Gazetemizin Çarşamba günkü manşeti "İHL'ye AB Programı" idi.Konu, AB eğitim programları olan Lonardo da Vinci ve Comenius programlarının İmam Hatip Liselerinin müfredatının şekillendirilmesinde temel olacağıydı.Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü İrfan Aycan, bu programlarla kültürlerarası diyalog çalışmalarının desteklendiğini ifade etmişti. Yine bu programlarla din öğretimi açısından eğitim kalitesinin artırılması hedefleniyormuş.AB bu çalışmalara 70 milyon Euro destek sağlıyor.Konunun altını bir daha çizelim:Türk milletine İslam dinini anlatması ve öğretmesi için imam ve hatipler yetiştirilen okullarda, temeli Hıristiyan kültürüne dayalı AB programlarıyla kültürlerarası diyalog kapsamında AB fonlarıyla eğitim çalışmaları yapılacak.Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Kültürlerarası diyalog ne demek? Dinlerarası diyalog faaliyetlerinin devamı.Dinlerarası diyalog Vatikan'ın bir projesi. Vatikan'ın kendi resmi yayın organında geçen tarifiyle "Halkları Hıristiyan olmayan ülkelerin Hıristiyanlaştırılması" faaliyeti.Bu çalışmalar Türkiye'de büyük bir tepkiyle karşılaşınca, siyasi zemine taşınmış ve isim değişikliğine gidilmiş, "Medeniyetlerarası ittifak", "kültürlerarası diyalog" gibi yeni isimler almıştır. Hangi isimde olursa olsun özü hep aynı kalmıştır.Bu projelerin uygulanmasında AB, ABD, İsrail ve Vatikan beraber hareket etmektedir. Bu ülkeler, gerek Afrika'da, gerek Ortadoğu'da her türlü katliamı, soykırımı, vahşeti alabildiğince, bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleştirirken, ülkelerin yönetimlerini devirip işgal üstüne işgal yaparlarken, bu projelerle de bu coğrafyalardaki milletlerin direnç koymasının önüne geçilmektedir.Yani pratik uygulamada hedef hem Hıristiyanlaştırma, hem de işgalin önündeki direncin kırılmasıdır.Bu projeler, Batı'nın Endülüs'ü ve Osmanlı'yı yıkış senaryolarının bir ürünüdür.Bu projelerle Batı, işgali etmek istediği, ya da ettiği ülkelerin lnsanlarına makyajlı yüzüyle çıkmaktadır. Bir taraftan silahını, topunu, füzesini doğrulturken, diğer taraftan sempatik bir role bürünmektedir.Hoşgörü ve diyalog masallarıyla insanlar uyutulmakta ve Batı hayranı, Batı'nın empoze ettiği kültür ve inancı, kendi kültür ve inancına tercih eden, hatta kendi kültür ve inancını küçümseyen insanlar, nesiller yetiştirilmektedir.Batı kendi insanını, özellikle de Türkiye'ye ve Türk milletine karşı son derece bilinçli yetiştirirken, yerli taşeronları da kullanarak bizim gençlerimizin beyinlerini yıkamaktadır, gönülllerini bulandırmaktadır.Şimdi başta ifade ettiğimiz AB programlarına tekrar dönelim.Lonardo da Vinci programıyla AB, gençlerimizi mesleki açıdan avucunun içine alarak Batı hayranı yaparken, Comenius ile de, inancını, dinini, bayrağını, kültürünü bir kenara koymuş kimliksiz, AB'nin değerlerine entegre olmuş, asimile olmuş, Türklüğünü rafa kaldırmış bir gençlik yetiştirmek istemektedir.Batının işgaline karşı onurlu bir duruş ortaya koyabilecek Mustafa Kemal'ler değil, Batıya ram olmuş, ülkeyi teslim etmeye hazır Damat Ferit'ler yetiştirilmek istenmektedir.Özellikle İmam Hatiplerden başlanması da dikkat çekicidir.Çünkü imamlık halkımızın saygı duyduğu bir meslektir ve toplumun önderi olarak Batının kokuşmuş kültürüyle yoğurulmuş bir imamın vereceği zarar başka bir şeye benzemez.Batı bunların hepsini hesap ediyor, tuhaf olan bu tehlikelere karşı bizim çok hesapsız olmamız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025