AB'yi birde Alman raporundan tanıyalım

Türkiye'deki Avrupa Birliği sevdalısı teslimiyetçi koro, iktidarı ile muhalefeti ile hep bir ağızdan aynı yalanı terennüm ediyorlar.

Yokluk, yoksulluk ve kışkırtma, yıldırma taktikleri ile bunalttıkları insanımıza AB'yi bir hayali cennet gibi sunuyorlar.

ANAP lideri Yılmaz, kelepçe taktırdığı başörtülü ortaokullu çocuklara, "AB'ye girersek böyle olmaz" diye şantaj yapıyor; Saadet ve AKP, "Kopenhag Kriterleri'ni tam uygular AB'nin verdiği ev ödevini yerine getirirsek millet rahatlar" yalanını savunuyor.

Bu beylere göre Kıbrıs Rum'a; Ege Yunan'a; İstanbul Ortodokslar'a, verilirse, Güney Doğu'daki insanımız azınlık statüsüne alınırsa ve AB'nin müdahalesine zemin hazırlanırsa, Apo da ipten kurtarılırsa, millet hür ve zengin olurmuş.

Yine bu beyler utanmadan, sıkılmadan Avrupa Birliği'nin Hıristiyan Birliği değil çok dinli, çok kültürlü birlik olduğunu, kendilerinin değil, Avrupa Birliği'nin değiştiğini iddia ediyorlar.

Oysa gerçek tam tersi. Avrupa git gide Hıristiyan Katolik Birliği'ne dönüşürken tek devlet olma yolunda ilerliyor. Türkiye'yi ise AB koridorunda meşgul ederek kendi haline bırakmamış oluyor ve aynı zamanda AB kriterlerine uyum adı altında dağıtıyor, tasfiye ediyor.

Değişen AB değil, onun savunucuları. Dün milli görüş diyenler bugün Avrupa'da "Hâlâ Alman vatandaşı olmadınız mı?" kampanyası yürütüyor. Dün "Bize oy vermeyenler patates dinindendir" diyen Saadet'liler, AKP'liler bugün sağlarında papaz, sollarında haham, dinlerarası diyalog adı altında Hıristiyan papazları koynunda taşıyor.

Tayyip Erdoğan, "Tanrı Amerika Başkanı'nı ve kongreyi korusun!" diye dua ediyor.

Demek ki değişen yerli AB'ciler. AB'de ise değişen bir şey yok. Onlar hürriyet adına, insan hakları adına hep saptırdıkları, kontrollerine aldıkları marjinal grup ve anlayışları destekleyerek, dönüştürerek, kışkırtarak bizi birbirimize düşürmenin ve arkasından Hıristiyan misyonerlerce ülkemizi parsellemenin hesabını yapıyorlar.

6 Haziran'da Türkiye'ye hakaretlerle dolu Alman Devlet Raporu'nu "dost1" Alman (!) Bakan Fischer açıkladı.

Alman Dışişleri Bakanlığı'nın ülkemizi Doğu Timor, Guatemala ve Afganistan'la aynı kefeye koyduğu "Altına İnsan Hakları Raporu" iftiralarla dolu.

Rapor, insan ve özellikle azınlık hakları ile ilgilenmenin Almanya'nın en tabii hakkı olduğunu ve Almanya'nın "insanlık önündeki sorumluluğu gereği azınlıklara kol kanat gerdiğini" ifade ediyor.

Almanya'nın ilticacılara karşı sorumlu tutumundan dem vurarak "ülkelerinde dini kimliklerinden dolayı ezilen, kovuşturulan gruplara, özellikle Aleviler'e, Bahailer'e, Yezidler'e, Sihler'e Almanya'da iltica hakkı tanınıyor" deniyor.

Böylece Alman hükümeti resmi ağızdan ve aleni olarak ilk kez, Türk Devleti'nin Aleviler'i ezdiğini iddia ederken; Aleviler'i (Kürt kökenli Türk yurttaşlarına yaptığı gibi) etnik ve kültürel azınlık ilan ediyor.

AB'nin başını çeken Almanya ateşle oynuyor. Türk insanının bölmek için Kürt kökenli vatandaşlarımıza attığı fitne tohumu yetmiyormuş gibi, Alevi kardeşlerimizi de sanki farklı bir dinin mensuplarıymış gibi azınlık ilan ederek ikinci sınıf vatandaş olmalarını istiyor.

Bu sayede Alevileri güdebileceğini hayal ediyor.

Almanya, Sünniler üzerinde de özellikle Almanya'da yaşayan Müslümanları Türk devletine düşmanlığa yönlendirerek radikalleştiriyor, bir yandan da "Alman İslamı" teziyle protestanlaştırıyor.

Almanya'nın bu tezine milli görüş ve F. Gülen ekibi, "Siz hâlâ Alman vatandaşı olmadınız mı?" kampanyası ile destek veriyor.

Niçin acaba? Bu arkadaşlara ilahi ihtarı hatırlatmalı: "Niçin dininizi az bir baha karşılığı satıyorsunuz?"

Kendilerine AB'nin tehlikeli hesapları hatırlatılınca, Saadet ve AKP sempatizanları bakmayın Kutan ve Erdoğan takiye yapıyor diyorlar. Kendilerini kandırıyorlar. Apo'yu ipten kurtar, Kıbrıs'ı ver, Ege'yi ver, her tavize evet dedikten sonra taktik olsa ne olur, takiye olsa ne olur.

Hürriyet gelecek diye ülkemizin tehlikeye itilişini sineye çeken saf dillere bir kez daha sordum. Almanya'nın raporunda, AB'nin kriterlerinden hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde neden samimi dindar Müslümanlar lehine bir karar yok.

Son bir hatırlatma daha... Siz dindara hürriyet gelecek diye hayal kurarken aynı raporda Türkiye'deki protestoların hür olmadığı iddia ediliyor. Muhbir kim biliyor musunuz, her mahallede kilise açan Alman Papazı Duncker.

Alman Raporu'ndan ve AB zihniyetinden anlaşıldığı gibi AB, azınlık olmayı kabul edenlere kol kanat geriyor. Çünkü Türkiye bir ve bütün olursa parmağında oynatamaz.

Onun için dilim dilim yapmak istiyor.

O halde her kim ki Avrupa Birliği'ni savunuyor bilin ki azınlık ruhu taşıyor.

Türk milleti ve devleti ile problemi olanlar AB tellallığı yapıyor. Zaten duruş ve söylemlerini şöyle bir kazırsanız bu ruh fışkırıyor.

Hürriyeti, güvenliği, zenginlik ve refahını kendi öz yurdunda, vatanında ve devletinde bulamayan hiç bir yerde bulamaz. Onun için bu azınlık korosu bu milleti kandıramaz.