçlarını yalamak zorunda kalacaklar... Çünkü Perle ve ekibi, Hâşimi Hanedanı'nı Irak'a yeniden hâkim hale getirmeyi planlıyor...
Irak, Birinci Dünya Savaşı ve Arap isyanı sonrasında, Hâşimi Hanedanı yönetimine bırakılmıştı. 1956'da meydana gelen askeri darbeye kadar, Irak'ı, Şerif Hüseyin'in soyundan gelenler yönetti. Baasçı subayların gerçekleştirdiği darbede hayatını kaybeden Kral Faysal, Ürdün'ün bugünkü kralı Abdullah'ın büyük amcası oluyor. Perle ve ekibi, yıllar sonra, Bağdat'ta, yeni bir Hâşimi kral görmek istiyorlar. Seçtikleri kişi de, ağabeyi Kral Hüseyin'in ölümü üzerine Ürdün tahtına oturması beklendiği halde son dakikada yerini yeğeni Abdullah'a kaptıran Prens Hasan... Prens Hasan, önceki hafta Londra'da yapılan Irak muhalefeti toplantısının, organizatör durumundaki Richard Perle tarafından dâvet edilmiş sürpriz konuğuydu.
İşgal planı sekiz yıl önce yazıldı
Dünün planları bu gün silah zoru ile icraata konuyor. Bu analizleri komplo diye niteleyenler yine yanılıyor. ABD'nin bu gün Irak'ı bölmek için düğmeye basması 8 yıl önce hazırlanmış planın bir ürünü....
Şu ilginçliğe bakın ki dün bir uzman sıfatı ile Irak'ı bölme planını hazırlayan Perle, bu gün, Almanya gibi güçlü bir müttefiki ülkenin Başbakanının görevinden ayrılmasını isteyecek kadar etkili bir konuma getirilmiş.
Gerisini ABD'nin içini iyi okuyan gazeteciden aktaralım: "ABD savunma bakanlığında 'danışman' olan Perle, aynı bakanlığın '3 numaralı' koltuğunda oturan Doug Feith ile birlikte, yıllar önce, Ortadoğu'yu yeniden dizayn etmeyi hedefleyen bir rapor kaleme almıştı. 11 Eylül uğursuz saldırılarının sağladığı bahaneyle Bush tarafından canlandırılan 'Ortadoğu planı' o raporda ileri sürülen öngörülerdir.
Meydana gelen son gelişmelerin 'altın değeri' kazandırdığı Perle-Feith imzalı rapora göre, 'Yeni Ortadoğu Düzeni' çabalarına katkıda bulunabilecek ülkelerin başında Türkiye geliyor. Raporun şu satırları göz açıcı: "Suriye'yi zayıflatma, kuşatma ve geriye itmede Türkiye ve Ürdün'ün sağlayacağı işbirliğiyle, İsrail, etrafındaki stratejik çevreyi biçimlendirebilir. Bu çaba, İsrail'in de stratejik amacı olduğu üzere, öncelikle, Irak'ta Saddam Hüseyin'i iktidardan etme üzerinde yoğunlaşmalıdır; Suriye'nin bölgesel iştahı da bu yolla boşa çıkartılabilir."
Planı yazan icra ediyor
Şu sıralarda ABD adına dünyayı fethe çıkan Perle-Feith ikilisinin girişimiyle kaleme alınan raporun en ilginç özelliği, 1996 yılında, İsrail'de başbakanlığa soyunan Benjamin Netanyahu için hazırlanmış olmasıdır. Netanyahu için yazdığı raporun ABD'nin gücüyle hayata geçirilmesi, 'karanlıklar prensi' lâkaplı Richard Perle'nin zekâsının eseri. Perle-Feith ikilisi, imzalarını verdikleri raporda, "Irak'ın geleceği Ortadoğu'nun stratejik dengesini müthiş etkileyeceğinden, Irak'ı yeniden biçimlendirme çabalarında Haşimi Hanedanı'na İsrail'in destek çıkması gerekir" de diyor...
Bütün bunları niye yazdık, bu alıntıları niye aktardık. ABD'nin nasıl bir Irak hayal ettiğini iyi görelim ve bindiğimiz dalı kesmeyelim diye...Son olarak İnönü'nün bir sözünü hatırlatalım: Süper devletle beraber olmak ayı ile yatağa girmeye benzer. Hele bu süper devlet Bush'un yönetimindeki bir Amerika ise yatağa girmeden yara bere içinde kalmak var. Türkiye, körfezdeki ABD belasından nasıl korunacağını iyi düşünmeli. ABD ile beraber olmak tehlikeleri azaltmıyor. Bilakis artırıyor.
