‘Kur’an’ın hükmü değil maksadın’
Hz. Ali, Muaviye’den gelen mektuba şöyle cevap verdi: “Sen, beni Kur’an’ın hükmüne davet ediyorsun, Allah’a and olsun ki, ben senin ne olduğunu biliyorum, Kur’an’ın hükmü değil maksadın. Kur’an’ın hükmüne icabet ediyorum sana değil ve kim Kur’an’ın hükmüne razı olmazsa gerçekten pek uzaklaşmış, pek sapmıştır”
02.02.2025 11:40:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Malik Eşter, Hz. Ali'ye, "Ey Mü'minlerin Emiri, emret, savaşalım" dedi. Halk, "Mü'minlerin Emiri, Kur'an'ın hükmüne razı oldu" diye bağrıştı. "Eşter, Mü'minlerin Emiri'nin razı olduğuna ben de razıyım" dedi. Hâlbuki Hz. Ali, hiçbir şey söylemiyordu. Halk gene, "Kur'an'ın aramızda hakem olmasına razıyız" dediler.
Bu sırada Muaviye'den bir mektup geldi. Mektupta şöyle yazıyordu: "Bu iş aramızda sürüp gitti. İkimiz de kendimizi haklı görüyoruz. Birçok kişi öldü. Bundan sonra olacakları, bundan evvel olup bitenlerden daha korkunç görüyorum. Daha fazla kan dökülmemesi için ben, adamlarımdan birini hakem tayin edeyim, sen de adamlarından birini hakem tayin et, Allah'ın Kitabına göre hükmetsinler. Seni dâvet ettiğim şeyde Allah'tan çekin, Kur'an ehliysen Kur'an'ın hükmüne razı ol vesselam."
Hz. Ali, bu mektuba verdiği cevapta buyurdu ki: "Sen, beni Kur'an'ın hükmüne dâvet ediyorsun, Allah'a and olsun ki, ben senin ne olduğunu biliyorum, Kur'an'ın hükmü değil maksadın. Kur'an'ın hükmüne icabet ediyorum sana değil ve kim Kur'an'ın hükmüne razı olmazsa gerçekten pek uzaklaşmış, pek sapmıştır."
Bu sırada Kays oğlu Eş'as, Hz. Ali'nin yanına gelmiş, "Halk Muaviye'nin davetine icabet etmek fikrinde. İstersen yanına gideyim de meramını anlayayım" demişti. Hz. Ali, çaresiz kaldı, "git" dedi. Eş'as, hemen kalkıp Muaviye'nin yanına gitti. "Bu Mushafları mızraklara bağlayıp bize karşı tutmaktaki maksadın nedir?" dedi. O, "Siz de, biz de, Allah, Kitabında neyi emrediyorsa ona uyalım. Siz razı olduğunuz birisini yollayın biz de birisini yollayalım onlar oturup konuşsunlar, bir karara varsınlar. Onların kararına tâbi olalım" dedi. Eş'as, "bu doğru bir şey" deyip döndü, gelip Hz. Ali'ye haber verdi. Halk, "Razı olduk, kabul ettik" dedi. Sonradan Harici olan Eş'as'la hafızlar, "Biz, Ebu Musa'yı tayin ettik" dediler. Hz. Ali, "Ben onun hakem olmasına razı değilim. O benim lehimde değildir. Benden ayrılmıştı, halkı, bana yardım etmemeye teşvik etmişti. Abbas oğlu Abdullah, bu işe ehildir" dedi. Yezid, Eş'as ve hafızlar, "Biz, onun hakem olmasına razı değiliz. O senin akra ban, hâlbuki biz tarafsız bir adam istiyoruz. Ebu Musa, bize öğütte bulundu, bu beladan korumak istedi, onun hakem olmasını istiyoruz" dediler. Hz. Ali, "Eşter'i gönderelim" dedi. Eş'as, "Zaten bizi bu ateşe atan o değil mi? Hep onun hükmü altında mı kalacağız" dedi. Hz. Ali, "Onun hükmü nedir?" deyince, "Bizi birbirimize kırdırmak, böylece senin de dileğin yerine geliyor, onun da dileği" diyecek kadar ileri gitti.
