"Altı da bir, üstü de birdir yerin
Arş yiğitler vatan imdadına."
(Namık Kemal)
14 Ocak 2016 tarihinde bir mektup aldım.
76 yaşında emekli bir öğretmenimiz yazmış. Mektup sahibini daha önce, basın ve sosyal medyadan görmüştüm. Kendilerinden habersiz alkışlıyordum bu müthiş Öğretmeni
Baş Öğretmen Muhteşem Türk Atatürk'ün, "Yeni nesiller sizin eseriniz olacaktır" inancıyla millet ve ülke istikbali gençliği emânet ettiği, bir Öğretmenin muhteşem mücadelesi ile bir öğretmen olarak bir daha iftihar ettim.
Hz. Peygamber (s.a.a.)'in; "Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz" tavsiyesine fazlasıyla uyan, bir bataklığı Atatürk Orman Çiftliği'ne çeviren Gâzi Atatürk'ün uğraşını andıran, bu öğretmen gayretini saygıyla alkışlıyorum.
Köy TV'deki "Milletin Efendisi" programının; "Toprak tutar adamı, toprak zapteder" Jeneriği ile aynı heyecanı yaşadım mektubu okurken.
İnşallah Köy TV Program Yapımcısı Adem BİRİNCİ Beğ'in de dikkatini çekebiliriz iki öğretmen olarak...
Emekli Öğretmen Rahim DEMİRBAŞ Hoca'nın mektubunu, noktasına-virgülüne dokunmadan aynen paylaşıyorum, buyurun:
"Değerli Mustafa Bey.
Biliyorum işiniz çok.
Bir de Uzun yazıları okumak kolay değil. Affınıza sığınarak yazıyorum. Ben 1940 Doğumlu Emekli Öğretmen Rahim Demirbaş.
Güzel Yurdumun en kurak ve çok fazla erozyona uğramış bölgesinde orman oluşabileceğini insanımıza anlatmak istiyordum. Çabalarım boşa gitmedi.
Bu çalışmamın gündemde kalmasına yardımcı olursanız mutlu olurum. Belki heveslenen olur.
Benim siyasi bir gücüm yok, basın yayınım da yok. Sizler bizim gören gözümüz, işiten kulağımız ve de konuşan dilimizsiniz.
Güzel yurdumuzda gündemler çok sık değişiyor.
Devletimiz büyük.
Bu olayların üstesinden gelir.
ORMAN DİKMEKLE NELER OLDU
Büyük şehirlerde yaşayanlar pek farkında değiller, güzel ülkemiz giderek çölleşiyor. Bir taraftan da, ormanların bir kısmı kuraklıktan, bir kısmı yangınla, bir kısmı da insanların katli ile yok oluyor. Bundan 60 yıl önce çevre nasıldı kimse farkında değil.
Köyler boşalıyor, şehirlerin şehir mi köy mü olduğu belli değil. Ben işin farkındayım ne yapılacağını da biliyorum
Rahim Demirbaş olarak her gün gözümün önünde erozyonun erittiği topraklarımızda tek başıma 17 yıldır ağaçsızlaşmaya karşı savaş açtım.
46 yıllık öğretmenliğimde biriktirdiğimi, (bir öğretmen ne biriktirebilirse o kadar), bu işe yönelttim. Araziler aldım, kuyular açtım, borular döşedim, hayvan sırtında su taşıdım, Konya'nın Karaca Dağ'ında, çölleşen araziyi yeşertmeye çalıştım, 32.000 fidan yetiştirerek yeşil bir kuşak oluşturdum.
Çevreciliğin, yeşili korumanın, yaşatmanın ve genişletmenin, kısaca orman sevgisinin masa başında oturarak kazanılamayacağını, bu iş için sahada çalışmak gerektiğini göstermiş oldum.
Çölleşen araziden hayatını kazanamayıp köyü terk etmekte olan birkaç kişi orman oluşturmada çalışarak iş sahibi oldular. Onları büyük şehirlerde horlanmaktan korumuş oldum.
Orman yetiştirmek için fidan dikmek gerek. Fidanlıktan fidan alarak ekonomiye katkıda bulundum. Para dönmüş oldu.
