Geçenlerde bir okurumuz, emekli maaşları arasındaki uçurumun düzeltileceğine dair sözler verilmesine rağmen halen bu sözlerin yerine getirilmediğini söyledi ve seslerinin duyurulmasını bizden rica etti.
Emekliliğe hak kazananlar her yıl Ocak ve Temmuz ayında enflasyon oranlarına göre zam alırlar. Emekli maaşları Temmuz ayıyla birlikte de yeni şeklini aldı. Buna göre; en düşük emekli maaşı 940 liradan 1026 liraya çıkarıldı. En düşük memur emeklisi maaşı 2.075 lira, esnaf emekli maaşı 1.249 lira, çiftçi emekli maaşı ise 1.178 lira olarak belirlendi.
Zamlarlarla birlikte ortaya çıkan bu rakamlar büyük bir başarı olarak
gösteriliyor, fakat günlük hayat şartları, çarşı pazarın durumu, kiralar ve faturalar göz önüne alındığında komik kalıyor.
Bir ailenin yoksulluk sınırının 5.492 lira olduğu düşünülürse değil emeklinin çalışanın bile sürünmesi kaçınılmaz. Oysaki ekonomimizin yüzde 7.4 oranında büyümesiyle övünürken, vatandaşa neden geçim sıkıntısı düşmektedir anlamak mümkün değil!
Aynı şartlarda çalışılmasına rağmen farklı zamanlarda emekli olanların maaşlarında uçurumlar oluştu. Çalışma Bakanlığı bu uçurumun giderilmesine yönelik çalışma başlattıklarını geçen yıl açıklamıştı. Çalışma sonlandırıldığında düşük emekli maaşlarının mevcut yıldaki asgari ücretin altında olmaması sağlanacaktı. Bu ve buna benzer bir takım başka sözler de verilmişti ancak açıklanan rakamlar verilen sözlerden uzak görünüyor.
Okurumuzun bizden ricada bulunduğu konu aslında genel olarak bütün emeklilerin problemi. Görevi yeni devralmış olan ilgili Bakana vazifesinde başarılar dileyerek bu konuyu ivedilikle ele alacağını umuyorum.
Ancak şunu da söylemek de yarar var; emekli maaşları arasındaki uçurumun kapatılarak asgari ücrete çıkarılması emeklilerin geçimini sağlayacak bir standart mıdır? Yoksulluk sınırının 5.492 lira olduğu bir ülkede mevcut ekonomik sistemle bu rakamın verilmesi mümkün müdür?
Tabiî ki değildir.
Mevcut kapitalist, liberal ekonominin yerine Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne geçilmediği sürece emekliler alacakları 50 lira, 100 liralarla avunmak zorunda kalacaktır. Türkiye'de 12 milyon emekli olduğunu düşünürseniz yapılacak 100 liralık zam bile ekonomiye 1 milyar 200 milyon lira ek yük getirecektir. 100 liralık zam emeklinin hiçbir işini görmezken, bütçede 1 milyar 200 milyon liralık büyük bir açığa yol açacaktır.
Dikkat ederseniz "ekonomiye ek yük getirecek" ifadesini kullandım. Aslında bu ifade bana ait değil. Emekliyi ekonomide "yük" gören kapitalist, liberal ekonomidir. Milli Ekonomi Modeli'nde ise emekli ve diğer dar gelirli insanlar desteklenmesi gereken çarkın önemli dişlileridir. Milli Ekonomi Modeli'nin çalışması için emekli ve diğer dar gelirlinin desteklenerek tüketim kabiliyetinin artırılması şarttır. Milli Ekonomi Modeli'nde emekli maaşı 5.000 liradır. Bunun formülleri de Milli Ekonomi Modeli'nde mevcut.
Bir tarafta emekliyi "yük" olarak gören ekonomi sistemi, diğer tarafta emekliyi sistemin çalışmasında ana unsur gören Milli Ekonomi Modeli?
Maalesef emekliler kendilerine verilen maaşı "yük" olarak gören ekonomi anlayışına destek vererek, diğer bir ifadeyle Milli Ekonomi Modeli'ni elinin tersiyle iterek, şimdi şikâyetçi oldukları sorunları kendi elleriyle oluşturdular.
Sorunları oluşturan sistemlerde çare aramak, akıntıya karşı yüzmekten başka hiçbir işe yaramaz.
