Bursa'da iki gün boyunca devam eden ve dün sona eren 7. Ehl-i Beyt Sempozyumu'nda daha öncekiler gibi ilmin ve feyzin çağladığı bir şölen yaşadık. Prof. Dr. Haydar Baş'ın son konuşmayı yaptığı sempozyuma Türkiye ve diğer İslam ülkelerinden akademisyenler ve bilim adamları katıldı. İki gün boyunca İmam Ali, Hz. Fatıma, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'le ilgili çok önemli tebliğler sunuldu. Şunu bir kez daha fark ettim ki, ne kadar konuşursak konuşalım, ne kadar anlatırsak anlatalım Ehl-i Beyt'i tam olarak ifade etmek mümkün değil. Binlerce sayfa kitap yazılsa, yıllarca susmadan bu seçilmiş ailenin özelliklerini anlatsanız yine de bitiremezsiniz.Bundan dolayıdır ki Prof. Dr. Haydar Baş'ın riyazetinde gerçekleşen Ehl-i Beyt sempozyumlarının periyodik olarak devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Gelenekleşen bir hale gelirse Ehl-i Beyt konusu milletimizin gündeminde kalacak ve daha fazla sayıda insan Ehl-i Beyt anlayışından istifade etmiş olacaktır. Sempozyumda birbirinden önemli konuşmalar dinledik. Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuşması manifesto niteliğindeydi. Ehl-i Beyt'in kimler olduğunu ortaya koyan Prof. Dr. Baş, Ehl-i Beyt'i anlamadan İslam'ı anlamanın mümkün olmadığını çarpıcı konuşmasında vurguladı.Günümüzde İslam toplumlarının içine düştükleri içler acısı durumun temelinde Ehl-i Beyt'i tanımamak ve bu anlayıştan nasiplenmemiş olmak yatmaktadır.Bu bağlamda Ehl-i Beyt'i gündem eden çalışmalarıyla Prof. Dr. Haydar Baş çok önemli bir misyonu yerine getirmektedir. İslam toplumları Ehl-i Beyt'i tam olarak tanırsa ve bu anlayışı özümserse bugün içinden çıkamadığı sorunların tamamının üstesinden gelebilecektir. Bunun aksi bir durum ise Müslümanların helak olması sonucunu doğuracaktır. Bugün idarecilere ve devlet adamlarına İmam Ali'nin anlayışı mutlaka ders olarak okutulmalıdır. Zira İmam Ali idarecilikte doruk noktadadır. İmam Ali, Peygamber Efendimizin ebedi âleme rıhletinden 25 yıl sonra, Hicret'in 35. yılında halife oldu. Bilindiği gibi Hz. Ali'nin halifelik dönemi 5 yıldır. Hz. Peygamber'in vefat etmesiyle birlikte ortaya çıkan karışıklıklar, doruk noktaya çıktığı bir dönemde İmam Ali, halife olmuştur. Halife olduğunda İmam Ali, kelimenin tam anlamıyla bir enkaz devralmıştı. Bundan dolayı İmam Ali'nin en zor dönemde halife olarak ortaya koyduğu yönetim anlayışı, kıyamete kadar gelecek tüm idareciler ve devlet adamları için önemli bir yol göstericidir. İmam Ali Efendimizin atadığı valilerde aradığı özellikler, bir devlet adamında ve idarecide bulunması gereken vasıfları ortaya koymaktadır. Bu çerçevede Hz. Ali'nin idarecilik anlayışı üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar yeterli değildir. Bilim insanlarının bu konu üzerinde yapacağı çalışmaların devletlerin idaresinde karşılaşılan sorunlara çözüm bulma konusunda önemli açılımlar sağlayacaktır.İmam Ali'den önce devlet idaresi konusunda İslam toplumunda hiçbir çalışma yoktu. Tamamen bedevi kabilelerden oluşan bir topluluğu devlet kimliği kazandırmak kolay bir iş değildi. İmam Ali, karşısındaki fitnebazlara rağmen bunun mücadelesini vermiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024