Ege'de yaşanan iki önemli gelişme "Ege'de neler oluyor" sorusunu gündeme getirmektedir.
Birincisi, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, "Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasını, Türkiye'nin casus belli(savaş nedeni) sayması kararını kaldırması gerektiği"ne ilişkin açıklaması.
Diğeri ise İtalya Napoli'deki NATO üssünün İzmir Urla'ya taşınıyor olması.
Öncelikle Bülent Arınç'ın açıklamasını irdeleyelim.
Yunanistan'ın Kıbrıs'tan sonraki en önemli talebinin Ege kıta sahanlığı mevzuu olduğunu biliyoruz. Bu noktada Türkiye'den taviz koparmaya çalışması zaten yıllardan beri Yunanlıların idealidir.
Fakat TBMM Başkanı Bülent Arınç, yaptığı bu açıklamayla daha herhangi bir resmi talebin olmadığı bu günlerde, taviz verme gayretinde olması oldukça düşündürücüdür.
Esasen talep edilse dahi ulusal menfaatlerimiz gereği, kırmızıçizgilerimizin gereği böyle bir adımın asla atılmaması gerekmektedir.
2001-2003 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapan emekli Oramiral Bülent Alpkaya bu konuda bakın ne diyor:
"Türkiye, Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasını kabul ederse, Ege bir Yunan gölüne dönüşür ki, bu Türkiye'nin bütün haklarından vazgeçmesi demektir. Böyle bir durumda Türkiye, Ege'de her geçişi için Yunanistan'dan izin almak zorunda kalır. Bu da Türkiye'yi özellikle askeri açıdan çok büyük sıkıntıya sokar. Böyle bir karar, Ege'de Türkiye'nin yaşam hakkını elinden almak demektir. Bu, Türkiye açısından bir yaşam hakkıdır ve bundan vazgeçemez."
Arınç'ın bu açıklamasına siyasi partilerden de sert tepkiler geldi. Bağımsız Türkiye Partisi(BTP) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Koç şunları söyledi:
"TBMM Başkanı Arınç, Ege konusunda Yunanistan'ın değil, öncelikli olarak Meclisi'nin başkanı bulunduğu Türk Milleti'nin haklarının sözcülüğünü ve koruculuğunu yapmak durumundadır. Böylesi hassas bir meselede Yunanistan lehine taviz sözcülüğüne kalkışan Sayın Arınç, derhal milletvekilliğinden ve TBMM başkanlığından istifa etmelidir."
Milletimiz de AKP'li yetkililerin bu tavizkar tutumlarına bir anlam verememekte ve her geçen gün tepkileri artmaktadır.
Ülkemizde, en üst düzeyde dostluk(!) adına taviz verme girişimleri devam ederken bakın Yunanistan neler yapıyor?
Rodos ve Oniki Adalar'da yayımlanan Dimokratiki gazetesinin 5 Nisan sayısında 1. sayfadan 'Kardak Sıkı Kontrol Altına Alınıyor" başlığıyla duyurulan haberde, Yunanistan Milli Savunma Bakanlığı'nın başkanlığında Atina'da yapılan toplantıda Kardak bölgesinde güvenlik tedbirlerini artırma kararı alındığı belirtildi. Yunanistan'ın, Ege'deki Kardak kayalıkları çevresinde savaş gemisi ve hücumbotlarının sayısını artıracağı öne sürüldü.
Sen tek taraflı bir dostluk(!) adına taviz vermeye devam et, onlar ise güvenliklerini arttırsınlar. Bu ne biçim siyaset anlayışı?
Ege'deki diğer önemli gelişme ise İzmir Urla'da NATO üssü çalışması.
İzmir'den Kenan Gürsabancı'nın haberini sizlere naklediyorum:
"İtalya Napoli'deki NATO üssü İzmir Urla'ya taşınıyor. 4 bin amerikan askeri Urla'da ev tutmaya başladı bile...
BİP (Büyük İşgal Projesi) sebebiyle üs, doğuya kaydırılıyor. Tehlikeli kısım, bir havaalanı inşaatının da Mordoğan'da başlamış olması... Adana İncirlik üssü İran ve Suriye atış menzilinde olduğu için ana hava üssü İzmir olacak... Tepemizden her gün bomba yüklü bir sürü uçak geçecek...
