Miadı dolmuş olan kapitalist anlayışta ısrarla devam etmemizin neticesinde, ekonominin her sahasında hızlı bir çöküş yaşanırken, hala ayıkıp bir çözümün kapısına gitmememiz gerçekten anlaşılır gibi değil…
2 gün sonra 27 Şubat 2013 tarihinde Rusya Duma'sında gerçekleşen tarihi Milli Ekonomi Modeli (MEM) toplantısının 7'inci yıldönümü…
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı ve Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, bu toplantıda 6 saat modelini ve çözümlerini anlatmıştı.
Bu toplantıdan hemen sonra Rusya MEM'i tümüyle uygulama kararı almıştı.
Bir hafta sonra da yani 5 Mart 2013 tarihinde Çin Ulusal Halk Kongresi toplanmış ve MEM'i "Rehber Prensipler" olarak ekonomi politikasının merkezine almıştı. O gün bugündür Rusya ve Çin'in öncülük ettiği BRICS devletleri dünyanın yeni denge merkezidir ve yükselen değerdir.
Başını ABD'nin çektiği kapitalist dünya ise bu tarihten sonra hem sistemi Kapitalizmi, hem de doların dünya hâkimiyetini kaybetmiştir.
MEM'in ekonominin her sahasını ilgilendiren orijinal çözümleri vardır. Bugüne kadar hiçbir ekonomik sistemin çözemediği istihdam, büyüme ve gelir adaleti sorunlarını MEM, tüketim odaklı denge anlayışıyla rahatlıkla, doğal olarak çözebilmektedir.
BRICS devletlerini borç batağından, halklarını da yoksulluktan tamamen kurtaran model MEM'dir ve bunu BRICS temsilcileri de her ortamda ifade etmektedirler.
Peki, bizler Türkiye ve Türk milleti olarak içimizden çıkan bu eşsiz Modele ve Sahibine sırt dönerek neler kaybettik, hangi faturaları ödüyoruz?
Dilerseniz, bu soruya fazla uzağa ve eskiye gitmeden sadece dün çıkan ekonomi haberleriyle cevap verelim.
* Türkiye'nin 18 yılda yaptığı tarım ithalatı 104,6 milyar dolar oldu.
18 yılda tarım ihracatımız 77,6 milyar dolar, ithalatımız ise 104,6 milyar dolar oldu. Dolayısıyla 27 milyar dolar sadece tarımda açığımız var. Tarımda net ithalatçı durumundayız.
18 yılda 106 bin ton saman ithal ettik ve bu ithalata 20 milyon dolar para ödedik.
Buğday ambarı Türkiye, buğday ithalatında dünya birincisi oldu. TÜİK'in verilerine göre, 2018 yılında 5 milyon 781 bin 59 ton buğday ithal ederken, 2019 yılında 9 milyon 805 bin 163 ton buğday ithal ettik. Buğday ithalatımız 1 yılda yüzde 69,6 arttı.
Diğer temel ürünlerde de durum farklı değil…
Örneğin, 2018'de 2 milyon 112 bin 734 ton mısır ithal ederken, 2019'da 3 milyon 593 bin 220 ton ithal ettik.
Artış yüzde 69,2…
2018'de 631 bin 874 ton yağlık ayçiçeği ithal ederken, 2019'da 1 milyon 48 bin 521 ton ithal ettik. Artış yüzde 71,6… 2018'de 21 bin 729 ton patates ithal ederken, 2019'da 80 bin 803 ton ithal ettik. Artış yüzde 270,9…
2018'de 495 ton kuru soğan ithal ederken, 2019'da 116 bin 283 ton ithal ettik. Artış yüzde 2179… İthalat artışı rekoru soğanda… 2018'de 4 bin 844 ton zeytinyağı ithal ederken, 2019'da 27 bin 967 ton ithal ettik. Artış yüzde 477,3…
Dikkat ederseniz bu ürünlerin tamamı ülkemizde üretiliyor ve doğru bir tarım politikasıyla bu ürünlerin tamamında, fazlasıyla üretip dünyada bir numara olabiliriz.
* Perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde güven azaldı.
Güven endeksi Şubat ayında bir önceki aya göre; perakende ticaret sektöründe yüzde 2, inşaat sektöründe ise yüzde 5,7 azaldı. İnşaat sektöründe yapılan bir anket çalışmasında bu güven kaybının en büyük nedeni olarak "finansman sorunları" ve "talep yetersizliği" ifade edildi. Perakende sektörü ve diğer sektörlerde de sorunlar aynı…
Sanayici, üretici, tüccar her müteşebbis, başta finans maliyetleri olmak üzere tüm maliyet kalemlerindeki fahiş artışlardan şikayetçi… Bir taraftan maliyetler artarken, diğer taraftan vatandaşın alım gücünün günbegün düşmesi sebebiyle pazar da daralmaktadır.
* Ankara kulislerinde 10'uncu vergi affı konuşuluyor.
Ekonomik durgunluk yüzünden geçen yıl vergi tahsilâtlarının azalması ve bütçe açığının kontrolden çıkması nedeniyle yeni bir vergi affının yapılacağı konuşuluyor.
1924 yılından bu yana toplam 35 kez vergi affı getirildi, bunların 9 tanesi son 18 yılda uygulamaya konuldu. Durmadan vergi affının çıkartılması hem vergi politikasının yanlışlığını hem de vatandaşın durumunu ortaya koyuyor.
Geçen yıl Kurumlar Vergisi'nde tahsilât/tahakkuk oranı yüzde 76'ya düştü. Yani 4 kurumdan biri vergisini ödeyemedi. KDV'de tahsilât/tahakkuk oranı yüzde 40. Veraset ve İntikal Vergisi'nde tahsilât/tahakkuk oranı yüzde 52. Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde yüzde 69... Vergi aflarıyla tabiri caizse sinekten yağ çıkarılmaya çalışılıyor.
* Vatandaşlara verilen haklar geri alınmaya devam ediliyor.
Bütçede dev açık oluşunca vatandaşa bir dönem verilmiş olan haklar da birer birer geri alınmakta yeni ödemeler yüklenmektedir. Bu kapsamda şu hazırlıklar yapılıyor:
Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödemesi geri getirilecek. 2015'te emekli olduğu halde çalışan esnafların emekli maaşlarından yüzde 15 kesiliyordu.
2016'da bu iptal edilmişti, şimdi geri getiriliyor.
Ölüm aylığında eşe yaş sınırı getirilecek. SGK'nın yaptığı hazırlıkta ise eğer vefat eden SGK'lının eşi belli bir yaşın üstünde değilse bu aylığı bağlamamayı öngörüyor.
Burada 30-35 yaş gibi bir sınır getirilecek.
Ayrıca emeklilerden aylık yüzde 5 sağlık kesintisi yapılması planlanıyor.
Dikkat ederseniz, çözüme sırt döndüğümüz her gün, devletimizin de, şirketlerimizin de vatandaşlarımızın da sırtına yük üstüne yük binmektedir.
Ekonomide yanlış adımların ağır faturalarını ödedik, ödemeye de devam ediyoruz.
Bu olumsuz tablodan kurtulmak mümkün; BRICS devletleri bunu Prof. Dr. Baş ve MEM'le başardı.
Darısı bizim başımıza…
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025