Yorarsınız ve yorulursunuz? Sonunda da sizi boğulmaktan kurtaracak hiç kimseyi bulamazsınız.
Emekliliğe hak kazananlar her yıl Ocak ve Temmuz ayında enflasyon oranlarına göre zam alırlar. Emekli maaşları Temmuz ayıyla birlikte de yeni şeklini aldı. Buna göre; en düşük emekli maaşı 940 liradan 1026 liraya çıkarıldı. En düşük memur emeklisi maaşı 2.075 lira, esnaf emekli maaşı 1.249 lira, çiftçi emekli maaşı ise 1.178 lira olarak belirlendi.
Zamlarlarla birlikte ortaya çıkan bu rakamlar büyük bir başarı olarak
gösteriliyor, fakat günlük hayat şartları, çarşı pazarın durumu, kiralar ve faturalar göz önüne alındığında komik kalıyor.
Bir ailenin yoksulluk sınırının 5.492 lira olduğu düşünülürse değil emeklinin çalışanın bile sürünmesi kaçınılmaz. Oysaki ekonomimizin yüzde 7.4 oranında büyümesiyle övünürken, vatandaşa neden geçim sıkıntısı düşmektedir anlamak mümkün değil!
Aynı şartlarda çalışılmasına rağmen farklı zamanlarda emekli olanların maaşlarında uçurumlar oluştu. Çalışma Bakanlığı bu uçurumun giderilmesine yönelik çalışma başlattıklarını geçen yıl açıklamıştı. Çalışma sonlandırıldığında düşük emekli maaşlarının mevcut yıldaki asgari ücretin altında olmaması sağlanacaktı. Bu ve buna benzer bir takım başka sözler de verilmişti ancak açıklanan rakamlar verilen sözlerden uzak görünüyor.
Okurumuzun bizden ricada bulunduğu konu aslında genel olarak bütün emeklilerin problemi. Görevi yeni devralmış olan ilgili Bakana vazifesinde başarılar dileyerek bu konuyu ivedilikle ele alacağını umuyorum.
Ancak şunu da söylemek de yarar var; emekli maaşları arasındaki uçurumun kapatılarak asgari ücrete çıkarılması emeklilerin geçimini sağlayacak bir standart mıdır? Yoksulluk sınırının 5.492 lira olduğu bir ülkede mevcut ekonomik sistemle bu rakamın verilmesi mümkün müdür?
Tabiî ki değildir.
Mevcut kapitalist, liberal ekonominin yerine Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne geçilmediği sürece emekliler alacakları 50 lira, 100 liralarla avunmak zorunda kalacaktır. Türkiye'de 12 milyon emekli olduğunu düşünürseniz yapılacak 100 liralık zam bile ekonomiye 1 milyar 200 milyon lira ek yük getirecektir. 100 liralık zam emeklinin hiçbir işini görmezken, bütçede 1 milyar 200 milyon liralık büyük bir açığa yol açacaktır.
Dikkat ederseniz "ekonomiye ek yük getirecek" ifadesini kullandım. Aslında bu ifade bana ait değil. Emekliyi ekonomide "yük" gören kapitalist, liberal ekonomidir. Milli Ekonomi Modeli'nde ise emekli ve diğer dar gelirli insanlar desteklenmesi gereken çarkın önemli dişlileridir. Milli Ekonomi Modeli'nin çalışması için emekli ve diğer dar gelirlinin desteklenerek tüketim kabiliyetinin artırılması şarttır. Milli Ekonomi Modeli'nde emekli maaşı 5.000 liradır. Bunun formülleri de Milli Ekonomi Modeli'nde mevcut.
Bir tarafta emekliyi "yük" olarak gören ekonomi sistemi, diğer tarafta emekliyi sistemin çalışmasında ana unsur gören Milli Ekonomi Modeli?
Maalesef emekliler kendilerine verilen maaşı "yük" olarak gören ekonomi anlayışına destek vererek, diğer bir ifadeyle Milli Ekonomi Modeli'ni elinin tersiyle iterek, şimdi şikâyetçi oldukları sorunları kendi elleriyle oluşturdular.
Sorunları oluşturan sistemlerde çare aramak, akıntıya karşı yüzmekten başka hiçbir işe yaramaz.
Yorarsınız ve yorulursunuz? Sonunda da sizi boğulmaktan kurtaracak hiç kimseyi bulamazsınız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022