Daha sonraki aşamada 6. Filo'nun ana üslerinden biri olabileceği söyleniyor. Uzunada'nın da kullanılacağı (ki şuan zaten kullanılıyor) öğrenilmiş. TSK rahatsız ama hükümet her şeyi okeylemiş, anlaşmalar yapılmış... Adamlar evlerini bile tutmuşlar... Urla'da emlakçılık yapanlardan teyit edebilirsiniz...
Sağduyulu vatandaşlar bunun ilerde çok büyük sorunlara yol açacağının farkında... Güzelim İzmir ya da ülkemizin herhangi bir yeri, kısaca biz bu işe alet olmamalıyız...
Stratejik olarak Uzunada İzmir körfezi çıkışını tutan yer, burayı kontrolünde tutan donanmayı körfeze hapseder... İleriki aşamalar için Güney Deniz Saha Komutanlığı merkezi de ablukaya alınmış oluyor...
Medyamız bunu ufak bir haber olarak verdi...
Amerikan'ın Yeni Dünya Düzeni projesinde çok önemli bir söz var:
Diyor ki; düşman zaten düşmandır, bellidir önemli değil... Önemli olan dost/müttefik ülkenin ordusunun önemli komutanlarını/komuta merkezlerini ele geçirmek kontrol altına almaktır. Projeye inandırmaktır, boyun eğdirmek, itaatkâr yapmaktır.
Bu işgal projesinde sıra bize de gelecek... Şimdiden milli refleks vermeliyiz... İşlerini kolaylaştırmamalı, engellemeli, geciktirmeliyiz...
NATO üssüne hayır kampanyası için İzmir'de pazartesinden itibaren bilgilendirme amacıyla afiş, el ilanı ve her türlü yolu kullanmaya başladık...
İzmir ya da başka şehir farketmez. Bu ülke hepimizin... Bunu olabildiğince duyurun..."
Bu ve benzeri gelişmeleri duydukça bizler de merak ederek soruyoruz "gerçekten Ege'de neler oluyor? Türkiye'de neler oluyor?"
Birincisi, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, "Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasını, Türkiye'nin casus belli(savaş nedeni) sayması kararını kaldırması gerektiği"ne ilişkin açıklaması.
Diğeri ise İtalya Napoli'deki NATO üssünün İzmir Urla'ya taşınıyor olması.
Öncelikle Bülent Arınç'ın açıklamasını irdeleyelim.
Yunanistan'ın Kıbrıs'tan sonraki en önemli talebinin Ege kıta sahanlığı mevzuu olduğunu biliyoruz. Bu noktada Türkiye'den taviz koparmaya çalışması zaten yıllardan beri Yunanlıların idealidir.
Fakat TBMM Başkanı Bülent Arınç, yaptığı bu açıklamayla daha herhangi bir resmi talebin olmadığı bu günlerde, taviz verme gayretinde olması oldukça düşündürücüdür.
Esasen talep edilse dahi ulusal menfaatlerimiz gereği, kırmızıçizgilerimizin gereği böyle bir adımın asla atılmaması gerekmektedir.
2001-2003 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapan emekli Oramiral Bülent Alpkaya bu konuda bakın ne diyor:
"Türkiye, Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasını kabul ederse, Ege bir Yunan gölüne dönüşür ki, bu Türkiye'nin bütün haklarından vazgeçmesi demektir. Böyle bir durumda Türkiye, Ege'de her geçişi için Yunanistan'dan izin almak zorunda kalır. Bu da Türkiye'yi özellikle askeri açıdan çok büyük sıkıntıya sokar. Böyle bir karar, Ege'de Türkiye'nin yaşam hakkını elinden almak demektir. Bu, Türkiye açısından bir yaşam hakkıdır ve bundan vazgeçemez."
Arınç'ın bu açıklamasına siyasi partilerden de sert tepkiler geldi. Bağımsız Türkiye Partisi(BTP) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Koç şunları söyledi:
"TBMM Başkanı Arınç, Ege konusunda Yunanistan'ın değil, öncelikli olarak Meclisi'nin başkanı bulunduğu Türk Milleti'nin haklarının sözcülüğünü ve koruculuğunu yapmak durumundadır. Böylesi hassas bir meselede Yunanistan lehine taviz sözcülüğüne kalkışan Sayın Arınç, derhal milletvekilliğinden ve TBMM başkanlığından istifa etmelidir."
