11 Ekim 2006 tarihinde Irak Millet Meclisi'nde yapılan oylama sonucunda 275 milletvekilinden 138'inin oylarıyla Irak'ın üçe bölünmesi resmen yasalaşmış oldu. Bu yeni yasa uyarınca ülkedeki bütün vilayetler, referandum yoluyla başka vilayetlerle birleşerek, belirli derecede özerklik hakkına sahip federasyon birimlerine dönüşebiliyor. Irak meclisini oluşturan partiler arasında geçen ay varılan anlaşma uyarınca yasa, onaylanmasından 18 ay sonra yürürlüğe girecek. Yani bir buçuk yıl sonra ortada Irak diye bir devlet kalmamış olacak. Güneyde Şiiler, Kuzeyde Kürtler ve ortada da Sünniler ayrı ayrı devletçikler haline gelmiş olacak. Federasyon kılıf, işin aslı maalesef böyle. Peki bu durum Irak'taki unsurları ve bölgeyi nasıl etkiler? ABD ve İsrail'in bazı endişeler nedeniyle bekletmeye aldıkları bu sonuç, nihai anlamda ulaşılmak istenen hedefler arasında yer alıyordu. İşgal ve istila planının bir sonucu da Irak'ın etnik ve mezhep anlamında bu şekilde üçe bölünmesiydi. Özellikle Kuzeyde kurulan "Kürdistan" ile hem Türkiye, Suriye ve İran'ın kırmızı çizgilerine anlamlı birer mesaj yollanacak, hem de İsrail'in en yeni ve en sağlam müttefiki olarak kritik Kuzey Irak bölgesinde tampon Kürdistan devleti kurulmuş olacaktı. Bu yönüyle Irak işgalinin en önemli amacının bu tampon devleti kurdurmak olduğu yönünde ciddi kanaatler mevcut.Bölünmenin Irak içindeki boyutuna gelirsek. Bölünmeye verilen destekle, Irak'taki direniş arasında doğru orantılı bir korelasyon bulunuyor. Direnişin odağı konumundaki sünniler, bu bölünme yasasına ve yapılan hesaplara karşı çıkıyor. Yaptıkları direnişle birlikte Irak'ın ulusal yapısını korumak ve işgalcileri topraklarından atmak istiyorlar.Bu konuda Independent on Sunday gazetesinin Bağdat muhabiri ve 'Occupation: War and Resistance in Iraq - İşgal: Irak'ta Savaş ve Direniş' adlı kitabın yazarı Patrick Cockburn, artık varlığından kimsenin kuşku duymadığını belirttiği, Irak'ta iç savaşın ABD ve İngiltere'nin eseri olduğunu belirtiyor ve Amerikan ve İngiliz işgalinin Iraklı Kürt, Sünni ve Şii topluluk arasındaki ayrılıkları derinleştirdiğini ifade ediyor. Cockburn, artık Sünni bir direnişçinin bir Şii'yi sadece farklı bir mezhebin üyesi olarak değil aynı zamanda bir işbirlikçi ve düşman olarak gördüğünü yazıyor. Cockburn, Amerikan Savunma Bakanlığı'nın sızdırılan bir raporuna göre Sünnilerin yüzde 75'inin direnişi desteklediğini kaydediyor. Cockburn'un bu çıkarımları ve Irak'taki mezhepsel ayrılığın ve unsurlar arası birbirine bakışın "işbirlikçi-direnişçi" denklemine oturduğu realitesini destekliyor. Evet maalesef Irak'ta bugünkü tablo böyle. Bir tarafta ülkelerinin geleceği ve bağımsızlığı için mücadele eden ve işgalci güçlerin ülkelerinden gitmesi için canlarını feda eden gruplar, diğer tarafta ise işgal güçlerinin kalması için yalvar yakar olan ve kendilerine verilecek bir paye uğruna ruhlarını işgalcilere satmış işbirlikçiler.Saflar oldukça net...Irak'taki acı tablonun bir diğer yüzü ise gerçekten tüyler ürpertici.Bazı Amerikalı bilim adamlarının saygın İngiliz tıp dergisi Lancet'te yayınlanan araştırmasına göre; Irak'ın ABD tarafından işgali ve sonrası ülkede ölenlerin sayısı yaklaşık 655 bin.Bu da işgal sonrası Irak'ta ayda ortalama 15 bin kişinin öldüğü anlamına geliyor.Sağlam tahminler üzerine oturtulan bu araştırmanın da Irak'taki gerçek kayıpları yansıtmadığı kanaatindeyim ancak bu rakamlar bile Irak'taki vahşeti gözler önüne sermeye yetiyor. Soykırım ve katliamlarla ilgili yoğun bir gündem yaşadığımız şu günlerde, dünyanın gözleri önünde yapılan bu soykırım daha ne kadar devam edecek?Daha anlamlı bir şekilde sorarsak: Dünya bu katliamı izlemeye daha ne kadar devam edecek?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012