2017-2018 eğitim ve öğretim yılının üçüncü haftasını geride bırakmış bulunmaktayız.
Ülkemizdeki öğrencilerin genel problemi olan eğitim sorunlarına değinmek istiyorum.
Sınav stresi öğrencileri çocukluğunu yaşamadan büyümesine sebep oluyor. Oyun çağındaki çocuklar daha çocukluğunu yaşayamadan sınav stresine atılıyor. Bu da çocukların sosyalleşmesini engelleyip, çocukluğunu yaşayamamasına ve küçük yaştan içine kapanık, sorgulayamayan sesiz bir nesil yetişmesine sebep oluyor.
Dünyada neredeyse hiçbir ülke, eğitim sorunlarını tam olarak çözememiştir ama ülkemizin bu konuda oldukça geri kaldığı bir gerçektir. Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında yapılan PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) eğitim araştırmasında 72 ülkeden 50. sırada yer alması bu gerçeği gözler önüne seriyor.
Oysa ki Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi ve uygulayıcısı Prof. Dr. Haydar Baş okumak isteyen her Türk evladının, her Türk gencinin üniversiteye sınavsız alınacağını söyledi.
Prof. Dr. Haydar Baş, eğitim ve öğrenim hakkının en temel insan haklarından olduğunu belirterek, "Öğrenim hakkı en temel insan haklarındandır. Hiçbir devlet veya kuruluş, insanların en temel hakkı olan öğrenim hakkını engelleyemez, kısıtlayamaz, elinden alamaz. Hiç kimse, gençlerimize 'sen cehalet karanlığında kal' demeye ve onları üniversite kapısından geri çevirmeye hak ve yetki sahibi değildir. Milli Ekonomi Modeli'ne göre isteyen tüm gençlerimiz, sınavsız olarak üniversitelere alınacaktır" dedi.
Her Türk evladı sigortalı doğacaktır. 18 yaşına kadar çocuk maaşı bağlanıp, 18 olduğu zaman vatandaşlık parasına geçilecektir. Eğitimi bitene kadar karşılıksız burs verilecektir. Sınavsız bir eğitim sistemi sağlanacaktır. Her öğrenci sevdiği, istediği bölüme girecektir ve devlet o bölüm üzerinden iş garantisi sağlayacaktır.
Vatandaşların sosyal devletten beklentileri, devletin vatandaşının geçimini temin etmesi ve vatandaşlarına iş imkanlarını sağlaması, sağlık ve barınmasını garanti altına almasıdır. Bugün AB ülkeleri de dahil bu imkanları vatandaşlarına hazırlayamamıştır. AB'nin işsizliğe bulduğu tek çare yarım gün çalışma yöntemidir. Sosyal devlet ise Milli Ekonomi Modeli ile tam istihdamı garanti altına almaktadır.
Adil paylaşımı sağlayan, sürekli istihdamı oluşturan ve tüketime dayalı milli bir ekonomi olmadan başta eğitim olmak üzere diğer sahalarda da çözüm bulunamaz.
Selam olsun; Türk gençliğine?
Ülkemizdeki öğrencilerin genel problemi olan eğitim sorunlarına değinmek istiyorum.
Sınav stresi öğrencileri çocukluğunu yaşamadan büyümesine sebep oluyor. Oyun çağındaki çocuklar daha çocukluğunu yaşayamadan sınav stresine atılıyor. Bu da çocukların sosyalleşmesini engelleyip, çocukluğunu yaşayamamasına ve küçük yaştan içine kapanık, sorgulayamayan sesiz bir nesil yetişmesine sebep oluyor.
Dünyada neredeyse hiçbir ülke, eğitim sorunlarını tam olarak çözememiştir ama ülkemizin bu konuda oldukça geri kaldığı bir gerçektir. Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında yapılan PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) eğitim araştırmasında 72 ülkeden 50. sırada yer alması bu gerçeği gözler önüne seriyor.
Oysa ki Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi ve uygulayıcısı Prof. Dr. Haydar Baş okumak isteyen her Türk evladının, her Türk gencinin üniversiteye sınavsız alınacağını söyledi.
Prof. Dr. Haydar Baş, eğitim ve öğrenim hakkının en temel insan haklarından olduğunu belirterek, "Öğrenim hakkı en temel insan haklarındandır. Hiçbir devlet veya kuruluş, insanların en temel hakkı olan öğrenim hakkını engelleyemez, kısıtlayamaz, elinden alamaz. Hiç kimse, gençlerimize 'sen cehalet karanlığında kal' demeye ve onları üniversite kapısından geri çevirmeye hak ve yetki sahibi değildir. Milli Ekonomi Modeli'ne göre isteyen tüm gençlerimiz, sınavsız olarak üniversitelere alınacaktır" dedi.
Her Türk evladı sigortalı doğacaktır. 18 yaşına kadar çocuk maaşı bağlanıp, 18 olduğu zaman vatandaşlık parasına geçilecektir. Eğitimi bitene kadar karşılıksız burs verilecektir. Sınavsız bir eğitim sistemi sağlanacaktır. Her öğrenci sevdiği, istediği bölüme girecektir ve devlet o bölüm üzerinden iş garantisi sağlayacaktır.
Vatandaşların sosyal devletten beklentileri, devletin vatandaşının geçimini temin etmesi ve vatandaşlarına iş imkanlarını sağlaması, sağlık ve barınmasını garanti altına almasıdır. Bugün AB ülkeleri de dahil bu imkanları vatandaşlarına hazırlayamamıştır. AB'nin işsizliğe bulduğu tek çare yarım gün çalışma yöntemidir. Sosyal devlet ise Milli Ekonomi Modeli ile tam istihdamı garanti altına almaktadır.
Adil paylaşımı sağlayan, sürekli istihdamı oluşturan ve tüketime dayalı milli bir ekonomi olmadan başta eğitim olmak üzere diğer sahalarda da çözüm bulunamaz.
Selam olsun; Türk gençliğine?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Muhammed İbrahim Baki / diğer yazıları
- Bölüşerek tok oluruz, bölünerek yok oluruz / 30.11.2022
- Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek / 05.02.2022
- Bir gecede cahil kaldık(!)-II / 09.07.2020
- Bir gecede cahil kaldık(!)-I / 08.07.2020
- Türklerin tarihi / 12.05.2020
- Bilime destek olmalıyız / 04.04.2020
- Baharın gelişi / 19.03.2020
- İftira er kişiye zarar vermez / 11.09.2019
- Atatürk ve Hilafet-II / 29.07.2019
- Atatürk ve Hilafet-I / 28.07.2019
- Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek / 05.02.2022
- Bir gecede cahil kaldık(!)-II / 09.07.2020
- Bir gecede cahil kaldık(!)-I / 08.07.2020
- Türklerin tarihi / 12.05.2020
- Bilime destek olmalıyız / 04.04.2020
- Baharın gelişi / 19.03.2020
- İftira er kişiye zarar vermez / 11.09.2019
- Atatürk ve Hilafet-II / 29.07.2019
- Atatürk ve Hilafet-I / 28.07.2019