Milletimiz de AKP'li yetkililerin bu tavizkar tutumlarına bir anlam verememekte ve her geçen gün tepkileri artmaktadır.
Ülkemizde, en üst düzeyde dostluk(!) adına taviz verme girişimleri devam ederken bakın Yunanistan neler yapıyor?
Rodos ve Oniki Adalar'da yayımlanan Dimokratiki gazetesinin 5 Nisan sayısında 1. sayfadan 'Kardak Sıkı Kontrol Altına Alınıyor" başlığıyla duyurulan haberde, Yunanistan Milli Savunma Bakanlığı'nın başkanlığında Atina'da yapılan toplantıda Kardak bölgesinde güvenlik tedbirlerini artırma kararı alındığı belirtildi. Yunanistan'ın, Ege'deki Kardak kayalıkları çevresinde savaş gemisi ve hücumbotlarının sayısını artıracağı öne sürüldü.
Sen tek taraflı bir dostluk(!) adına taviz vermeye devam et, onlar ise güvenliklerini arttırsınlar. Bu ne biçim siyaset anlayışı?
Ege'deki diğer önemli gelişme ise İzmir Urla'da NATO üssü çalışması.
İzmir'den Kenan Gürsabancı'nın haberini sizlere naklediyorum:
"İtalya Napoli'deki NATO üssü İzmir Urla'ya taşınıyor. 4 bin amerikan askeri Urla'da ev tutmaya başladı bile...
BİP (Büyük İşgal Projesi) sebebiyle üs, doğuya kaydırılıyor. Tehlikeli kısım, bir havaalanı inşaatının da Mordoğan'da başlamış olması... Adana İncirlik üssü İran ve Suriye atış menzilinde olduğu için ana hava üssü İzmir olacak... Tepemizden her gün bomba yüklü bir sürü uçak geçecek...
Daha sonraki aşamada 6. Filo'nun ana üslerinden biri olabileceği söyleniyor. Uzunada'nın da kullanılacağı (ki şuan zaten kullanılıyor) öğrenilmiş. TSK rahatsız ama hükümet her şeyi okeylemiş, anlaşmalar yapılmış... Adamlar evlerini bile tutmuşlar... Urla'da emlakçılık yapanlardan teyit edebilirsiniz...
Sağduyulu vatandaşlar bunun ilerde çok büyük sorunlara yol açacağının farkında... Güzelim İzmir ya da ülkemizin herhangi bir yeri, kısaca biz bu işe alet olmamalıyız...
Stratejik olarak Uzunada İzmir körfezi çıkışını tutan yer, burayı kontrolünde tutan donanmayı körfeze hapseder... İleriki aşamalar için Güney Deniz Saha Komutanlığı merkezi de ablukaya alınmış oluyor...
Medyamız bunu ufak bir haber olarak verdi...
Amerikan'ın Yeni Dünya Düzeni projesinde çok önemli bir söz var:
Diyor ki; düşman zaten düşmandır, bellidir önemli değil... Önemli olan dost/müttefik ülkenin ordusunun önemli komutanlarını/komuta merkezlerini ele geçirmek kontrol altına almaktır. Projeye inandırmaktır, boyun eğdirmek, itaatkâr yapmaktır.
Bu işgal projesinde sıra bize de gelecek... Şimdiden milli refleks vermeliyiz... İşlerini kolaylaştırmamalı, engellemeli, geciktirmeliyiz...
NATO üssüne hayır kampanyası için İzmir'de pazartesinden itibaren bilgilendirme amacıyla afiş, el ilanı ve her türlü yolu kullanmaya başladık...
İzmir ya da başka şehir farketmez. Bu ülke hepimizin... Bunu olabildiğince duyurun..."
Bu ve benzeri gelişmeleri duydukça bizler de merak ederek soruyoruz "gerçekten Ege'de neler oluyor? Türkiye'de neler oluyor?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025
- Türk’ün düşmanı, Kürt’ün katili ile ‘barış süreci’ / 18.01.2025
- Gazze’de ateşkes muamması / 17.01.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025
- Türk’ün düşmanı, Kürt’ün katili ile ‘barış süreci’ / 18.01.2025
- Gazze’de ateşkes muamması / 17.01.2025