Orman oluşturmada çaba sarf ederken sıkıntıya düşünce sabretmesini, yaptığım iş ülke yararına olduğu için devletin yardım edip etmeyeceğini öğrendim.
İyi gün dostu olanlar yanımdan uzaklaşırken, birçok aziz duygulu ve yüksek karakterli, yiğit insan ile tanıştım, böylece kötü günde beni yalnız bırakmayan dostlarım oldu.
Kazancımı ve emeklilik dönemindeki tüm birikim ve gücümü; Peygamberimizin emrettiği, çağ deviren Fatih dedemizin vakıf kurup yapılmasını vasiyet ettiği, Atatürk'ün, Ankara Orman Çiftliği'nin oluşmasındaki çabaya eş bir işe, ağaç yetiştirmeye harcamış oldum.
Bu çabamla birkaç kişinin sevap kazanmasına vesile oldum.
Kişisel olarak kahve köşelerinde pineklemek yerine ormanda vakit geçirerek zinde oldum, dinç kaldım, sağlığıma kazanç oldu.
Yetiştirdiğim ormanı çok sayıda hayvan ve kuş kendine mesken tuttu. Doğanın dengesi bir nebze düzeltilmiş, korunmuş oldu.
Sizlere bu nedenle sesleniyorum.
Beni duyun.
Dilerseniz, internette adımı yazınız, haber ve resimlere bakınız. Benim çabam, kişisel amaçlı değil. Kişisel bir çıkarım yok. Olmayacak.
Çabam, ülkemi torunlarımıza, çorak ve kurak bırakmamak için.
Sesimin duyulması İÇ ANADOLU BOZKIRININ AĞAÇLANDIRILMASI ve orman halkasının genişletilmesini sağlamak için. Saygılar sunarım.
Rahim Demirbaş
Emekli Matematik öğretmeni
(Yer: Konya Ereğli'sinin Beyören Köyü)."
Saygılar Rahim Hocam, ömrünüze bereket.
"BU VATAN BİZİMDİR, BİZİM KALACAK" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Arş yiğitler vatan imdadına."
(Namık Kemal)
14 Ocak 2016 tarihinde bir mektup aldım.
76 yaşında emekli bir öğretmenimiz yazmış. Mektup sahibini daha önce, basın ve sosyal medyadan görmüştüm. Kendilerinden habersiz alkışlıyordum bu müthiş Öğretmeni
Baş Öğretmen Muhteşem Türk Atatürk'ün, "Yeni nesiller sizin eseriniz olacaktır" inancıyla millet ve ülke istikbali gençliği emânet ettiği, bir Öğretmenin muhteşem mücadelesi ile bir öğretmen olarak bir daha iftihar ettim.
Hz. Peygamber (s.a.a.)'in; "Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz" tavsiyesine fazlasıyla uyan, bir bataklığı Atatürk Orman Çiftliği'ne çeviren Gâzi Atatürk'ün uğraşını andıran, bu öğretmen gayretini saygıyla alkışlıyorum.
Köy TV'deki "Milletin Efendisi" programının; "Toprak tutar adamı, toprak zapteder" Jeneriği ile aynı heyecanı yaşadım mektubu okurken.
İnşallah Köy TV Program Yapımcısı Adem BİRİNCİ Beğ'in de dikkatini çekebiliriz iki öğretmen olarak...
Emekli Öğretmen Rahim DEMİRBAŞ Hoca'nın mektubunu, noktasına-virgülüne dokunmadan aynen paylaşıyorum, buyurun:
"Değerli Mustafa Bey.
Biliyorum işiniz çok.
Bir de Uzun yazıları okumak kolay değil. Affınıza sığınarak yazıyorum. Ben 1940 Doğumlu Emekli Öğretmen Rahim Demirbaş.
Güzel Yurdumun en kurak ve çok fazla erozyona uğramış bölgesinde orman oluşabileceğini insanımıza anlatmak istiyordum. Çabalarım boşa gitmedi.
Bu çalışmamın gündemde kalmasına yardımcı olursanız mutlu olurum. Belki heveslenen olur.