Çin, Rusya ve Fransa direniyor. Ancak Çin ve Rusya'nın sömürge politikaları doğrultusunda arka bahçelerine dönük iştahlarını bilen Amerika, onları ikna edebileceğini düşünüyor. ABD'nin öfkesini kabartan müttefiklerini ikna etmede zorlanması.
Bu noktada problem biz değiliz. IMF politikaları ile kapana sıkıştırılan Türkiye'nin fazla direnemeyeceğini düşünüyor ABD....
Asıl direnç, Fransa ve özellikle Almanya'dan kaynaklanıyor. Almanya'nın yeniden seçilen Başbakanı Schröder, ABD'nin BM onayı olmadan Irak'a saldırısını doğru bulmuyor. Almanya'nın bu çıkışını densizlik olarak gören Bush, Almanya'ya adeta üçüncü dünya ülkesi muamelesi çekiyor. Karanlıklar Prensi diye anılan ve Bush'un Ortadoğu politikasını çizen Pentagon danışmanı Perle, ağzını iyice bozmuş.
"Alman başbakanı, Irak konusunda farklı düşündüğü için bozulan Washington ile ilişkilerini düzeltmek istiyorsa, istifa etmelidir.
Kaddafivari sözler bunlar.
Amerika'dan Almanya'ya baskı
Almanya gibi bir ülkenin, halkından daha yeni destek bulan önemli bir politikacısının, durduk yerde istifasını talep edecek kadar zıvanadan çıkmış ABD. Amerika tehlikeli saydığı ülkeleri serseri devlet olarak yaftalıyordu. Çünkü çoğu diktatörlükle yönetilen bu ülkelerin ne yapacağı bilinmez. Onun için de haydut devletler, henüz yanlışlık yapmadan müdahale edilmeliydi. Bu tarife, cuk oturan ülke, ABD'nin bizatihi kendisi. Ne zaman ne yapabileceği, müttefikleri dahil her ülkenin içişlerine karışabileceği serseri bir devlet görüntüsü çiziyor.
Şimdilerde bu kontrolden çıkmış güç, sınırlarımızda dolaşıyor. Irak'a saldırı için ellerini ovuşturan ABD, sınırlarımızda yeni bir devletin temellerini atıyor. Richard Perle'nin Irak konusunda öne çıkması, herkesin gün saydığı ABD saldırısı sonrasında Irak'ta oluşturulacak 'yeni düzene' ışık tutabiliyor. Saddam sonrası Irak'ta yönetimi ellerine alma umuduyla dünyanın çeşitli yerlerinde toplanan Iraklı muhalifler, ABD'nin Irak saldırısıyla Perle'nin planı hayata geçirilirse, avuçlarını yalamak zorunda kalacaklar... Çünkü Perle ve ekibi, Hâşimi Hanedanı'nı Irak'a yeniden hâkim hale getirmeyi planlıyor...
Irak, Birinci Dünya Savaşı ve Arap isyanı sonrasında, Hâşimi Hanedanı yönetimine bırakılmıştı. 1956'da meydana gelen askeri darbeye kadar, Irak'ı, Şerif Hüseyin'in soyundan gelenler yönetti. Baasçı subayların gerçekleştirdiği darbede hayatını kaybeden Kral Faysal, Ürdün'ün bugünkü kralı Abdullah'ın büyük amcası oluyor. Perle ve ekibi, yıllar sonra, Bağdat'ta, yeni bir Hâşimi kral görmek istiyorlar. Seçtikleri kişi de, ağabeyi Kral Hüseyin'in ölümü üzerine Ürdün tahtına oturması beklendiği halde son dakikada yerini yeğeni Abdullah'a kaptıran Prens Hasan... Prens Hasan, önceki hafta Londra'da yapılan Irak muhalefeti toplantısının, organizatör durumundaki Richard Perle tarafından dâvet edilmiş sürpriz konuğuydu.
İşgal planı sekiz yıl önce yazıldı
Dünün planları bu gün silah zoru ile icraata konuyor. Bu analizleri komplo diye niteleyenler yine yanılıyor. ABD'nin bu gün Irak'ı bölmek için düğmeye basması 8 yıl önce hazırlanmış planın bir ürünü....
