Sayın iktidar ve onun lideri Sayın Tayyip Erdoğan!
Biraz bilge insanlarımıza kulak verirseniz, ülkeyi dünyanın bir numaralı devleti yapmanın, ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz.
İktidar olmanızdan bugüne kadar çok büyük sıkıntılar içinde olduğunuzu biliyoruz. Ve bu sıkıntıların da sebeplerini, halkımızın çoğu bilmektedir. Bazıları hoş karşılamakta bazıları ise bir türlü kabul edememektedir. Şurası muhakkak ki, Türk milleti son derece affedici ve hoş görücüdür. Tek istediği dürüstlüktür.
Pek çok idareci koltuk uğruna içte ve dışta tavizler vermek durumunda olmuşlardır. Bu nedenle ülkemiz pek çok güçlükle karşı karşıya kalmış ve kalmaktadır. Uzun zaman geçtikten sonra vicdanen pişmanlık duyan ve az da olsa verdiği tavizi tutmayan, ya da savuşturmak isteyenlerin akıbetlerini tarih boyu görmekteyiz. Ya koltuktan çok geç olmadan kurtuldular, ya da hayatlarını kaybettiler. Sürdürülebilir borç bir an gelir durur. O zaman durum Yunanistan’ın başına gelen gibidir. AB’de olmasalardı, kesin olarak ülkeleri paylaşılırdı. Gene de akıbetleri dıştan kontrollü hale gelmiştir. Sizden öncekiler borcu istedikleri gibi sürdüremediler.
Siyaseti bilmek nedenlere niçinlere cevap aramaktır. Seçim sahasında hangi liderin daha çok borç alabileceği düşünülerek seçim sonucu belirlenen bu ülkede, kimin ülkeyi kurtarabileceği ölçü olmalıydı. Halkımız bunu başında ne yazık ki, göremedi. Halk ölçüyü kaçırınca iş çığırından çıkmış oldu. Muhalefeti olmayan, daha doğrusu, AB ye ABD ye, beni seçtirirsen daha fazla taviz veririm, diye mesajlar veren muhalefete sahip bir ülkede, ne yazık ki iş tam manasıyla içinden çıkılmaz hale gelmiştir.
Ne yazık ki taviz vermede tarihi rekor bu iktidara nasip olmuştur. Olan oldu. Zararın neresinden dönülürse kardır. Kendinizi kurtarmadan ziyade, vatanı nasıl kurtarırım diye düşünmenin zamanı geldi, geçiyor. Aslında sizi kurtarmak mümkün değil. Her kararınızda daha fazla batıyorsunuz. Bu nedenle bir an önce işleri yoluna koyup, halka unutmaları için fırsat tanıyın ki, affa uğrayasınız.
Yapacağınız gayet basit. Önce, Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibini bir toplantıya davet ediniz. Veya kendiniz bir ziyarette bulununuz. Her türlü desteği alacaksınız. Oradan ayrıldıktan sonra kendinizi çok hafiflemiş olarak bulacaksınız. İlerideki seçimde ABD’nin veya bir başkasının desteğine ihtiyacınız olmayacak, millet sizi baş tacı edecektir. Şu ana kadar sizi korkutan ABD iki yıl sonra Türkiye’ye danışmadan bir adım atamayacaktır. Bu başlangıcı yaptığınızda tüm sorunların çözümü de tamamlanacaktır. Bu teklifimi size direk olarak yapıyorum. Çünkü BTP’nin ve bilhassa Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın arzusunun ne şekilde olursa olsun tam bağımsız Türkiye olduğunu biliyorum.
Milli Ekonomi Modeli ve bunun sonucu olan Milli Devlet- Sosyal Devlet projeleri ile size yol göstereceğinden şüpheniz olmasın. Sizin bu tavsiyemi göz önüne hızla almanızı diliyorum. Vakit daralmıştır. Bu devletimizin son şansıdır.
Biraz bilge insanlarımıza kulak verirseniz, ülkeyi dünyanın bir numaralı devleti yapmanın, ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz.
İktidar olmanızdan bugüne kadar çok büyük sıkıntılar içinde olduğunuzu biliyoruz. Ve bu sıkıntıların da sebeplerini, halkımızın çoğu bilmektedir. Bazıları hoş karşılamakta bazıları ise bir türlü kabul edememektedir. Şurası muhakkak ki, Türk milleti son derece affedici ve hoş görücüdür. Tek istediği dürüstlüktür.
Pek çok idareci koltuk uğruna içte ve dışta tavizler vermek durumunda olmuşlardır. Bu nedenle ülkemiz pek çok güçlükle karşı karşıya kalmış ve kalmaktadır. Uzun zaman geçtikten sonra vicdanen pişmanlık duyan ve az da olsa verdiği tavizi tutmayan, ya da savuşturmak isteyenlerin akıbetlerini tarih boyu görmekteyiz. Ya koltuktan çok geç olmadan kurtuldular, ya da hayatlarını kaybettiler. Sürdürülebilir borç bir an gelir durur. O zaman durum Yunanistan’ın başına gelen gibidir. AB’de olmasalardı, kesin olarak ülkeleri paylaşılırdı. Gene de akıbetleri dıştan kontrollü hale gelmiştir. Sizden öncekiler borcu istedikleri gibi sürdüremediler.
Siyaseti bilmek nedenlere niçinlere cevap aramaktır. Seçim sahasında hangi liderin daha çok borç alabileceği düşünülerek seçim sonucu belirlenen bu ülkede, kimin ülkeyi kurtarabileceği ölçü olmalıydı. Halkımız bunu başında ne yazık ki, göremedi. Halk ölçüyü kaçırınca iş çığırından çıkmış oldu. Muhalefeti olmayan, daha doğrusu, AB ye ABD ye, beni seçtirirsen daha fazla taviz veririm, diye mesajlar veren muhalefete sahip bir ülkede, ne yazık ki iş tam manasıyla içinden çıkılmaz hale gelmiştir.
Ne yazık ki taviz vermede tarihi rekor bu iktidara nasip olmuştur. Olan oldu. Zararın neresinden dönülürse kardır. Kendinizi kurtarmadan ziyade, vatanı nasıl kurtarırım diye düşünmenin zamanı geldi, geçiyor. Aslında sizi kurtarmak mümkün değil. Her kararınızda daha fazla batıyorsunuz. Bu nedenle bir an önce işleri yoluna koyup, halka unutmaları için fırsat tanıyın ki, affa uğrayasınız.
Yapacağınız gayet basit. Önce, Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibini bir toplantıya davet ediniz. Veya kendiniz bir ziyarette bulununuz. Her türlü desteği alacaksınız. Oradan ayrıldıktan sonra kendinizi çok hafiflemiş olarak bulacaksınız. İlerideki seçimde ABD’nin veya bir başkasının desteğine ihtiyacınız olmayacak, millet sizi baş tacı edecektir. Şu ana kadar sizi korkutan ABD iki yıl sonra Türkiye’ye danışmadan bir adım atamayacaktır. Bu başlangıcı yaptığınızda tüm sorunların çözümü de tamamlanacaktır. Bu teklifimi size direk olarak yapıyorum. Çünkü BTP’nin ve bilhassa Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın arzusunun ne şekilde olursa olsun tam bağımsız Türkiye olduğunu biliyorum.
Milli Ekonomi Modeli ve bunun sonucu olan Milli Devlet- Sosyal Devlet projeleri ile size yol göstereceğinden şüpheniz olmasın. Sizin bu tavsiyemi göz önüne hızla almanızı diliyorum. Vakit daralmıştır. Bu devletimizin son şansıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017