Kays oğlu Ahnef, Hz. Ali'nin huzuruna gelip, "Ey mü'minlerin Emiri, Ebu Musa bu işin ehli değildir. Kavmi Muaviye'nin yanında. Beni gönder, hiç olmazsa ikinci, hatta üçüncü kişi olarak gideyim" dedi.
Eş'as ve hafızlar buna da itiraz ettiler. "Ebu Musa'dan başkasını kabul etmeyiz" dediler. Bunun üzerine Hz. Ali, "O halde istediğinizi yapın" buyurdu.
Bu sırada Muaviye'den bir mektup geldi. Mektupta şöyle yazıyordu: "Bu iş aramızda sürüp gitti. İkimiz de kendimizi haklı görüyoruz. Birçok kişi öldü. Bundan sonra olacakları, bundan evvel olup bitenlerden daha korkunç görüyorum. Daha fazla kan dökülmemesi için ben, adamlarımdan birini hakem tayin edeyim, sen de adamlarından birini hakem tayin et, Allah'ın Kitabına göre hükmetsinler. Seni dâvet ettiğim şeyde Allah'tan çekin, Kur'an ehliysen Kur'an'ın hükmüne razı ol vesselam."
Hz. Ali, bu mektuba verdiği cevapta buyurdu ki: "Sen, beni Kur'an'ın hükmüne dâvet ediyorsun, Allah'a and olsun ki, ben senin ne olduğunu biliyorum, Kur'an'ın hükmü değil maksadın. Kur'an'ın hükmüne icabet ediyorum sana değil ve kim Kur'an'ın hükmüne razı olmazsa gerçekten pek uzaklaşmış, pek sapmıştır."
Bu sırada Kays oğlu Eş'as, Hz. Ali'nin yanına gelmiş, "Halk Muaviye'nin davetine icabet etmek fikrinde. İstersen yanına gideyim de meramını anlayayım" demişti. Hz. Ali, çaresiz kaldı, "git" dedi. Eş'as, hemen kalkıp Muaviye'nin yanına gitti. "Bu Mushafları mızraklara bağlayıp bize karşı tutmaktaki maksadın nedir?" dedi. O, "Siz de, biz de, Allah, Kitabında neyi emrediyorsa ona uyalım. Siz razı olduğunuz birisini yollayın biz de birisini yollayalım onlar oturup konuşsunlar, bir karara varsınlar. Onların kararına tâbi olalım" dedi. Eş'as, "bu doğru bir şey" deyip döndü, gelip Hz. Ali'ye haber verdi. Halk, "Razı olduk, kabul ettik" dedi. Sonradan Harici olan Eş'as'la hafızlar, "Biz, Ebu Musa'yı tayin ettik" dediler. Hz. Ali, "Ben onun hakem olmasına razı değilim. O benim lehimde değildir. Benden ayrılmıştı, halkı, bana yardım etmemeye teşvik etmişti. Abbas oğlu Abdullah, bu işe ehildir" dedi. Yezid, Eş'as ve hafızlar, "Biz, onun hakem olmasına razı değiliz. O senin akra ban, hâlbuki biz tarafsız bir adam istiyoruz. Ebu Musa, bize öğütte bulundu, bu beladan korumak istedi, onun hakem olmasını istiyoruz" dediler. Hz. Ali, "Eşter'i gönderelim" dedi. Eş'as, "Zaten bizi bu ateşe atan o değil mi? Hep onun hükmü altında mı kalacağız" dedi. Hz. Ali, "Onun hükmü nedir?" deyince, "Bizi birbirimize kırdırmak, böylece senin de dileğin yerine geliyor, onun da dileği" diyecek kadar ileri gitti.
Kays oğlu Ahnef, Hz. Ali'nin huzuruna gelip, "Ey mü'minlerin Emiri, Ebu Musa bu işin ehli değildir. Kavmi Muaviye'nin yanında. Beni gönder, hiç olmazsa ikinci, hatta üçüncü kişi olarak gideyim" dedi.
Eş'as ve hafızlar buna da itiraz ettiler. "Ebu Musa'dan başkasını kabul etmeyiz" dediler. Bunun üzerine Hz. Ali, "O halde istediğinizi yapın" buyurdu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.