Şu ilginçliğe bakın ki dün bir uzman sıfatı ile Irak'ı bölme planını hazırlayan Perle, bu gün, Almanya gibi güçlü bir müttefiki ülkenin Başbakanının görevinden ayrılmasını isteyecek kadar etkili bir konuma getirilmiş.
Gerisini ABD'nin içini iyi okuyan gazeteciden aktaralım: "ABD savunma bakanlığında 'danışman' olan Perle, aynı bakanlığın '3 numaralı' koltuğunda oturan Doug Feith ile birlikte, yıllar önce, Ortadoğu'yu yeniden dizayn etmeyi hedefleyen bir rapor kaleme almıştı. 11 Eylül uğursuz saldırılarının sağladığı bahaneyle Bush tarafından canlandırılan 'Ortadoğu planı' o raporda ileri sürülen öngörülerdir.
Meydana gelen son gelişmelerin 'altın değeri' kazandırdığı Perle-Feith imzalı rapora göre, 'Yeni Ortadoğu Düzeni' çabalarına katkıda bulunabilecek ülkelerin başında Türkiye geliyor. Raporun şu satırları göz açıcı: "Suriye'yi zayıflatma, kuşatma ve geriye itmede Türkiye ve Ürdün'ün sağlayacağı işbirliğiyle, İsrail, etrafındaki stratejik çevreyi biçimlendirebilir. Bu çaba, İsrail'in de stratejik amacı olduğu üzere, öncelikle, Irak'ta Saddam Hüseyin'i iktidardan etme üzerinde yoğunlaşmalıdır; Suriye'nin bölgesel iştahı da bu yolla boşa çıkartılabilir."
Planı yazan icra ediyor
Şu sıralarda ABD adına dünyayı fethe çıkan Perle-Feith ikilisinin girişimiyle kaleme alınan raporun en ilginç özelliği, 1996 yılında, İsrail'de başbakanlığa soyunan Benjamin Netanyahu için hazırlanmış olmasıdır. Netanyahu için yazdığı raporun ABD'nin gücüyle hayata geçirilmesi, 'karanlıklar prensi' lâkaplı Richard Perle'nin zekâsının eseri. Perle-Feith ikilisi, imzalarını verdikleri raporda, "Irak'ın geleceği Ortadoğu'nun stratejik dengesini müthiş etkileyeceğinden, Irak'ı yeniden biçimlendirme çabalarında Haşimi Hanedanı'na İsrail'in destek çıkması gerekir" de diyor...
Bütün bunları niye yazdık, bu alıntıları niye aktardık. ABD'nin nasıl bir Irak hayal ettiğini iyi görelim ve bindiğimiz dalı kesmeyelim diye...Son olarak İnönü'nün bir sözünü hatırlatalım: Süper devletle beraber olmak ayı ile yatağa girmeye benzer. Hele bu süper devlet Bush'un yönetimindeki bir Amerika ise yatağa girmeden yara bere içinde kalmak var. Türkiye, körfezdeki ABD belasından nasıl korunacağını iyi düşünmeli. ABD ile beraber olmak tehlikeleri azaltmıyor. Bilakis artırıyor.
Emre Akman / diğer yazıları
- Ayı ile yatağa girmek / 05.10.2002
- AKP'deki savrulma / 30.09.2002
- Hortumcuların partileri çok, milletin partisi tek / 24.09.2002
- Milletimizin hafızası güçlüdür / 23.08.2002
- Boyalı basının panik atakları / 22.08.2002
- Şu Cemler'e bak / 30.07.2002
- Derviş nereye? / 25.07.2002
- Milletimiz büyük sürprize hazırlanıyor / 21.07.2002
- AB'nin yolu Kilise'den geçer / 03.07.2002
- AB'yi birde Alman raporundan tanıyalım / 18.06.2002
- AKP'deki savrulma / 30.09.2002
- Hortumcuların partileri çok, milletin partisi tek / 24.09.2002
- Milletimizin hafızası güçlüdür / 23.08.2002
- Boyalı basının panik atakları / 22.08.2002
- Şu Cemler'e bak / 30.07.2002
- Derviş nereye? / 25.07.2002
- Milletimiz büyük sürprize hazırlanıyor / 21.07.2002
- AB'nin yolu Kilise'den geçer / 03.07.2002
- AB'yi birde Alman raporundan tanıyalım / 18.06.2002