Benim siyasi bir gücüm yok, basın yayınım da yok. Sizler bizim gören gözümüz, işiten kulağımız ve de konuşan dilimizsiniz.
Güzel yurdumuzda gündemler çok sık değişiyor.
Devletimiz büyük.
Bu olayların üstesinden gelir.
ORMAN DİKMEKLE NELER OLDU
Büyük şehirlerde yaşayanlar pek farkında değiller, güzel ülkemiz giderek çölleşiyor. Bir taraftan da, ormanların bir kısmı kuraklıktan, bir kısmı yangınla, bir kısmı da insanların katli ile yok oluyor. Bundan 60 yıl önce çevre nasıldı kimse farkında değil.
Köyler boşalıyor, şehirlerin şehir mi köy mü olduğu belli değil. Ben işin farkındayım ne yapılacağını da biliyorum
Rahim Demirbaş olarak her gün gözümün önünde erozyonun erittiği topraklarımızda tek başıma 17 yıldır ağaçsızlaşmaya karşı savaş açtım.
46 yıllık öğretmenliğimde biriktirdiğimi, (bir öğretmen ne biriktirebilirse o kadar), bu işe yönelttim. Araziler aldım, kuyular açtım, borular döşedim, hayvan sırtında su taşıdım, Konya'nın Karaca Dağ'ında, çölleşen araziyi yeşertmeye çalıştım, 32.000 fidan yetiştirerek yeşil bir kuşak oluşturdum.
Çevreciliğin, yeşili korumanın, yaşatmanın ve genişletmenin, kısaca orman sevgisinin masa başında oturarak kazanılamayacağını, bu iş için sahada çalışmak gerektiğini göstermiş oldum.
Çölleşen araziden hayatını kazanamayıp köyü terk etmekte olan birkaç kişi orman oluşturmada çalışarak iş sahibi oldular. Onları büyük şehirlerde horlanmaktan korumuş oldum.
Orman yetiştirmek için fidan dikmek gerek. Fidanlıktan fidan alarak ekonomiye katkıda bulundum. Para dönmüş oldu.
Orman oluşturmada çaba sarf ederken sıkıntıya düşünce sabretmesini, yaptığım iş ülke yararına olduğu için devletin yardım edip etmeyeceğini öğrendim.
İyi gün dostu olanlar yanımdan uzaklaşırken, birçok aziz duygulu ve yüksek karakterli, yiğit insan ile tanıştım, böylece kötü günde beni yalnız bırakmayan dostlarım oldu.
Kazancımı ve emeklilik dönemindeki tüm birikim ve gücümü; Peygamberimizin emrettiği, çağ deviren Fatih dedemizin vakıf kurup yapılmasını vasiyet ettiği, Atatürk'ün, Ankara Orman Çiftliği'nin oluşmasındaki çabaya eş bir işe, ağaç yetiştirmeye harcamış oldum.
Bu çabamla birkaç kişinin sevap kazanmasına vesile oldum.
Kişisel olarak kahve köşelerinde pineklemek yerine ormanda vakit geçirerek zinde oldum, dinç kaldım, sağlığıma kazanç oldu.
Yetiştirdiğim ormanı çok sayıda hayvan ve kuş kendine mesken tuttu. Doğanın dengesi bir nebze düzeltilmiş, korunmuş oldu.
Sizlere bu nedenle sesleniyorum.
Beni duyun.
Dilerseniz, internette adımı yazınız, haber ve resimlere bakınız. Benim çabam, kişisel amaçlı değil. Kişisel bir çıkarım yok. Olmayacak.
Çabam, ülkemi torunlarımıza, çorak ve kurak bırakmamak için.
Sesimin duyulması İÇ ANADOLU BOZKIRININ AĞAÇLANDIRILMASI ve orman halkasının genişletilmesini sağlamak için. Saygılar sunarım.
Rahim Demirbaş
Emekli Matematik öğretmeni
(Yer: Konya Ereğli'sinin Beyören Köyü)."
Saygılar Rahim Hocam, ömrünüze bereket.
"BU VATAN BİZİMDİR, BİZİM KALACAK" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017